BÖLÜM 39

5.8K 563 98
                                    

BÖLÜM 39: ANILAR

ARIN DENİZ KARANLIK

Gözlerimi açtığımda ilk önce beyaz tavan ve beyaz ışıkları gördüm. Işıklardan dolayı hafif gözlerimi kısmıştım. Yan taraftan gelen seslerle kafamı biraz sola çevirdim ve konuşan kişilere baktım. İki doktor bana bakarak konuşuyorlardı. Kaşlarımı çatıp onlara baktım ve kısık sesim ile konuştum.

"Nerdeyim ben. Ne oldu?" Kadın olan doktor gülümseyerek yanıma geldi.

"Yaklaşık iki ay önce vuruldun. Vücuduna aldığın darbeler, aç ve susuz kalman bir de karnına giren kurşun yüzünden bedenin epeyce yorgun düştü." Dedikleri ile bayağı şaşırmıştım. Yaşadığım şeyler rüya değil miydi? Onlar, ailem gerçek miydi? Ve ben iki ay boyunca uyumuş muydum? Ben tam soru soracakken, yana doğru kaymışlardı kadın doktor ve diğer doktor. Bu sayede görüş alanıma giren camın arkasında durup bana bakan ailemi görmüştüm.

İlk göz göze geldiğim kişi annemdi. Ben o şerefsizlerin elinden kurtulmuştum. Yaşıyordum. Ve en önemlisi ise onlar gerçekti. Aklıma gördüğüm kabus geldiğinde ağlamaya başlamıştım. Bakışlarımı annemden çekip hemen yanındaki babama baktım. O da annem gibi çökmüş bir durumdaydı. Aslında hepsi öyleydi. Gözlerinin altı mor ve şişti.

Daha fazla dayanamayıp kafamı diğer yöne çevirdim ve onları görmemeye çalıştım. Bakarsam daha çok ağlardım.

"Ağrın var mı?" Doktorun sorusu ile ona döndüm. Aslında başım biraz ağrıyordu. Kafamı olumlu şekilde sallayıp konuştum. "Biraz başım ağrıyor." Kuru ve sessiz çıkan sesimle zorda olsa konuşmuştum. Doktor gülümseyip, "Pekâlâ önce seni normal odaya alacağız, sonrada ağrını durdurmak için serumuna ağrı kesici uygulayacağız." Dedi. Hemen ardından içeriye giren hemşireler ile susup dışarıya çıktı. Birkaç hemşire yattığım yatağı ilerletmeye başladığında derin bir nefes aldım.

İki yandan açılan otomatik kapılar ile görüş alanıma annem ve babam girdi. Annem koşarak yanıma geldiğinde hemşireler de durmuştu. "Denizim güzel kızım. Birtanem benim." Yüzümün her yerini öpmüştü. Ben ise hiçbir şey yapmadan ona bakıyordum. Babam da elimi avcunun içine alıp sıkıca tutmuştu. "Kızım, bir şey desene." Üzgün çıkan sesi ile gözlerim tekrardan dolmuştu. Onlar gerçekti.

"Siz..gerçeksiniz di mi?" İstemeden de olsa sesim titremişti. İlk tepki Kuzey'den gelmişti. "O ne biçim bir soru? Tabii ki gerçeğiz." gözlerimi tek tek hepsinin üzerinde gezdirdim.

"Sence böyle bir yakışıklılık gerçek olması mümkün olabilir mi?" Aram, elleriyle kendini göstererek yanıma gelmişti. Bora'da yanıma gelmiş ve Aram'ın ensesini tutmuştu. "Sence de böyle bir geri zekalının gerçek olmaması mümkün mü?" Aram somurturken diğerleri gülüyorlardı. Bakışlarımı onlardan çekip anneme döndüm. Onu çok özlemiştim. "Anne." Fısıltıyla konuştuğumda annem saçlarımı okşamaya başlamıştı. "Annem." Zorlukla kollarımı kaldırdığımda annem ne yapmaya çalıştığımı anlayıp hemen sarılmıştı bana. İyice bana doğru eğildiğinde kafamı boynuna gömüp öylece durdum. Özlemiştim onu. Özlemiştim onları.

"Hastayı odaya almamız gerekiyor." Hemşirenin uyarısı ile mecburen sarılmayı bırakmıştık. Annem çekildiğinde babamı görmüştüm. Bana üzüntüyle bakan babamı. Pişmanlıkla bakan babamı. Elimi ona uzatıp elini tutmaya çalıştım. Çalıştım çünkü karnımdaki yara yüzünden bu kadar oluyordu. Babam hemen elimi tutup biraz daha yaklaştı. Gülümseyerek elini sıktığımda hemen dizlerinin üstünde eğilip saçlarımı öpmüştü. Hemşireler tekrardan yatağı ilerletmeye başladıklarında babam da geri çekilmişti.

ARIN DENİZ (Gerçek ailem) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin