Peyda 49- 1.Kısım

5.3K 594 94
                                        

31.12.2024
Kırk dokuzuncu bölüme hoş geldiniz.
Keyifli okumalar:)

Bölüm Şarkısı:
Ayten Alpman- Ben Böyleyim
🎀

"Düzensizliğin Düzeni"

Hayalleriniz varsa yaşardınız, hayalleriniz yoksa sadece yaşadığınızı sanardınız.

5 Aralık 2023
İstanbul, Türkiye

"Zahir..." Kalbim hiç olmadığı kadar hızlı çarparken yanaklarımın kızardığını hissettim ve gayriihtiyari bakışlarımı onun dudaklarına değdirdim. İkimiz de aynı anda bakışlarımızı dudaklarımızdan aldığımızda göz göze geldik.

"Şşh," diye susturdu beni ve dudaklarıma fısıldadı. "Şu an yapacağım şey için beni affeder misin?"

"Düşünürüm." dediğim an nefesim onun dudaklarına ulaşmadan dudaklarımız buluştu ve biz birlikte mahvolmayı seçtik.

Artık sınırların ve uzak kalışların son bulduğu o noktada, çocukluğumun geçtiği kulübede beni öptü. Ben de onu öptüm.

Biz, ayrı ayrı kahrolmaktansa birlikte mahvolmayı seçmiştik. Dudaklarımızda yeniden atmaya başlayan kalplerimiz ise buna şahitti.

Dudakları dudaklarımı istila ederken korktum önce, birkaç dakika sonra yaşayacağım utancı düşünerek korktum ve geri çekilmek istedim ama yapmadım. Yapamadım. Dudaklarım onun dudaklarına kenetliyken çekinemedim, yaşayacağım utancı değil de şu an hissettiğim sevgiyi düşündüm ve ben de onu öptüm.

Artık tek kişilik değildi öpücüğü, benim dudaklarım eşlik ediyordu onun öpüşlerine.

Bunu fark ettiğinde bedeni gevşedi, yanaklarımı kavrayan sıcak elleri sıkıca topuz yaptığım saçlarıma doğru yol alırken başını yana atarak öpüşmemizi daha da derinleştirdi. Sanki karşılık vermem ona istediği onayı vermişti, öyle sevgiyle seviyordu dudaklarıyla dudaklarımı. Saçıma uzanan elleri önce hiçbir zaman saçımdan çıkarmadığım beyaz kurdelemi bulduğunda onu durdurmak ve kurdelemi almak istedim ama yapmadım. Bir kurdeleye kalmamıştım artık, bir bez parçasının beni sevildiğimi düşündürmesine ihtiyacım yoktu.

Kurdeleyi çıkartıp kenara attığında elimi ensesine götürmüş oradaki saçlarını elime dolayıp bırakıyordum. Bu sırada o çoktan topuz içerisinde olan saçlarımı açmış ve salmıştı. Elimi saçlarıma örtmek için geri çekildiğimde ikimizin de kıpkırmızı olduğu apaçık ortadaydı ve bu halimiz bana istemsizce çok tatlı gelmişti. Tabii ben direkt domatese dönüşmediysem...

Elimi saçlarıma atıp onları geriye çekmeye çalıştım ama Zahir elini elimin üzerine koyarak alnını alnıma yasladığında "Peyda, örtme güzelliğini, bir tokaya hapsetme saçlarını. Onlar da hak ediyor özgürlüğü." diye mırıldandı ama bunu sadece saçlarım için söylemediğini hissettim bir an. Bana mı söylüyordu bunu? Hapsetme kendini mi diyordu? Neyi hapsettiğimi düşünüyordu?

"Düzensiz kalmasın." diye mırıldandım sadece, sesim utançtan varla yok arası çıkmıştı. Tebessüm etti utancıma, ardından boşta kalan eli elmacık kemiklerimin üzerinde dolaştı. Diğer eli ise hâlâ saçımı tutan parmaklarımdaydı.

"Düzensizliğin düzeni..." dedi buklelerimle oynarken, ardından bir buse kondurarak fısıldadı dudaklarıma. "Aynı biz değil miyiz?" Başımı salladım, istemsizce yaptığım bir hareketti bu. Onu onaylayasım gelmişti o an, saçlarımı özgür bırakasım ve belki de beni hapseden kurdeleden kurtulasım gelmişti.

PeydaWhere stories live. Discover now