Bölüm 35: uyandırmalar ve dışarılar

6.4K 415 29
                                    

Bence uzun bir bölüm oldu. Yaklaşık 2000 kelime. Hayrını görün.

Keyifli okumalar!

⚡️

Sabah duyduğum seslerden ötürü uyanmıştım. Bu beni rahatsız etmekten yana mutlu etmişti. Artık kocaman bir ailem vardı ve bu sesler beni mutlu ediyordu. Etrafımda değer verdiğim insanların olduğunu hatırlatıyordu.

Dün aldığım mesajı şimdilik unutmaya çalışarak yataktan çıktım ve elime kıyafetler alarak banyoya geçtim. Hemencecik hazırlandığımda tekrar odama girdim ve yatağımı topladım.

Pelin'e baktığımda hala uyuduğunu fark ettim. Sarı saçları dağılmıştı ve üstü açıktı. Üşümesini istemediğim için onu uyandırmamaya çalışarak açılan üstünü örttüm ve aynı yavaşlıkla odadan çıktım.

Aşağıya indiğimde nenemin ve yengelerin kahvaltı hazırladığını gördüm. Bu sefer bir değişiklik yaparak dışarıya hazırlıyorlardı göründüğü üzere. Dedem de soba için odun kesmekle meşguldü. Mutfağın kapısı açık olduğu için görmüştüm.

Nenem beni mutfağın girişinde gördüğünde mutlu oldu ve yanıma gelip yanaklarımdan öptü. "Uyandın mı güzel kızım."

"Günaydın." Dedim kocaman gülümseyerek.

"Hayırlı sabahlar." Dediler yengeler aynı anda. Kendileri de buna gülmüştü.

Tezgahın üzerinde hazırladıkları şeylerde gözlerimi gezdirdim. "Ben ne yapabilirim?"

"Senin bir şey yapmana gerek yok kuzum. İstersen çocukları uyandırabilirsin. Onlar kalkana kadar da kahvaltıyı hazırlamış oluruz."

"Olur." Başımı sallayarak onu onayladıktan sonra mutfaktan çıktım ve tekrar yukarı çıktım.

Onu onaylamıştım onaylamasına ama nasıl yapacağımı bilmiyordum. Ailemi çok sevsemde hala çekincelerim vardı. Dan diye odalarına girip onları uyandırmak istemiyordum.

Yalın, Serkay ve Poyraz'ın kaldığı odanın kapısının önünde durdum ve bekledim. Kendimi cesaretlendirdikten sonra kapıyı çaldım ve bir yanıt gelmediğinde içeri girdim.

İki tane yatağın ortasına yer yatağı yapılmıştı. Duvarın yanındaki yatakta Yalın uyurken diğer yatakta da Poyraz yatıyordu. Serkay yerdeydi ve dağılmış duruyordu. Saçı başı birbirine karışmıştı ve üstü açılmıştı.

İlk önce Yalın'ın yanına adımladım ve koluna hafifçe vurdum. "Yalın?"

Anında gözlerini açtığında geri çekildim. Uykulu bir şekilde etrafına baktı. "Günaydın."

"Nenem sizi uyandırmamı istedi. Kahvaltı neredeyse hazır."

Başını salladı ve uslu bir şekilde yorganı üzerinden attı. Doğruldu ve esneyerek gerindi. "Saat kaç?"

Hiç saata bakmadığım için bilemeyerek dudağımı büzdüm. "Bilmiyorum aslında."

Ayağa kalktı ve dolabının önünde durdu. "Ben şunları uyandırırım. Sen diğerlerini uyandır istersen."

Serkay yattığı yerden gözlerini açtı ve çatık kaşlarla Yalın'a baktı. "Nasıl da hemen kovuyor kızı. Ne olur bizi de Yağmur uyandırsa?"

Yalın bu dediğine gözlerini devirdi ve kıyafetlerini seçmeye devam etti. "Çok konuşma da kalk."

Onları arkamda bırakıp odadan çıktım ve bir diğer odanın önünde durdum. Bu odaya girmeye ayrı bir çekiniyordum çünkü Doğu da burada kalıyordu.

Yalnızlığımı alamaz Where stories live. Discover now