7. Bölüm(1.Kısım): Geçmişe Açılan Kapı

221 42 4
                                    



ARLEIGH OSWALD

Telefonu kapatıp içeri girdiğimde Pat'i ve onun yanında bir kızı gördüm. Neler olduğunu anlamak için onlara doğru yürüyordum ki kız ayağa kalktı bana döndü. Paton arkasını dönüp bana baktı ve o da ayağa kalktı. Eliyle omzuma vurdu.

"Ona yardımcı ol." Sonrada odadan çıkıp gitti. Beni onunla yalnız bırakmıştı. Elanore. Elanore. Adını telaffuz etmeye alışmaya çalışıyordum ama onun beni tanımadığından emindim. Telefonu arka cebime koyup nasıl hareket edeceğimi bilemeden yavaşça ona doğru yürüdüm. Saçları odanın loş ışığında koyu kahve görünüyordu. Onu özel yapan şeylerden biriydi bu. Saçları. Değişiyordu ve her tonu yakışıyordu. Bunları düşündüğümü de asla bilmemeliydi ayrıca.

"Merhaba." Bunu söylemek onu da kıpırdatırdı belki diye düşündüm. Burada olduğuna göre Paton'ın bahsettiği kız kesinlikle bu olmalıydı. Kıyafetinde kum vardı ve yüzü parlıyordu. Yaşadıkları onu terletmiş olmalıydı.

"Merhaba." Sesi de kendisi gibi şaşkına dönmüş durumdaydı.

"Sen de burada olduğuna göre beraber gidiyoruz."

"Ne?" Çatık kaşlar ve ani tepki.

"Sen... biz beraber mi?" Elini alnına koydu.

"Benimle dalga geçtin." Güldüm ve hâlâ unutmamasına şaşırdım.

"Yolun ortasında dikilmiştin."

"O durumda ne yapabilirdim söyle?"

"Kenara çekilebilirdin." Gülümsüyor olmam onu daha da kızdırıyordu ve sesine tüm sinirini yansıtıyordu.

"Ondan bahsetmiyorum! O şeyin beni yakalaması an meselesiydi. Onun yüzünden yolun ortasında kaldım beni oraya çeken şey o gölgeydi." O kadar ilginçti ki aynı zamanda da komik. Ağzımı zor tutsam da bunları ona ben anlatıyor olsam o da gülerdi.

"Pekâlâ, o gölge sebep oldu." Ona yaklaştım ve karşısına dikildim. Gözlerine yakından bakabiliyordum. Yeşil mi? Hayır tam olarak değil. Maviye de benzemiyordu. Kahverengi ve yeşilin uyumu vardı gözlerinde. Ela. Beyaz tenini ve saçları öne çıkaran bir renk. Onu daha fazla inceleyemezdim ama gözlerim onun yüzüne takılıyordu. Burnumu kaşır gibi yapıp geriye bir adım attım ve yandaki duvara bakarak konuştum onunla.

"Temizlenmen gerek." Üstüne işaret ettim. Üzerine baktı ve yanımdan hışımla geçerek banyoyu buldu ve içeri daldı.

"Ben hallederim." Kapanan kapının ardında ona seslendim.

"Yardım edebilirim."

"Hiç sanmıyorum."

"Israrcıyım." Elimi çeneme götürmüş ayağımla ileri geri şekiller çizerken bir yandan da ayağıma bakıyordum. Kısa bir bağırma sesi geldi. Kaşlarımı çatıp kapıyı tıklattım.

"Elanore?" Kendi kendine mırıldanıyordu. Kapıyı yine tıklattım.

"İyi misin?"

"Sırtım..." Kapıyı açmak için kolu tuttum ama açmaktan vazgeçtim.

"...Acıyor."

"Kapıyı açıyorum." Kapıyı açtığımda üzerinde askılı bir atlet ve taytı vardı. Sonra kanı gördüm. Sırtı kan olmuştu. Gözlerim açıldı ve sırtına dokunurken yine bağırdı.

"Tamam, özür dilerim. Yaraya bakmam gerekiyor." Atleti üstten aşağı doğru çektim ve yarayı inceledim. Kan yeni pıhtılaşıyordu. On santim kadar derin bir çizik vardı sağ omzuna doğru.

İNCİ'NİN GÖLGESİWhere stories live. Discover now