23 3 0
                                    

Sevgili Maria'm kusursuz sevgilim,
Son zamanlarda hayattaki amacımızı sorgulamaya başlamıştım. Her gün aynı düzenle hayata tutunmaya çalışıyoruz. Biz gibi olmayan kişiliklere girmeye, gerçek benliğimizde umrumuzda olmayacak hobilere merak sarmaya başlıyoruz. Oysa sadece yaşamaya çalışsak, anın tadını çıkarsak rahatlardık. Zaten bakış açımız bir süre sonra değişir. Bu koşuşturmalı hayata kapılıp gidiyoruz oysa bir gün afallıyacağız. Dönüp hayatımıza bakıcaz artık günlerin tadı tuzu olmayacak. Pencereyi açıp kokladığımız hava mutluluk vermeyecek. Yaptığımız kahvaltılar, sağlığımız için dikkat ettiğimiz öğünler fazlalık gibi gelicek. Artık kendimize değer vermeyip süslenmeyi bile benliğimize layık göremeyeceğiz. Hayatı sadece gün geçirmekten ibaret gördüğümüzü anlayacağız. Sonra bir bakıcaz yıllar geçmiş, yüzümüz de bir kaç kırışıklık çıkmış. Çevremizdeki yaşam tarzı değişmiş. Yeni modalar gelmiş ve artık hayat bizim için bitmiş olucak ve yeni nesile bu döngüyü bırakıcaz. İnsanoğlu ne kadar acımasız ve bencil değil mi? Onlara her seferinde daha harabe bir dünya bıraktığımız yetmezmiş gibi bir de bu döngüyü bırakıyoruz.
Yine sıradan bir güne uyanmıştım ya da ben öyle sanmıştım. Sen olmadığın zamanlar sıkılıyordum ve benim için sıradan ilerliyordu. Akşam verdiğin kitaptan biraz okumuştum. Kavga yoktu demiştim ya olmuştu. Sabah kahvaltısında evde babam olmadığı için, rahat konuşulucak konuların kavgası olmuştu. Annem okul olayını sorup kızmıştı. Bunları yazarken hala o günlerin utancını duyuyorum. Bana kızgın olmanı hep haklı buluyorum.
Annem, abime, abimse bana kızmıştı.
Her şeyi anlattığım için sinirliydi.
" o kızı da anlattın mı ?"
Sinirden tepemde duran abime bakmıştım.
" abi "
" ne lan ?"
Abimin asla bitmek bilmeyen siniri vardı. Yine her şeye kızıyordu. Annem olayı anlamamıştı ama susmayan abim sayesinde öğrenmişti. Senin için dışarı kaçtığımı öğrenmişti. Sinirden abime o gün çok kötü laf etmiştim. O günlere dönsem özür diler öyle demek istemediğimi söylerdim. Bir anlık korkudan ve sinirden öyle söylediğimi keşke ona anlatabilseydim. Zaten sinirden cümleyi bile toparlayamamıştım.
" abimsin diye sana güvenmek istemiştim ama hata etmişim. Sen iğrenç bir insansın. Seni hiç sevmiyorum, sevemem de o gün, o olaylarda seni kaybetmekten korkmuştum ama saçmalamışım umarım geberip gidersin. "
Ne kadar bencil ve korkak olduğumu bilmeni isterim. Bil ki bu mektupta sana gerçekten kendimi anlatıyorum. Belki unutmuşsundur diye yalanlarla doldurmuyorum. Aslında bu mektup bir nevi geçmişimden kaçış gibi, sana anlatıyorum ve geçmişimle vedalaşıyorum. Bu mektubu sana gönderdiğim an geçmiş benden uzaklaşmış olucak. Geçmişimden kaçmak ne kadar zavallıca duruyor fakat kaçmak bazen iyidir. Yıllardır içime atmaktan yoruldum. Beni anlıyorsun değil mi Maria'm, bunları yazarken seninle konuşuyormuş gibi hissediyorum.
