BÖLÜM 24

9.8K 637 118
                                    

BÖLÜM 24: MESAJ

"Sarışın fettan, ekmek uzatsana." Pars, sabır çekip ekmeği uzattığında gülüp bir dilim ekmek alıp tekrar önüme döndüm.

"Deniz sen anlama sorunu mu yaşıyorsun? Kaç kere dedim sana, bana sarışın fettan deme diye!" Sinirle kurduğu cümleyi hiç takmayarak yemeğime geri döndüm.

"Dünya yansa umrunda olmaz, hala yemek yer bu." Pamir'e gözlerimi kısarak baktığımda gülmüştü.

"Herkes kalktı sofradan bir sen kalkamadın ya!" Kuzey'in dediği şeyler üzerine hemen ona atmak için bir şeyler aramaya başladım. Bir şeyde yokki atsam şu amip beyinliye. Ben hala etrafa bakarken yanımda oturan Tugay abim elime bir şey tutuşturmuştu.

"Bunu at. Tam alnının ortasına at!" Elime verdiği şey bir liraydı.

Elimdeki bozuk parayı Kuzey'e fırlattığımda kaçmıştı puşt. Asıl sorun kaçması değilde, bozuk paranın Barın abimin ensesine çarpmasıydı. Birazcık yukarı doğru atmış olabilirdim.

Bu sefer kesin öldük.

Korkuyla hemen başka şeylerle uğraşıyormuşum gibi davranmaya başladım.

"Kim attı bunu!?" Elinde tuttuğu demir para ile bu tarafa dönüp bağırdığında biraz daha yerime sinmiştim.

Göt korkusu. Nerde görsem tanırım.

Hemen ayağa kalktım ve oturduğum sandalyeyi geriye iteledim.

"Yav benim Bedir amcam nerde ya?! Ben onu bulmaya gideyim en iyisi." Hızlı adımlarla masadan uzaklaşmaya başlamıştım.

Şöyle bir detay vardıki, Bedir amcam az önce kalktığım masada oturmuş yemek yiyordu...

Ordan uzaklaşmadan önce ona baktığımda, ağzına tam ekmek tıkarken durmuş bana bakmıştı.

Barın abimin seslerini duyduğumda dahada hızlandım ve köşede durmuş etrafa bakan Bartu abimin yanına gitmiştim.

Hemen beline sarıldığımda, o da kollarını bana sarmıştı.

"Napıyorsun burda? Dalmış gitmişsin." Çenemi abimin göğüsüne yasladım ve yüzüne bakmaya başladım.

"Sıkıldım biraz. O yüzden buraya geldim." Kafamı sallayarak onaya verdim ve günlerdir düşündüğüm ama bir türlü soramadığım soruyu sormaya başladım.

"Abi. O kız yani Aylin. Onunla aran nasıl? Onlarla arası nasıl?" Önce vücudu biraz kasılmış daha sonra gözlerini etrafta gezdirip tekrar bana bakmıştı.

"Geldiği ilk günden bile kendini belli etti. Eskiden o eve sadece senin için gelirdim biliyorsun. Artık hiç gitmiyorum. Ama onların ne durumda olduklarını biliyorum. Babamla arası çok iyi. Annemle ise çok kötü. Sürekli kavga ediyorlar. Ve Aylin sürekli annemi susturuyor. Yani anlayacağın Aylin annemin hakkından geliyor." Dedikleri ile alayla gülmüştüm. Aylin'i tanımasamda ondan nefret ediyordum. Çünkü o benim aileme zarar vermişti. Kırmıştı, üzmüştü onları.

Havva cadısıda bana az çektirmemişti. O ve kocası yüzünden neler yaşamıştım. Onlar benim hayatımı mahvetmişlerdi.

Ne demiş atalarımız, orospunun hakkından sürtük gelirmiş.

Doğrusunu unuttum.

"Bak gördün mü? Benim değerimi bilemedi o yelloz Havva." Abim gülüp yanağımı öptü ve beni kendinden uzuklaştırıp yanına çekti.

"Öyle kelimeler kullanma Deniz! Hadi gel masaya dönelim artık." Abimi kafam ile onayladım ve birlikte yürümeye başladık.

Çocuklar yavaş yavaş odalarına gitmeye başlamışlardı. Çok fazla kişi kalmamıştı yani. Bizde birazdan giderdik. Gördüğüm şey ile birlikte kahkaha atmıştım. Abim neye güldüğüme baktığında o da gülmüye başlamıştı.

ARIN DENİZ (Gerçek ailem) Where stories live. Discover now