Bölüm 59: yalanlar ve açılan yaralar

3.4K 389 100
                                    

Keyifli okumalar diyeceğim ama...

⚡️

Elimdeki notu bir an olsun bırakmıyor ve defterin yanında tutuyordum. Gözlerimi ağır ağır kırpıyor ve bu gördüklerimin bir hayal olmasını diliyordum.

"Yağmur?" Doğu masanın etrafından dolanıp yanıma geldi ve avucunu yanağıma yasladı. "İyi misin?"

Yaşlarla dolmuş gözlerle bir elimdeki nota birde defterin kağıtlarındaki yazanlara bakıyordum. Konuşmayı unutmuş gibiydim. Beynimden türlü türlü şeyler geçiyordu ama ben hiçbirini dile getiremiyordum.

Doğu diğer elini de yanağıma yasladı ve gözlerinin içine bakmamı sağladı. Bana endişeyle bakıyordu. "Her şey yolunda mı Yağmur?"

Başımı iki yana salladım ve elimdeki notu görmesi için ona yaklaştırdım. O da ne demek istediğimi anlamış gibi kağıdı yavaşça elimden aldı ve yazanları okudu.

Doğu'nun kaşları okuduğu her kelimeyle daha da havaya kalkıyordu. Bir zaman sonra demin baktığım deftere baktı ve put kesildi.

Kapı sesi geldiğinde ikimiz de endişeyle oraya döndük. Cahit amca kapının aralığında duruyor ve bize gülümseyerek bakıyordu. Kapıyı arkasından kapatıp kilitlediğinde kalbim daha hızlı atmaya başladı.

Doğu yaşadığı şokla babasına döndü ama ona şüpheyle değil de endişeyle baktı. "Baba?"

Cahit amca sırtını kapıya yasladı ve kollarını göğsünde bağladı. "Doğru zamanda gelmişim. Ne hoş."

Doğu bir elindeki nota birde babasına baktı ve hızlı hızlı konuştu. "Yağmur yine bir not aldı. Alihan amcama haber verelim hemen. Adam burada bir yerde olmalı."

Cahit amca bu dediğine sadece gülümsemekle yetindi. Ama bu gülümsemesinde korkutucu bir kurnazlık vardı. "Yağmur hemen anladı. Bir sen anlayamadın oğlum."

Doğu demin de baktığı deftere tekrar baktı ve yutkunarak başını iki yana salladı. "Anlamıyorum."

Yaşadığım korku akıl alır gibi değildi. Şu an tam olarak ne yaşanıyordu onu bile anlamıyordum. Tek istediğim şey babamdı ama o da yoktu.

Babamı aramak ve ona haber vermek için cebimdeki telefona uzandığımda Cahit amca dudağını bükerek baktı bana. "Baban şu an telefonu açacak bir durumda olmayabilir."

Bütün vücudum korkudan titremeye başladı. Ayakta bile zor duruyordum. "Nerede babam?"

Gömleği onu boğuyor gibi yakalarını çekiştirdi ve kollarını katlamaya başladı. "Bizi yalnız bıraksınlar diye başka bir izin peşini sürmelerini sağladım. İyi yapmış mıyım?"

Doğu hala olayın ciddiyetini kavrayamamış olacak ki elindeki notla babasına birkaç adım attı. "Baba, şu an şakanın sırası değil. Yağmur'a yine bir not geldi diyorum. O adam burada bir yerde."

Doğu'nun o adama yaklaşmasını istemiyor ama ağzımı bir türlü açamıyordum. Bir şeyleri idrak etmeye başlamıştım ve bu hiç iyi değildi.

Cahit amca her şey ona komik geliyormuş gibi bir kahkaha attıktan sonra eliyle kendini baştan aşağıya gösterdi. "Tam karşında."

Doğu'nun surat ifadesi komple değişti ve bir adım geriye sendeledi. "Ne?"

Cahit amca Doğu'nun suratına bakıp tekrar kahkaha attı ama bu çok sürmedi. Yüzü anında ciddiyete büründü. "O adam dediğin kişi tamamıyla karşında. Hala neyi anlamadın oğlum? Yasemin'in katili benim."

Annemin adını duymamla vücudumdaki titreme dalgaları arttı. Hareket edemiyordum. Sadece titreyerek önümdeki artık tanıyamadığım adama bakıyordum.

Yalnızlığımı alamaz Where stories live. Discover now