2.Bölüm "Belki?"

10.3K 401 45
                                    

Multi media EKİN :)

Keyifli okumalar :)

KATY

Yaşamla ölüm arasında çok ince bir çizgi vardır. Ve bazılarımız o ince çizgide takılırsa, sonucu ölüm olabiliyordu. Bunca yıldır, annemi görmek istememiştim. Bize yaptıkları, Ece'ye yaptıkları affedilemez şeylerdi.

Şimdi, anlıyordum.

İnsanlar ne yaparlarsa yapsınlar onları vakti ve zamanında affetmeliydik. Gözlerimin dolduğunu hissettim. Yüzüme dokunan minik elle, düşüncelerimden sıyrıldım.

"Anne iyi misin?" gülümsedim "İyiyim canımın içi" dikiz aynasından Ömür ile göz göze gelince, kendimi toparlamaya çalıştım. Bize ne kadar kötü şeyler yapmış olsa da, bir gün önce kalp krizi geçirdiğini duyunca hepimiz kötü olmuştuk. Arabanın durmasıyla birlikte, hızla göz yaşlarımı sildim. Arabadan inip, topraklı yola bastığımda, o toprağın huzur veren kokusu iliklerime kadar işlemişti.

Küçük bir el elimi kavradığında başımı elin sahibine çevirdim "İdil buraya neden geldiğimizi biliyor musun?" İdil'in şaşkın bakışları tebessüm etmeme sebep oldu. Derin bir nefes alıp "Canımın içi buraya geldik çünkü anneanneni ziyaret edeceğiz. Son defa." İdil etrafına bakıp "Anne? Anneannem öldü mü?" Ona hiç bir zaman öz annemden bahsetmemiştim. Arkamda bir hareketlilik hissedince kafamı çevirdim "İdil şunu bilmelisin ki ben senin öz anneannen değilim." Ece'ye bakıp gülümsedim. İdil "Anne ne demek bu? Ben anlamıyorum." kafasını iki yana sallayan kızıma bakıp güldüm "Büyüyünce anlayacaksın." deyip ayağa kalktım. Kızımın küçük elini kavrayıp, kalabalık mezarlığa doğru yürümeye başladık. Topraklı ve taşların ayağım altında çıkardığı ses bütün bedenimde gerilmeye sebep oluyordu. Koluma biri girince başımı kaldırdım "Abla?" Lily'nin kızarmış gözlerine baktım.

"Sence huzurlu mudur?" demek istiyordu ki, bize ve Ece'ye yaptıklarından sonra huzurlu mudur? "Bunu biz bilemeyiz. Ece'nin dediği gibi Allah'tan başka kimse bilemez. Umalım ki huzurlu olsun." Ağaçların arasında bir sürü mezarlık vardı. Siyah giyinen bir sürü insan yanımızdan akıp gidiyordu. Cenazeleri hiç bir zaman sevmemiştim. Kalabalığın arasında yerimizi aldığımızda, kafamı kaldırıp bizimkilere göz gezdirdim. Babam mezarın başındaydı. Ece'de koluna girmişti. Kaan, Çağan, Toprak, Ekin sessiz ve ciddi bir şekilde dikiliyordular. Açıkcası onlardan beklenmeyecek bir durumdu. Kerem abi ve Ceyda abla hemen babamların yanındaydılar.

"Sence bir gün Ece ve Babamı'da bu şekilde toprağa verecek miyiz?" Lily küçüklüğünden beri daima meraklı bir insan olmuştur. Ece ve babamın daima mutlu bir evlilikleri olmuştu.

"Dua edelim de Allah uzun ömürler versin." bu sözümle birlikte, Ece ve babam bana bakınca zorla tebessüm ettim. Annemden sonra onları da kaybedersem, bu bana çok ağır gelirdi.

************************************************

Cenazenin ardından babamlara gelmiştik. Kocaman bir aile olmamızdan gayet mutluyduk. Herkes, özellikle Kaan ve Çağan bu hüzünlü günde beni güldürmeyi başarabiliyordular. Karın kaslarımın ağrıdığını hissettiğimde "Susun artık" deyip karnımı tuttum. Gülmekten çatlamak üzereydim. Babamın güldüğünü görebiliyordum. Her ne kadar annemi sevmese de üzüldüğünü gözlerinde görebiliyordum. Sonuçta bizim annemizdi. Oturma odasına ağzıyla uçak sesi çıkartarak Toprak girdiğinde kafamı çevirdim. İdil'i omuzlarına oturtmuş evin içinde yarım saattir bu şekilde oyun oynuyordular "Anne bak uçuyorummmmm" İdil'in kahkahlarına gülümseyerek baktım. İdil amcasına aşık bir kızdı. Tıpkı teyzesi Ekin'in, babama duyduğu aşk gibi. Güçlü bir kol beni çekince o tanıdık huzur veren kokuyu içime çektim.

BAKICI- GEÇMİŞİN İZLERİ (ASKIDA)Where stories live. Discover now