Peyda 50

5.2K 607 192
                                        

17.02.2025
Ellinci bölüme hepiniz hoş geldiniz.
Keyifli okumalar :)

Bölüm Şarkısı:
Teoman- İstanbul'da Sonbahar
Lady Gaga&Bruno Mars- Die With A Smile
Yaşlı Amca- Yıldızlara Bak
🎀

"İç Savaş"

Kimi çocuklar karanlıktan korkar, kimi karanlıkta büyür, kimi de karanlık olur çıkar.

7 Aralık 2023
İstanbul, Türkiye

Uzun zamandır vücuduma sirayet etmiş yorgunluk, bu gibi zamanlarda daha da artıyordu.

İnsanların etrafımda olduğu zamanlar bunaldığımı hissediyordum. Yağmurun yağdığı bir sokak gibi sessiz ve yalnız hissediyordum. Sanki beni ışıklandıran tek sokak lambasının ışığı bile sönmüştü...

Eskiden böyle anların hayalini kurarken şimdi bulunduğum yere lanet edecek kadar nefret ediyordum halimden.

Bir masanın orta yerindeydim, yine bir sürü bakış vardı üzerimde. Masada envai çeşit yiyecek, içecek vardı, huzur dışında her şey mevcuttu benim için.

Huzur... Ailecek yenilen bir yemeğin tek eksiği olmamalıydı, aksine masanın asıl hissi olmalıydı. Belki benden önce bu sofralarda vardı bu ama ben geldikten sonra bu sofralarda bir kere bile huzur eşliğinde yemek yenilmemişti.

Sebep ben miydim, sebep beni alanlar mıydı yoksa beni görmezden gelenler miydi, bilmiyordum ama artık kimin suçlu kimin suçsuz olduğunu aramaktan bıkmıştım.

Her gün yeni birileriyle tanışıp onların ön yargılarını dinlemek istemiyordum. Şu an Cihan Bey'in kardeşinin sözleri bu yüzden bir kulağımdan girip diğerinden çıkıyordu. Çünkü yorulmuştum, çünkü bitkindim, çünkü... Üzgündüm sanırım. Hem de çok üzgün ya da çok hayal kırıklığına uğramış... Bilemiyordum.

Esra Hanım konuşuyordu, hem de susmadan. Masada sadece onun hesap soran kelimeleri vardı. Ona anlatılmayan her şeyin hesabını en az iki kere sormuştu. Onun bu tavrına alışık olanlar yemeklerine devam ederken diğerleri -ben, Adem Bey ve Ömer Bey'in çocukları- şaşkınlıkla ona bakıyordu.

Bir insan hiç yutkunmadan kaç kelime konuşabilirdi, bu kadın nefes bile almadan en az üç paragraflık bir konuşma yapıyordu her ağzını açtığında.

Cihan Bey'i sorguya çekiyordu geldiğinden beridir, hatta öyle bir durmuyordu ki o konuşurken hepimiz masanın etrafına dizilmiştik ve yemeğimizi yiyorduk. Esra Hanım, eşi ve çocuklarıyla birlikte gelmişti ve çocukları dikkatle beni izliyorlardı, bunu fark etmiştim.

Benim yaşlarımda ikizleri vardı Esra Hanım'ın ve onun aksine çocukları da eşi de çok sakin ve iyi insanlardı ilk gözlemlerime göre. Hatta eşi ilk geldiği zaman adımı sormadan halimi hatırımı sormuştu bana, sanki yıllardır yeğeniymişim gibi davranmıştı ve bu gereksiz bir şekilde çok iyi gelmişti.

Birileriyle samimi olmak iyi bir şeydi sanırım, en azından yabancı bakışlara yeğliyordum ben bunu.

Çocukları da bana karşı tek kelime etmemişlerdi ama bana kaçamak bakışlar atarak ve göz göze geldiğimizde gülümseyerek iyi hissettiriyorlardı.

"...Ya bu çocuk, eşya değil ki hani alıp evinize getirip kimseye haber vermiyorsunuz. Peyda, kuşum sen alınma tamam mı, sana eşya demeye çalışmıyordu sadece bu aptal abime hesap soruyordum..." Esra Hanım'ın çok güzel hitapları vardı. Geldiğinden beridir adımın geçtiği her yerde ismimin yanına bir şeyler ekliyordu.

PeydaWhere stories live. Discover now