18 3 0
                                    

Sevgili Maria'm tek aşkım,
Bazı anlarda kelimeler kifayetsiz kalır. İnsanlar yaşadıkları duyguları kelimelere sığdıramaz, anlatmak istese dili varmaz, gözyaşları izin vermez. Böyle anlarda seni gerçekten anlayan biri, konuşmanı beklemez, sadece sırtını sıvazlar.
Yeni ev, aileme uzak Gül'e yakındı. Evi pek sevmemiştim. Güneş almasına rağmen kasvetliydi. Eşyalar, zaten berbat olan evi, daha kötü yapmıştı. Evliliğim hiç içime sinmemişti fakat düşündüğüm kadar korkunçta olmamıştı. Bedri'nin ailesi yan evimizde oturuyordu, bu yüzden ilk bir ay annesi sürekli gelip, kontrol ederdi. Beni hiç istemediğini, mecbur kaldığını söylerdi. Bana karşı güveni yoktu.

Evlendiğimiz günün akşamı salonun ortasında, elbisemi hiç çıkarmadan oturup ağlamıştım. Ben akşama kadar salonda otururken, Bedri balkonda sigara içip, düşünmüştü. O zamanlar bilmezdim fakat tanıdıkça öğrenmiştim. Morali bozulunca sigara yakar, uzun uzun düşünürdü, bende ona pek ilişmezdim. Ne hali varsa görsün, yeter ki ucu bana dokunmasın derdim.
Ağlamam bitince duvardaki saatin tıngırtısıyla boş boş duvara bakmıştım. Öyle çaresiz, yalnız ve korku hissediyordum ki. Umutsuzluktu beni ağlatan. İçimde bir gram inanç kalmamıştı. Ne dine, ne aileme, ne sevdama, ne de bir ay önce hayatıma giren Bedri'ye, kimse güven vermiyor, kimse benim için çabalamıyordu. Yaşamak, hissetmek, sevmek ve sevilmek için kendi kendime çaba göstermen lazımdı. Kimse elimi tutmuyor, sırtımı sıvazlamıyordu. Bu sözlerim asla Gül'e değildi, aslında ne kadar kızsam da sana da değildi Maria'm.
Saatin gürültülü, tıngırtılı sesi, kafamın içinde ki düşünceler ve ağlamaktan kalan hıçkırık sesimle baş başa kalmıştım ki, merdivenden adım sesleri geliyordu. Bedri yanıma gelecekti, her basamakta korkum giderek büyüyordu. Ayağa kalkıp, etrafta kendimi savunmak için eşya aramanın çaresizliğini de hissetmiştim, zaten bir o eksikti. Yaşadıklarımdan, gerçeklikten kaçmaya çalışıyordum, fakat bir şey yaşanıcaksa, kendimi koruyamayacak kadar güçsüz olduğumu biliyordum. Gerçekten kaderim, hayatımdaki amacım bu muydu, istemediğim biriyle evlenip ona köle olmak mıydı, onun verdiği kararlar kadar mı yaşayabilirdim? Ben zaten ailemden bu yüzden nefret ediyorken, bir de bu aptal evlilik çıkmıştı.
Bedri salona gelip koltuğa oturmuştu, bana bakarak karşısındaki koltuğu mimikleriyle işaret etmişti. Konuşmayı -özellikle benimle- sevmezdi. Koltuğa oturduğum gibi konuşmaya başlamıştı. Açıkçası ondan bu tarz bir konuşma beklemezdim.
" ben yurt dışında çalışıyorum. Ailem oradan birine kapılmayayım diye seninle evlendirmek istedi. Zaten abin sayesinde oldu biliyorsun fakat ben yurt dışında sadece işim yüzünden durmuyorum. Ben 3 yıldır evliyim, 1 yaşında oğlum var. Bana karşı bir şey hissetme diye söylüyorum, aptal düşüncelere de girme. Ben yine yurt dışına gidicem. Arada bir gelir, sana para bırakırım. Bu evi de senin üstüne yapıcam ve karşılığında benden bir şey istemiceksin, bu konuşulanları da sır olarak tutucaksın. Acil bir konu olursa diye sana bir adres bıraktım, oraya mektup yazarsın. Sürekli mektup yazıp, bir şeyler istemeni ve beni sormanı istemiyorum, sadece mektup. Arada bir ansızın gelirim, hareketlerine hep dikkat et, geldiğimde senin hakkında bir dedikodu duyarsam, senin için iyi olmaz. Haftada iki kere ailemi ziyaret et ve evi her an gelecekmişim gibi temiz tut, geldiğimde de hizmet et. Sana karşı bu kadar sakin konuştuğuma kanma. Ben çok sinirliyimdir, hele bir istediğim olmasın, canını yakarım. Herhangi bir erkeği hayatına aldığını, baktığını görürsem, duyarsam fena olur. Namuslu ol, yüzümü karartma. Bir de evli olduğumuzu unutma, anladın mı?"
Başta sakin olsa da, sonlara doğru gergin bitirdiği konuşmasını, çok sakince dinlemiştim. Açıkcası beni korkutmayı başarmıştı. Ona onay verdikten sonra odaya gitmiştim. Sonuçta bir kaç gün durup gidicekti ve uzun süre gelmezdi diye düşünmüştüm. Bu yüzden kısa süre onun istediği gibi davransam, canım yanmadan günü bitirirdim. Ailemle yaşamaktan daha kolay olurdu diye düşünmüştüm, öyle de olmuştu. Bedri tersine gidilmedikçe iyi biriydi. Sohbet etmeyi, gezmeyi, okumayı, dinlemeyi sevmezdi. Sadece karısına mektup yazar, televizyona kulak verirdi. Türkiye'ye döndükçe benimle pek konuşmaz, genelde ailesine giderdi. Bazen beni de peşine takardı. Annesini sevmesem de giderdim. Bedri'yi kızdırmaktansa annesinin o uyuz hareketlerine katlanabilirdim. Bedri evlilik boyunca bir kere bile bana dokunmamıştı. Bir erkeğin cinsel ihtiyacı olmaktan hep korkmuşumdur. Bu aptal evliliğin zorunlu bir getirisi olacağını düşünmüş, korkmuştum fakat düşündüğüm gibi olmamıştı. Karısına sadık biriydi, hoş bu evlilikten sonra bunu demek garip gelmiş olabilirdi. Yine de bana kardeş gözüyle baktığı için onu çok yargılamazdım. Yargılamayı kendime hakta görmezdim. Aslında evlilik kötü değildi. Bedri gidince Gül bize sık sık kalmaya gelirdi. Ailelerimizden kurtulup ayrı eve çıkmış gibi hissederdik. Bu hissettiğim özgürlükte kısıtlıydı fakat diğer eve göre çok çok iyiydi. Bedri'nin annesi ansızın kontrole gelirdi, dışarı çıktıysam ne giydim, parayı nereye harcadım gibi sorular sorup bilgiler toplar gelince Bedri'ye şikayet ederdi.
" şu kıza az para yolla, çok şımartma yoksa evin başına geçtiğinde başına çıkar. " söylendikçe söylenirdi. Annesini pek sevmesem de babasını severdim. Ona baba demem hoşuna giderdi. O da Bedri gibiydi, işlerini hallet, bir çay, yanına da bir dilim tatlı koy dünyalar onun olurdu. Bazen karısına benim yüzümden kızardı.

