19. Bölüm : İstila

44 7 7
                                    

ARLEIGH OSWALD

   Henüz evden ayrılmamıştık ve Davion'ın kazanda gördüklerini anlamlandırmaya çalışıyorduk. Bu konuda acemi olmak beni mutlu etmişti ve kazanda gördüklerim de hiç hoşuma gitmiyordu. Gerçek yaşamım boyunca onun üstünlüğü altında ezilmişim ve bu aklıma geldikçe de canımı yakıyor. Şu anki şartlar altında düşündüğümde... Kahretsin bu ben değilim ve olamam. Krasimir gerçekten ben olamam. Ne zaman ve ne olursa olsun birinin sözü altında ya da baskısı altında ezildiğimi, küçük düştüğümü hatırlamıyorum. Gördüklerimden sonra da ona karşı davranışlarımı değiştirmemin en doğrusu olduğu geçti aklımdan. Vincent'in sözleri böldü düşüncelerimi.

"Daldın gittin..."

Yüzümü ona çevirdiğimde endişelendiğini fark ettim. Dudaklarımı büzdüm ve derin bir nefes aldım.

"Amaçsızca buraya geldik ve hepimizin gördükleri canımızı sıktı ve şimdi de burada durmuş..."

Davion ve Bay William bize dönmüş konuşmayı kesmişlerdi. O sırada Davion bana yöneldi.

"Sen ne dersin Arleigh?"

   Ne cevap vereceğimi bilemeden yalnızca baktım dinlemediğimi söylesem bu daha büyük bir açık olurdu omuzlarımı silktim ve dudaklarımı gerdim. Onun için yeterli bir cevap olacağından emindim ama Davion durmadı.

"Senin stratejilerine ve tahminlerine hep güvenmişimdir kardeşim."

   Bu beni biraz daha öfkelendirmişti. Onunla konuşmak bile istemezken o daha da zorluyordu. Herkesin içinde olay çıkarmak da pek tarzım değildi yalnızca doğru cümleyi aradım.

"Ama kardeşin ben değilim."

   Başını salladı ve sanki dalga geçermiş gibi gülümsedi. O sırada Elanore'la göz göze geldim. Üzgün gözlerle bana bakıyordu. Daha fazla kalmak istemesem de Vincent gitmeden kolumu tuttu ve yüzüne bakma fırsatı buldum. Gözlerinde gerçek bir samimiyet vardı. Oysa dışarıdan bakıldığında sert ve affetmez tavırları gören herkesi yanıltırdı. O zaman anladım Krasimir tamamen ben değildim ancak hayatının parçalarını taşıyordum. Brightonlı'yı.

   Kulağıma yaklaştı ve fısıldayarak konuştu.

"Seni anlıyorum ama kalmak zorundayız önemli bir konu."

   Boğazımı temizledim ve yaslandığım duvardan doğruldum ve karşımdaki masanın etrafında toplanan ve önemli bir konu üzerinde debelenen Davion'ın yanına ilerledim. Biraz ciddiyet göstermek önemliydi.

   Davion korkutucu gözleriyle beni izledi ardından kollarını göğsünde bağdaştırıp Bay William'ın yanında durdu.

"Konuyu bizi ilgilendiren kısmıyla yeniden anlatmak hepimiz için daha aydınlatıcı olacaktır."

'Arleigh bizi dinlemediği için' demiyor da sırf benim için kibarlık da yapıyordu. Kafamı yana çevirdim ve sinirlerimi yatıştırmak için birkaç saniye öylece durdum sonra sandalyeyi çekip oturdum.

"Kazan bize geçmişi ya da geleceği gösterebiliyor ve bu kontrollü olarak olmuyor yalnızca hayatımızda olmuş önemli ya da hayatımızı derinden etkileyecek önemli olayları bizlere gösteriyor ancak istesek de istemesek de kesitler halinde görüyoruz. Geçmişi değiştirme ihtimalimiz olmasa da gördüklerimizin gelecekle ilgili olanlarını değiştirme olasılığımız var yani beraber çabalayarak."

   Bu Davion'ın gerçek hali olamazdı. Gülünçtü. Gülmemek için kendimi tutuyordum. Anlaşılan basit adamdı ama öyle de dememeliydim sonuçta kendisi herkesin kalbini kazanmış bir prens. Ha belki de kral bile olmuştur. Dur ya da belki de uzaylılar onu kaçırmış ve bu büyük hayalini elinden almıştır.

İNCİ'NİN GÖLGESİWhere stories live. Discover now