BÖLÜM 18

12.6K 780 89
                                    

BÖLÜM 18 : MAVİ GÖZLER

"İnşallah aklından geçeni yapmazsın baba." Diyip oturduğum yerde biraz daha kaydım aşağıya doğru.

"Öncelikle hepiniz hoş geldiniz. Bu davetin asıl sebebi birkaç ay önce öğrendiğimiz gerçekleri herkesin bilmesi. Yıllar önce bir hemşirenin hatası yüzünden gerçek kızımızdan ayrı kaldık. Ama aylar önce hastaneden gelen haber ile öğrendik ki gerçek kızımızın Aylin değilde, Arın Deniz oduğunu." Lafını bitirdiğinde gözleri bana dönmüştü ve tekrar konuşmaya başlamıştı.

"Öz kızım.. Karanlık ailesinin tek kızı, Arın Deniz Karanlık." Babam bana baktığı için diğer insanların bakışlarıda bana dönmüştü.

Ne bakıyonuz toprağaam? Açıkta bir yerim mi var?

"Buraya gelir misin kızım?" Babamın sorduğu soru ile kalp krizi geçirmeme ramak kalmıştı. Diğerleri ise gülüyorlardı çünkü deminden beri babamın bunu yapmaması için dua ediyordum.

Gözlerimi kısıp gülen kişilere baktım ve sandalyemi hafif iteleyip ayağa kalktım. Bakışlarım en sonunda Tugay da durduğunda hemen gülümsemesini durdurmuş ve ne diyeceğimi anlamış olmalıki göz devirmişti.

Hadi yine iyisin. Bu sefer ona acıdığım için Barın'a döndüm ve ağzımı açıp konuşmaya başladım.

Ağzını açtığını söylemeseydin başka bir taraflarını açtığını sanıcaktık.

Mükremin su. Sg.

"Öyle olsun number one." Diyip babamın yanına ilerlemeye başladım.

"Hayret, ilk defa bana trip atmadı." Tugay bunu dedikten sonra Barın sinirle homurdanmıştı.

"Yav ben bu kızın İngilizcesine hayranım. Acaba ben de mi İngilizce öğrensem. Yeğenimle karşılıklı İngilizce konuşuruz." Dediğine masadakiler gülmüştü. Aslında ben de anıra anıra gülerdim ama, bana bakan insanlar yüzünden gülemiyordum.

Sahnenin önündeki üç basamaklı merdivenin önünde durduğumda, babam gelip elini uzatmıştı. Hemen uzattığı elini tutup merdivenlerden çıktım ve birlikte sahnenin tam ortasına geçtik. Anksiyete krizim tutacaktı şimdi.

Bu yaşına kadar yapmadığın rezillik kalmadı. Hiçbirinde kriz tutmadı da burda mı tutucak?

Evet.

"Karşınızda kızım. Bir şey söylemek ister misin Deniz'im?" Cidden bunu soruyor muydu?

"Hayır tabi ki de babacım." Belli olmasın diye önce gülümsemiştim daha sonra ise dişlerim arasına konuşmuştum.

Babam bana gülüp tekrardan konuştu.

"Tekrardan hoş geldiniz. Herkese iyi akşamlar." Cümlesi biter bitmez hafif bir müzik çalmaya başladı.

Bu saçma müziği kim açmıştı? Açın ordan halay müziği.

"Bu dansı bana lütuf eder misiniz?" Hafif eğilerek bir elini sırtına koymuş, diğer elini ise önüme doğru uzatmıştı. Ponçik adam seni (!). Tabiki de kabul etmiyecektim. Çünkü bilmiyordum. Benim tek bildiğim dans, halay çekmekti. O da Buğra sayesindeydi.

ARIN DENİZ (Gerçek ailem) Where stories live. Discover now