Yine de iyiydim. Bu halime şükür diyordum. Bedri yanımda oldukça günlerin yorgunluğundan düşünmeye vaktim olmazdı fakat kimse olmayınca, yalnız kalmaktan korktuğum evde bir başıma kalınca balkona çıkar, düşünürdüm. Seni düşünürdüm, Şans'ı düşünürdüm. Sizi merak eder, sizin için endişelenirdim. Hayatım hep böyle mi gidicek, hep aklımda mı olacaksınız? derdim. Bir yanımda nasıl unutucaksın ki derdi. İki yıl geçmiş hala ortalıklarda yoktun fakat olsa ne değişecek ki derdim? O kadar sözden sonra ne sen gelirdin, ne de bu evlilikten sonra ben sana ilişirdim.
Aradan yaklaşık 6 ay geçmişti. Bu 6 ayda Bedri sadece üç kere uğramıştı. Aslında yasaklar vardı fakat yurt dışında çalışanlara izin veriliyordu. Bedri yine gitmişti, gitmesinin üstünden bir hafta geçmişti. Gül benimle kalıyordu. Bedri bu duruma artık kızsa da tek kalmaktan korktuğum bildiği için bir şey demiyordu, yine de o burdayken Gül oturmaya bile gelmezdi. Gül ile oturmuş sohbet ediyorduk. Artık onun da hayatında biri vardı. Bana onu anlatıp dururdu, hep sabırla dinler, o heyecanına ben de heyecanlanırdım. Evlenmeyi düşündüğünü söylerdi. Evlenmeye karşı da olsam, onu desteklerdim. Sonuçta karşısında olsam, beni mi dinlerdi? Sevdanın karşına de geçmek istemezdim, çünkü bunun nasıl hissettirdiğini en iyi ben bilirdim.
Nikah günümde ailemle son kez yüzleşmiştim ve bir daha onları görmemiştim. Ne onlar hatalarını anlayıp yanıma gelmişti, ne de ben gururumu kırıp kapılarına gitmiştim. Onlara, öyle konuştuğum için bana saygısız diyorlardı fakat kimse neden böyle konuştuğumu düşünmüyordu, bu kadar şeyi anlık bir sinirle değil de yılların birikimi olduğunu, kabul etmiyordular. Aslında onları yine içten içe affetmiştim. Buraları okurken bana kızabilir, hatta yüzsüz olduğumu söyleyebilirsin fakat elimde olan bir şey değildi. Yine onları kafamdaki düşüncelerle çalışıp affetmiştim, bir kapımı çalsalar özür bile beklemeden affederdim. O kadar şeye rağmen affederdim diye düşünmek bile utanç verici fakat ben bir aile istiyorum. Aptal sebeplerden kaçan ebeveynlere, ebeveyn olmak yerine çocuk olmak istiyorum. Çaba, ilgi, sevgi ve ayrımcılık olmadan yaşamak istiyorum.
O gün evden çıktıktan sonra sadece bir kere abimi görmüştüm, Bedri son geldiğinde yine ailesini görmeye gitmiştik. Abim, Bedri'nin babasıyla beraber bir şeyler konuşuyordu. Çayımızı içip kalkmıştık bir sohbet etmeyi bırak, göz göze bile gelmemiştik. Gelmeme sevinip, sarılmamıştı, oysa ben o koltukta oturup tüm gün ona bakmıştım. Bir göze göze gelsek ona bile ağlardım ya. Kardeş olmayı geçtim, sanki aynı evde büyümemişiz gibi davranmıştı. Sanki sadece komşusunun karısıydım. Hoş o bile, şuan abime daha yakındı. Ailemden sadece bir kişiyi görmüştüm, o da son görüşümmüş bilmiyordum.

Maria'm (GXG)Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon