BÖLÜM 11

16.4K 902 68
                                    

BÖLÜM 11: RÜYA


"Güzel torunum, bak şu içli köfteden ye." Artık kusucak raddeye geldiğimi anladığım da Bahoz dedeme döndüm ve konuştum.

"Dedeee. Valla yeter artık kusucam." Yalvarırcasına söylediğim şeylerle tüm aile gülmeye başladı. Hemen onlara dönüp, "Gülün siz gülün." Dedikten sonra hemen Tugay'a döndüm.

"Öyle olsun doktor." Dediğimde gülmeyi bırakıp göz devirdi.

"Neden her seferinde ben?" Dediğinde omuz silkip arkama yaslandım. Aklıma gelen şeyle hemen morelim bozulmuştu.

Yarın okul vardı...

"Amcasının güzeli, hele söyleyesin n'oldu da güzel yüzünü astın?" Rohat amca bunu dediğinde herkes bana döndü.

"Arın, n'oldu güzelim?" Barın bunu dediğinde mal mal suratına baka kalmıştı. Kafamı hızla iki yana sallayıp konuştum.

"Yarın okul var." Dediğimde Ali ve Ege'de somurtmaya başlamışlardı. Yanımda oturan Tugay kafama vurduğunda ona döndüm hemen.

"Ne vuruyon be!?" Dediğimde bana tip tip baktı.

"Bir şey oldu sandık." Olmuştu zaten, okul vardı yarın. Bundan daha kötü ne vardı? Önüme döndüğümde kötü kötü bakan Barını gördüm. Şirin olmaya çalışıp gülerken, o da gülmüştü.

Şu anda bütün aile bahçede kurulmuş masadaydı. Masanın uzunluğunu, ne siz sorun ne ben söyliyeyim.

Sofraya oturduğumuzdan beri Bahoz dedem sürekli bir şeyler tıktırıyordu azıma. Kendisi en başta otururken ben sonlara doğru oturuyordum. Bahoz dede Tugay'a söylüyor, Tugay da ağzıma tıkıyordu.

Kafamı kaldırdığımda, Tugay'ın gözüme sokmak istermiş gibi tuttuğu pilav dolu kaşıkla göz göze gelmiştim. Kafamı yavaş yavaş Tugay'a doğru çevirdiğimde bana gülümseyerek bakıyordu. Ama ben bunu yerim. Kafamı yavaşça iki yana salladım ve gülümseyip kaşıktaki pilavı yedim.

Şimdi arkadassaklar ben bir şey fark ettim. Bu kuzenlerden en az iki tanesi bana karşı önyargılı olmaları lazımdı. Bunlar şu ana kadar hiçbir şey demedi.

Demelerini mi istiyorsun salak?

Evet. Azıcık kaos.

Göz devirdim say.

Tamam.

"Ee Deniz, alışabildin mi buraya?" Alaylı bir şekilde soru soran çocuğa döndüğümde, yanlış hatırlamıyorsam bu çocuğun ismi Mert'ti.

Bende onun gibi yüzüme alaylı bir gülümseme yerleştirip konuştum.

"Alışıyorum." Dedikten sonra yemeğime döndüm.

"Önceki ailenle aran nasıldı?"

Sorduğu soru ile bir kaç saniye boş boş yemeğime bakmıştım. Masadaki elim yumruk haline geldiğinde hemen elimi bacağıma koydum. Ve alaylı bir şekilde sırıtmaya başladım. Bu aptala istediğini vermiyeceğim. Sinirlenme mi veya üzülmemi bekliyorsa çok bekliyordu.

Kafamı ondan tarafa çevirdiğimde bana aynı şekilde bakıyordu.

"Bu seni ne ilgilendiriyor? Hangi hakla bu soruyu soruyorsun? Veya hangi sıfatla?"

"Mert, kes o sesini yoksa ben çok güzel bir şekilde kesicem!" Bedir amca Mert'e bağırdıktan sonra Elif yenge konuştu.

"Hemen özür dile Deniz'den!" Mert annesine döndü ve konuştu.

ARIN DENİZ (Gerçek ailem) Where stories live. Discover now