Annem çok kızmıştı. Bana vurmuştu. O an üzülmüştüm fakat şuan hak ediyorum diyorum. Bana vurulmasını haklı görmeme kızardın fakat şuan sen de annemi haklı buluyorsundur. Annem beni sürüklüyerek odama götürüp, kapattığında içimde oluşan bir kin vardı. Ailem seni yasaklamıştı. O an abime dediğim şeyler umrumda değildi. Hatta eksik bile söylemiştim ama şuan hayatın birini kırmak için ne kadar gereksiz bir şey olduğunu anladım. Olgunlaştım ya da yıllardır biriktirdiğim vicdan azabım içimi kemiriyor.
Odamda ağlıyordum. Annem çok canımı acıtmıştı. Bu aileye olan nefretim gittikçe büyüyordu. Odamda eski defterimden bir sayfa koparmıştım. Senin için bir not yazmıştım.
" Sevgili Maria'm maalesef bugün seninle görüşemem. Bunun için özür dilerim fakat sebeplerimi anca yarın anlatabilirim. Şans'ı benim yerime bol bol sev. İyi günler ve iyi geceler geleceğim. "
Bu kağıdı pencerenin kenarına sıkıştırmıştım. Hafif rüzgar esintisi onu uçurtamazdı fakat bu riskte vardı. Yine de görmen umuduyla onu oraya bırakıp, pencereyi kapatmıştım. Sonra ağladığımı ve yorgunluktan uyuya kaldığımı hatırlıyorum. Zaten her ağlama sonrası uyurdum. Uyandığımda pencereye koşmuştum. Not oradaydı fakat üstüne yazı eklemiştin. " Güzel Nilüfer bugün seni görememek beni üzdü ve korkuttu fakat bunun için özür dileme. Umarım akşam hemen uyurum ve yarın seni görürüm. Şans'ı bol bol sevdim. Biraz üzgün gibiydi. İkimiz de seni özledik. Neyse zaman çabuk geçer ya. Sana da iyi günler ve iyi geceler sevgilim. "
Notunu hala saklıyorum. O gün bana bir yazıyla iyi hissettirmiştin. Notunu hemen yatağımın altındaki kutuya saklamıştım. Ailemin görmesinden korkuyordum. Sonra verdiğin kitaptan biraz okuyup uyumuştum. Uyandığımda vücudum da anlam veremediğim bir yorgunluk vardı. Yatağa yapışmış gibiydim. Kalkmak istemiyordum fakat bugün seninle buluşmalıydım, yoksa bana darılırdın. En son isteyeceğim şey seni kırmaktı.
O gün erken saatte mutfağa gidip bir şeyler yemiştim. Sonra da kapının oraya gidip kimse fark etmeden ayakkabılarımı almıştım. Odama koşar adım gidip ayakkabılarımı saklamıştım. Annem bir iki kere beni kontrole gelmiş, küs olduğumu görünce çıkıp gitmişti. Ben de yatakta uzanıp seni beklemiştim. Öğlene kadar beklemek istemiyordum fakat başka çarem yoktu. Seni beklerken, senin için süslenmek istemiştim. Yataktan kalkıp kıyafet seçmiştim. Saçlarımın ön kısımlarını toplamıştım. Güzel yünlü kazağımı ve uzun eteğimi giymiştim. Aslında pantolon çok severdim ama ailem izin vermezdi. Yatağımın altındaki kutuda sakladığım bir ruj vardı. Hafif kırmızıydı. Onu yanaklarıma ve dudaklarıma sürmüştüm. Tam sürmekten korktuğum için azıcık dokundurmuştum. Sonra tekrar oturup seni bekledim. Yatakta sıkılmıştım ki seni gördüm. Pencereye vurdun. Yine erken gelmiştin. Pencereyi açmıştım.
" beni bekle olur mu? "
" tamam. "
Kapımı kitleyip boynuma kırmızı atkıyı dolamıştım ve ayakkabılarımı giymiştim. Pencereye geri geldiğimde atlamak için pencereyi komple açıp ucuna oturmuştum. Bana şaşkın bir şekilde bakıyor, naptığımı anlamaya çalışıyordun. Yine de elini uzatmıştın. Elinden tutup aşağı atlamıştım ve koşarak uzaklaşmıştık. Hiç sorgulamadan gelmiştin. Dükkan yapım aşamasındaydı, bu yüzden evine gitmiştik. Yine herkesle tek tek selamlaşıp odana geçmiştik. Kapıyı kapatır kapatmaz sana kocaman sarılmıştım. Sarılmamız bitince elimden tutup yine koltuğa oturtmuştun.
" ailen kızmaz mı, dün neler oldu, niye dudağının kenarı yara olmuş ve gözlerin niye şişik? "
Yüzünü ellerimin arasına almıştım. Yanağından öpüp geri çekilmiştim. Boynumdaki atkıyı çıkarıp senin boynuna dolamıştım.
" bir sakin ol Maria. Önce sana hediyemi veriyim. "
" Nilüfer bu çok güzel fakat aklımdaki sorulara cevap vermeden bana verdiğin hediyene gülümseyemem. "
" dün ailemde bir kavga çıktı. Abim anneme seni söyledi. Ben de ona kaba konuştum ve annem kızıp vurdu. Kaçmak zorunda kaldım. Yoksa bugün seni göremezdim. "
" keşke bir kaç gün daha görüşmeseydik ama ailenle aran kötü olmasaydı. Kaçtığını öğrenince çok kızıcaklar. "
" onlar bir bahane bulup yine kızarlardı, bunları kafana takma. Ben seninle olmaktan mutluyum. "
" hediyen için de teşekkür ederim. Çok güzelmiş ama atkını bana verirsen sen ne takıcaksın? "
" ben zaten dışarı çıkmıyorum. Sen okula gidip geliyorsun. Sana daha çok lazım. Ayrıca onu ben ördüm ve yine yapabilirim. Boş vaktim çok, güle güle kullan. "
" tekrardan teşekkür ederim. Çok güzel yapmışsın."
" rica ederim Maria'm "
Oturup uzun uzun konuşmuştuk. Bana gününü anlatmıştın ve dün seninle kaçmasaydık başına neler geleceğini anlatmıştın. Arkadaşlarının başına gelenleri anlatırken bana sarılmıştın. Benim şansın olduğunu düşünmüştün. Oysa yalancı biriydim. Bana o olayları korkarak ve gözyaşlarıyla, kendin yaşamış gibi anlatırken ben seni teselli etmiştim. O olaylarda benim abim de vardı diyememiştim. Özür dilerim Maria'm.
O olayları anlattıktan sonra bana kitaplığını ve çizdiğin resimleri göstermiştin. Sonra bana oyuncak bebek vermiştin. Kokun üstündeydi.
" beni göremedikçe bakarsın. Anı olur. Ben de atkına bakıcam. "
" teşekkür ederim Maria'm. "
O günüm harika geçmişti. Seninle oturup konuşmuştuk. Makyajımı bile fark etmiştin. Gülmüştük. Çok eğlenmiştim fakat akşam olmuştu ve eve gitmem lazımdı. Beni yine evime kadar bırakmıştın. Bunun ikimiz için de zor olduğunu biliyordum. Pencereden içeri girmeme yardım etmiştin. İçeri girince seni uğurlamış. Penceremi kapatmış ve üstümü değiştirmiştim. Oyuncağı kutuma saklamıştım. Seninle ilgili güzel bir anı fakat odamda sergileyemiyordum.
Maria'm gençlik çok tehlikeli bir şeydir. Birbirimize yemen kanmıştık fakat gençlik heyecanı ikimize de zehir olucaktı. Bunları o zaman bilseydin, yine de benimle olur muydun?
Ben olurdum. O gençlik heyecanı zehir de olsa bir zamanlar şifa olmuştu.

Maria'm (GXG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin