4. Bölüm : Cresta's Souvenirs, Cresta'nın Hediyelik Eşya Dükkânı

241 55 8
                                    



ELANORE NERISSA

Bailey radyoyu açmıştı ve gülümseyen yüzüyle araba kullanıyordu. Bu kız enerjisini nereden alıyordu bilemiyordum. Elimi başıma koydum bende mutlu olmam gereken bir konu düşündüm. En azından küçük bir şey. Camdan dışarıyı izlemeye dalmıştım ki Bailey bana seslenmişti.

"İyi olduğuna emin misin Elanore?" Onun gülümseyen gözlerine gülümseyerek karşılık verdim. İkna olması için başımı salladım.

"Annem bugün çok mutlu olacak." Sesindeki neşe beni meraklandırmıştı.

"Umarım aldığın hediyeyi beğenir."

"Daha bakmadık, eğer beğenmezsem de onu alacağım hediyeden daha mutlu edecek bir hediyem var. " Bana gülümseyerek baktı ve o an anladım. Hemen kahkaha attım ve sevincimi belirtmek istedim.

"Bailey... kazandın mı gerçekten? Kabul edildin mi?" Başını salladı müziğin ritmiyle.

"Bailey çok sevindim. Gerçekten!" Arabayı sürerken sarıldım ona sıkı sıkı.

Aklıma kendi geleceğim gelince duraksadım ve gülümsemem soldu ve yeniden koltuğa yaslanarak sessizliğimi korudum. Üniversiteler hakkında o kadar kararsızdım ki, yalnızca iki başvuru yaptım çünkü hayallerimin dışına çıkmak istemedim ve hâlâ cevap gelmemişti. Bu utanç verici durumu da Bailey'le paylaşmak istemiyordum. Camdan dışarıyı seyretmeye devam ettim.

"Elanore " Saç diplerimi kaşıyarak arkaya attım ve onun sevincine ortak olduğumu belli etmek adına gülümsemeye çalıştım.

"Bu kadar umutsuz olma lütfen. Eminim biri sana dönecektir. Üstelik daha önünde bir ay var. Cevap zarfları yeni yeni gönderiliyor. Benimkinin erken gelmesi... sadece şans." Bu kesinlikle doğru değildi. Yalnızca beni üzmek istemiyordu.

"Bak ne diyeceğim. Hediye seçtikten sonra seninle bir şeyler içmeye gidelim." Kafamı yan yatırıp ona yan yan bakınca gülmeye başladı.

"Sıcak şeyler." İkimizde kahkaha atmaya başladık.

On dakika sonra Bailey hediyelik eşya satan dükkanın önüne park etmişti arabayı. Eğik ve el yazısına benzer harflerle yazılmış kocaman bir yazı görünüyordu. Cresta's Souvenirs. Dükkan camından görünen biblolar el sallayacak kadar gerçek görünüyordu. İçeri girdiğimizde yaşlı bir teyze karşıladı bizi. Pamuk gibi yüzü vardı. Bize gülümserken yanakları geriliyor gözlerinin altındaki deri kat kat kırışıyordu. Ağarmış saçlarını ensesinde küçücük bir topuz yapmıştı. Turkuaz taşı küpeleri gözleriyle uyum içindeydi. Bailey rafların arasında kaybolmuştu bile. Teyze karşıma gelip bana gülümsedi.

"Hoşgeldiniz, kızım." Kafa salladım ve bende pamuk yüzlü teyzeye gülümsedim. Arkamı dönüp rafları incelemeye başladım. Raflar o kadar şirin eşyalarla doluydu ki, baktıkça onları okşamak geliyordu içimden. Bir müzik kutusu gördüğümde incelemek istedim. Tıpkı anneminkine benziyordu. Onu ilk gördüğümde büyükannemin hediyesi olduğunu söylemişti. Bu da ona benziyordu. Yaşlı teyze yanımda belirdi ve açıkladı.

"Bu çok eski parçalardandır." Böyle demesi beni meraklandırmıştı.

"Buradaki eşyaların yeni üretildiğini düşünmüştüm." Teyze bana gülümsedi ve elimi okşadı.

İNCİ'NİN GÖLGESİWhere stories live. Discover now