Bölüm 18: amcalar ve kuzenler

10.8K 670 52
                                    

Salonun ortasında Yamaç'la yan yana bir şekilde duruyorduk. Bazıları oturuyordu, bazıları ise ayaktaydı. Aralarından tanıdığım kişiler bugün tanıştığım kuzenlerdi.

Asaf bey oturduğu yerden kalktı ve gelip yanımda durdu. "Geri göndermeye çalıştık ama başaramadık kızım."

Ayakta duran adam Asaf beye onaylamaz bakışlar attı. "Mal mıyız da geri gönderiyorsun abi. Bana kalsa daha erkenden gelirdim yeğenimle tanışmaya."

Asaf bey bunun üzerine dişlerini sıkarak cevap verdi. "Bir haber verseydiniz keşke."

Adam onu takmadı ve gelip önümde durdu. Mavi gözleriyle bana gülümseyerek baktı. "Ben Harun, en küçük amcanım."

"Merhaba." Dedim gülümsemeye çalışarak.

Arkasında duran kadını işaret etti. "Eşim İdil. Çocuklarımla da bugün tanıştın zaten. Pelin ve Poyraz."

İdil yenge bana gülümsediğinde bende ona ufacık gülümsedim. Kızı Pelin ise bana öldürecek gibi bakıyordu.

Yenge ve amca demek de ayrı tuhaftı.

Başka bir adam Harun amcanın omuzuna elini koyarak onu kenara itti ve karşıma geçti. "Harun'un bir büyüğü Ardıç ben. Eşim Nur ve oğullarım Serkay'la Kayhan." Dedi teker teker onları göstererek.

Yamaç kulağıma doğru eğildi ve bana ek bilgi verdi. "Kayhan benim yaşımda."

Aynı yaşta da duruyorlardı zaten. Kayhan'ın kahverengi saçları ve babası gibi yeşil gözleri vardı.

"Bende en büyük amcan Engin." Başka bir adam kendini tanıttığında bakışlarımı oraya çevirdim. Koltukta oturuyordu ve yanında da eşi olduğunu tahmin ettiğim kadın vardı. "Eşim Seda. Oğullarım Cem ve Dinçer."

Oğulları da onun gibi biraz sert bakıyordu, ama bunu bilerek yaptıklarını düşünmüyordum. Cem'in saçları kumralken Dinçer'in saçları siyahtı. İkisinin de gözleri maviydi.

"Memnun oldum." Dedim bir şey demediğimi fark ettiğimde.

O kadar da gerilmeme gerek yoktu anlaşılan. Kimse tanışmaktan daha fazlasına yeltenmemişti. Herkes sakin görünüyordu.

Ayakta duran Serkay eliyle koltukları gösterdi. "Ayakta kaldınız. Oturmaz mıydınız efendim."

Babası ensesine bir tane vurdu. "Seni zibidi."

Serkay sarsıldı ve eliyle ensesini ovdu. "Yav ne dedim sanki baba."

Harun amca kızının aksine bana gülümseyerek baktı ve koltuğa geçip oturduktan sonra yanını gösterdi. "Geç otur kızım, gerilme."

Yamaç'ın kolundan çıktım ve yanına oturdum. Arada biraz mesafe bırakmış ve ellerimi bacaklarımın arasına sıkıştırmıştım.

Benim oturmamla ayakta duranlar da koltuğa geçmişti. Koltuklar dolunca da mutfak masasındaki sandalyelere oturulmuştu.

Diğer yanımda oturan Harun amcanın eşi İdil yenge dolan gözlerini tutamadı. "Aynı Yasemin'e benziyorsun. Saçlarınızın uzunluğu ve rengi. Bakışlarınız bile aynı."

Odadakiler bariz bir şekilde gerilirken benim de giden gerginliğim geri gelmişti. Bu konuyu rafa kaldırmak istesem de ara sıra zihnimi yokluyordu. Gerçek annem aramızda yoktu ve ona ne olduğunu merak ediyordum. Bu eve ikinci gelişimde nerede olduğunu sormuştum ama Yalın'ın fevri çıkışından dolayı bir daha sormaya cesaret edememiştim. Ölmüş müydü yoksa başka bir yerde mi yaşıyordu bilmiyordum.

Karşımızdaki koltukta oturan Rutkay yerinde dikleşti. "Bu konuyu şimdi konuşmayalım yenge."

İdil yenge ıslak gözlerini kuruladıktan sonra sorarcasına Rutkay'a baktı. "Bilmiyor mu?"

Yalnızlığımı alamaz Where stories live. Discover now