18.BÖLÜM

298 20 13
                                    

Arkama yaslanıp ayaklarımın altında kalan manzaraya baktım. Elimi karnıma bastırıp gülümsedim. Yiğit'in sekreterinin bana attığı öldürücü bakışları umursamadan büyük ve rahat koltuğa oturdum. "Sana bu odada amcama ait bir şey kalmayacak dedim! Hala neyi bekliyorsun?"Sert sesimle kız yutkundu.

"Ama-" elimi kaldırıp onu susturdum.

"Beni delirtme!İlk günden hiç kimseyi kovmak istemiyorum!" Kızın uyuşukluğu canımı sıkmıştı, ayağa kalkıp önümde duran boş kutuya Yiğit'e ait olan eşyaları attım. Topuklu ayakkabılarımı sertçe zemine vururak geri koltuğa oturdum.

"Şimdi bana son bir ay içinde yapılan bütün harcamaların dokümanları getir! Ve bu gün hiçbir toplantı istemiyorum!" Hemen kendime yeni bir sekreter bulmam gerekiyordu. Bu kız çok ağır hareket ediyordu ve ben ağır hareket eden insanlardan nefret ediyordum. Odaya şöyle bir göz gezdirdiğimde gerçekten güzel dekore edildiğini gördüm. Burasına iyi para harcanmıştı.

Eminim para harcanan tek yer burası değildi, Yiğit gibi bir adamın bir gecede milyonlar harcadığını tahmin etmek zor değildi. Sadece inşaat işini yönetseler bile milyonlar kazanıyordu Kaan Acar. Bu işin içinde diğer işlerden gelen para olunca gerçekten çok büyük kazançlar oluyor.

Şehrin en nezih semtlerinde yaptığı yüzlerce binanın tepesine Acar soyadını kocaman harflerle yazmıştı. Sadece temiz bir şekilde bu işi yapsaydı yine milyoner olurdu, Kaan gerçekten iyi bir inşaat mühendisiydi. Ama bu hayatta babadan sadece miras kalmıyordu. Silah ticareti Kaan'ın babasından kalan meslekti, Kaan yıllardır tek falso vermeden iki işi de yönetmişti. Bu sebeple çok bilinen biriydi, o gerçekten ünlü bir iş adamıydı, onunla çalışmak için heyecanlanan onlarca kişi vardı. Ben ise dışarıdan bakılınca Kaan'ın evlatlık aldığı şanslı kız oluyordum.

Anneme olanları herkes biliyordu, bütün şehir duymuştu Acar kardeşlerin anneme yaptıklarını. Özellikle ateşin çocuklarıyla anlaşmalı olan herkes annemin tecavüze uğradığını,uyuşturucuya mahkum edildiğini,bir eve kapandığını biliyordu.

Kaan Ceren'den boşanmadı, annemin öyle bir isteği yoktu zaten. Annemin tek derdi bizden ayrılmamaktı.

Acar kardeşlerin yaptıklarına rağmen annemin arkasından metres diye konuşmuşlardı. Yiğit'in tecavüzüne bile bir kılıf uydurup, suçlu annemiş gibi konuşmuşlardı. İnsanların fısıldaşmalarını duyup sadece hayret ediyordum.

İnsanlar kötüydü. Kötü olmak için bir sebebe ihtiyaç duymadan, içinde kötülüklerin tohumunu büyütüp her tarafa uzanan dallar bırakıyorlardı.

En çok şaşırdığım şey Yiğit'i en çok kadınlar savunuyordu. Aynı şeyin onların başına gelme ihtimali yokmuş gibi konuşuyorlardı.

İnsanlar vicdansızdı.İnsanlar acımasızdı, insanlar yalancıydı.

İnsanlar kötüydü, fazla kötüydü. Ruhlarında, kalplerinde kötülüğü saklayarak etrafındakileri zehirliyorlar.

Yiğit'in aksine sorumluluk sahibi, mantıklı davranan biriydi Kaan. Her adımını önceden düşünen, şeytanı çırağı yapacak kadar zeki bir insandı. Dışarıdan gören birinin hayran kalacağı biriydi, kibar, anlayışlı, düşünceli ama içinde tam olarak bir şeytan yatıyordu...

Yiğit istediği kadar sorumluluk alsın, asla Kaan gibi olamaz. İşte sırf bu yüzden önce Kaan'ın kafasını bulandırdım. Kaan'ı elimin içine almadan Yiğit'i bitirmezdim.

Aslında kendi işim olan yazılım mühendisliğini yaparak gayet mutluydum. Son zamanlarda bütün işi Acar'a yıkmıştım, Acar bir süre daha diğer işi yürütecek, ben o sırada burada Yiğit'in damarına basacaktım. Acar benim Kahramanımdı, o olmasa çoğu şeyi beceremezdim.

GEÇMİŞİN KUKLASI +18Where stories live. Discover now