İleriki bölümlerden küçük bir kesit- Morg

246 17 2
                                    

Candan Erçetin: Annem

Sertap Erener: Çamlıbel'den çıktım yayan.

🕯️🕯️🕯️🕯️

Dolan gözlerimi sildim. Yaşlar sanki anlaşmış gibi gözümde birikiyordu. Boğazım düğüm düğüm, nefes alamıyordum. Ben gerçekten nefes alamıyorum... Dizlerim beni taşımakta zorlanıyordu.

Morg yazan kapıya bakarken yüreğim cayır cayır yandı; hepsini yakmaya and içtim.

Annem...  Nasıl kıydılar sana? Ben seni sevmeye kıyamıyorum, onlar nasıl kıydılar sana? 

Sen çok üşürsün, içerisi buz gibidir şimdi...

Hem karanlıktır, sen karanlıktan çok korkarsın.

Canın çok yandı mı peki? Bir mermi insanın canını çok yakar mı?

Ölüm canını acıttı mı? 

Bari ölürken yanmasın canın...

Ölüm kalanlar için daha zormuş anne...

Görevli kapıyı açtığında nefesimi tuttum.

Korkma Serdar! Annen o senin...

Sadece biraz üşüdü, hepsi bu...

Elimi yüzüme kapattığımda birkaç damla yaş düştü gözlerimden. Hani artık mutluluktan ağlayacaktık?
Başımı kaldırıp ağırca yutkundum, çok, çok fazla bu acı...

Bir adım attım; sadece acı hissederek. Dipteyim, yok oldum, öldüm ama gömülmedim.
Burası çok soğuk, benim annem çok üşür burada.

Burnumu çekerek küçük bir oğlan gibi ağladım.

Benim annemi buz gibi bir yere koymuşlar...

Annemin yüzündeki beyaz örtüyü çektiğinde sendeleyerek geriye yaslandım. İçimde fırtınalar koptu; bütün güzel umutlar yok oldu. Güneş battı, artık doğmayacak.

Annem nasıl kıydılar sana?..

Yavaşça anneme yaklaştım.

Bembeyaz yüzüne baktım,"anne... Kalk oğlun geldi." Gözyaşlarım yüzüne düştü, yüzümde bir gülümseme oluştu.

"Hadi sen kıyamazsın bana, lütfen kalk. Son bir kez sarılayım sana..." Sadece yüzü görünüyordu, çenesinden aşağısını örtmüşlerdi. Örtüyü açıp yarasını görmeye cesaretim yok.

Alnından, gözlerinden  ve kan bulanmış saçlarından öptüm defalarca.

"Anne... Çok canım acıyor..."  Gözyaşları içinde dizlerim üstüne çöktüm. Örtünün altında duran elini tuttum, çok soğuktu...

"Kalk, kalk, kalk lütfen..." Çaresiz sesim buz gibi duvarlara çarpıp bana geri döndü.

"Hayat nasıl devam edecek anne? Biz nasıl yaşayacağız? Sensiz nasıl nefes alacağız?" Geleceğe dair bir umudum kalmamıştı. Ben büyüyüp annemi kurtaracaktım... Neden böyle oldu? Hani masallar güzel biterdi? Bizi neden kandırdın anne?..

"Off..." Ağlayarak feryat ettim, içimdeki yangın geçmiyordu. Ben annemi kurtaracaktım, benim annem özgür kalacaktı.

Hayallere tutundum, kaderim güldü.

Hayır, hayır kader değil olanlar!

"Annem geçti mi acıların?" Başımı geriye yasladım, dayanamıyordum bu acıya.

"Lütfen geçsin anne..." Kalbim binlerce parçaya bölündü, "Selen..."

Dudaklarımı dişlerim arasına alıp başımı iki yana salladım, "kardeşim..." Annemin elini daha sıkı tuttum.

"Anne Selen'i bana göstermiyorlar..." Acı sözler kalbimi yaktı.

"Kardeşimi göstermiyor Kaan bana." Çaresizce annemle konuştum, bana akıl versin istedim.

"Bir kere görseydim, mahvolmuştur şimdi... Seni o halde gördükten sonra mahvolmuştur... Daha çok küçük o... Nasıl unutacak bu günü? Nasıl iyileşecek, nasıl devam  edecek hayatına? " Annemin elini dudaklarıma götürdüm...

"Sen gittin, Selen'imi de aldılar benden... Anne ben ne yapacağım?"
Çaresizlikten içime kaçmış sesimle konuştum.

"Merak etme ama ben bırakmam güzel gözlümü. Ben varken kimse bir şey yapamaz ona. Gözün arkada kalmasın. Bari... Bari mezarında rahat uyu. Merak etme anne, herkes yaptığının bedelini ödeyecek! Sen içini ferah tut."

Kapının yanındaki adam bana işaret verdiğinde burnumu sildim. Yüzümde küçük bir gülümseme oluştu, gözlerimden yaşlar akarken gülümsedim.

"Çamlıbel'den çıktım yayan
Dayan, ey dizlerim dayan
Bacı atlı, kardaş yayan."

Omuzlarım sarsılarak ağlamaya başladım.

"Nenni nenni, nenni nenni
Nenni nenni, nenni bebek, oy
Nenni nenni, nenni nenni
Nenni nenni, nenni bebek, oy."

Annemin buz gibi elini tutmuş ağlayarak ona ninni söylüyordum.

"Bebeğimin beşiği çamdan.
Baş ucunda durur tavşan.
Bey babası gelir Şam'dan..."

Gözyaşlarımı silmedim, aktılar, aktılar ama içimdeki acıda gram azalma olmadı.

"Çamlıbel'den çıktım yayan.
Dayan, ey dizlerim dayan.
Bacı atlı, kardaş yayan..."

Bu gün çok şey değişti, artık umutlar yoktu. Mucizelere inanan, aptal umutları olan Serdar yoktu.

"Nenni nenni, nenni nenni
Nenni nenni, nenni bebek, oy...
Nenni nenni, nenni nenni
Nenni nenni, nenni bebek, oy"

Bu gün benden çok şey aldı, annemi aldı, umutlarımı aldı, hayallerimi aldı. Bu soğuk aralık günü benden çok şey aldı.

Gözyaşlarımı silip ayağa kalktım. Annemin alnından öptüm son defa, kokusunu içime çektim, saçlarından küçük bir parça aldım.
Gözyaşlarım tekrardan yüzüne damladı, yüzüme küçük bir gülümseme yerleştirdim...

"Rahat uyu meleğim..."

🕯️🕯️🕯️🕯️

















GEÇMİŞİN KUKLASI +18Where stories live. Discover now