Bölüm 63: kuşkular ve ihtimaller

2.6K 271 14
                                    

Günün ikinci bölümü. Altmış ikinci bölümü henüz okumadıysanız önce onu okuyun.

⚡️

"Yağmur!"

Babam aşağıdan tekrar seslendiğinde istemeyerek de olsa yattığım yerde doğruldum. Ne güzel Doğu'yla yan yana uzanıyorduk. Ama babam durmadan gitme vaktimiz geldi diye bağırıyordu. Bir yandan da haklıydı ama. Hasta ziyareti kısa sürerdi. Doğu da güzelce dinlenirdi hem.

Doğu gitmemi istemiyor gibi kolunu belime sardı ve beni kendine çekerek yanağımdan öptü. "Tekrar gel. Hatta hemen gel. Sen varken iyi hissediyorum."

Ona gülümsedim ve yumuşacık saçlarını alnından çekerek düzelttim. Avucumu yanağına yerleştirdim ve dudaklarına uzandım.

Ne yapmak istediğimi anlayarak yüzüme doğru eğildi ve dudaklarımdan öptü. Kollarını belime iyice sardı ve beni büyük bir sevgiyle öptü.

Babam tekrar seslendiğinde dudaklarımızı ayırdık ve alınlarımızı birbirine yasladık. Doğu'nun bakışlarında hala bir burukluk vardı ama zamanla o da geçecekti.

"Artık gitmeliyim." Dedim dudağımı bükerek.

İstemeyerek de olsa başını salladıktan sonra elini belimde gezdirdi ve yanağımdan peş peşe ikişer defa öptü.

Yataktan kalktığımda o da kalkacaktı ki ellerimi omuzlarına koyarak onu durdurdum. "Sen sadece uzan ve dinlen."

Uslu bir çocuk gibi başını sallayarak beni onayladığında uzanmasına yardımcı oldum ve yorguna üzerine örttüm. Hava aslında sıcaktı ama yine de üşümesinden korkuyordum.

Alnından öptüm ve doğrulduktan sonra kenara bıraktığım çantamı omuzuma astım. Ona son kez el salladığımda bana gülümsedi ve gözlerini yumdu.

İç çekerek kapıya adımladım ve odadan çıkarak arkamdan kapıyı kapattım. Merdivenlerden indiğimde kapının önünde bekleyenlerle karşılaştım. "Özür dilerim. Biraz beklettim."

Alihan abi bana gülümsedikten sonra buruk bir şekilde baktı. "Sorun değil kızım. Arayı açmadan yine gelin. Doğu yalnız kalmasın."

"Geliriz tabii. Değil mi, baba." Dedim sorarcasına babama bakarak.

Yanıma adımlayıp elini başımın üzerine yerleştirdi ve saçlarımı okşadı. "Tabii."

"Öyle çok heveslenme." Dedi Onur abim gözlerini kısarak. Onlar Rutkay abimle sonradan gelip doğuyu görmüştü.

"Neyse, biz seni daha fazla tutmayalım." Babamlar ve Alihan abi son kez görüştüklerinde evden çıktık ve arabaya bindik.

Arka koltukta Yalın'la birlikte oturuyorduk. Yolcu koltuğu boştu çünkü biz yan yana oturmayı seviyorduk.

Bakışlarımı camdan dışarıya çevirdim ve düşünmeye başladım. Dudaklarımı ısırıyor ve ellerimi salık saçlarımdan geçiriyordum.

O adam yıllar önce ben doğduktan sonra beni ölü gösterip kaçırmış ve bir yetimhaneye yerleştirmişti. Bu belki uçuk bir düşünceydi ama anneme de aynı şeyi yapmış olabileceğini düşünüyordum.

Annem bir araba kazasında hayatını kaybetmişti. Bana gelirken. Ama belki o adam bir yolunu bulup onu da ölü göstermişti. O korkutucu günde annemi öldürdüğü için acı çektiğini söylemişti ama yalan da olabilirdi.

Babam bu konuyu araştırmış olabilirdi ama yine de umut etmeden edemiyordum. O yüzden bunu sormak istiyor ama çekiniyordum.

Yanımda oturan Yalın ellerimi saçlarımdan çekip tuttu ve başını eğerek benimle göz göze gelmeye çalıştı. "Sorun ne?"

Yalnızlığımı alamaz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin