18.BÖLÜM 'Şaşkınlık'

3.8K 200 40
                                    

*Ben çok şansız biriyim. Aylar Sonra ilk defa laptopta bölüm yazdım yayınlacağım gün net yoktu. Gelir diye bekledik fakat öğrendiğiniz şeyle şok olduk. mahallemizin internet kablosu çalınmış arkadaşlar. Hala net yok. Bir ay olacak neredeyse. Türk Telekom'un hizmeti sıfır.

*Yakında tekrar bölüm atacağım. İş yerimde bu aralar yoğun olunca bölümü atmaya yeni fırsatım oldu.

*instagram hesaplarımızı takip etmeyi unutmayın. Oradan daha iyi iletişim kurabiliriz.
Birinci adres arife.byndr
İkinci adres arifebayindir.hikayeleri

*Caps yapabilen. Shop yapabilen kim varsa bana yukarıda ki iki adresten de ulaşabilirler.

Keyifli okumalar

######################

ECE

Endişeli bakışlarımı Eric'e çevirdim. Lily, Abrek ile birlikteydi. Eric'in bunu anlamaması gerekiyordu. Akşam yemeğine çok az bir zaman kalmıştı. Birazdan masaya oturduğumuzda, onun olmadığını fark edecekti. Ne diyecektim? Bugün bir yalanımı yakalamıştı. İkinci defa yakalarsa beni ve Ekin'i topa tutardı. Gergince mutfaktan çıkıp, merdivenlere yöneldim. Kızların odasının kapısını çalmadan içeriye girdiğimde, Ekin ayna karşısında bacağına bakıyordu.

"Anne ne yapıyorsun?" Diyerek hızla eşofmanını yukarıya çekmeye çalıştı fakat gözüme takılan morluk ile hızla elini tuttum. Kalçasının yanında ki morluğa gözlerimi kısarak baktım.

"Ne oldu bacağına?" Diye konuştum. Kafamı kaldırıp, yüzüne baktığımda gözlerinden bir çok duygu geçmişti. Hiç bir duygusuna anlam veremezken "Kızım konuşsana?" Diyerek sakince konuştum.

Kızarıp, bozarırken nefesimi dışarı üfledim. Sıraya falan mı çarpmıştı. Belki de biriyle kavga etti.

"Ekin?" Ayağa kalktım. Elleri titrediği için eşofmanını ben çektim. Ellerim ile yüzünü avuç içime alıp, gözlerine baktım "Güzel kızım biriyle mi tartıştın?" Sustu. Gözleri dolunca yüreğime bir ağırlık çöktü. Odanın kapısını kapatıp, yatağının üzerine otururken "Gel otur hadi" diyerek elimle yatak örtüsüne vurdum.

Tereddüt etse de, sarsak adımlar ile yatağa yaklaştı. Oturduğunda dizlerini birleştirip, elleriyle eşofmanını sıktı. Kızaran yanakları kafamda şimşekler çakmasına sebep olurken, ellerimle ağzımı kapatıp "Eyvahlar olsun" diyerek söylendim.

"Anne!" Ağlamaya başladığında, aklıma gelenin başıma geldiğine inanamıyordum. Biriyle birlikte olmuştu. Ve o kişi Berk'ten başkası değildi. Ne yapacağımı bilemedim. Ben bu zamana kadar neyin doğru neyin yanlış olduğunu sürekli onlara anlatmıştım.

"Nasıl yaparsın Ekin?" Diyerek sakince konuşmaya çalıştım. Eric öğrenmemeliydi. Yoksa Berk'i öldürürdü.

"Anne bak" burnunu çekip konuşmaya çalıştı. Konuşması için bekledim. Fakat o kadar çok utanıyor ve ağlıyordu ki ne yapacağımı bilememiştim. Ona sarılmak için ellerimi havaya kaldırdığımda benden irkilerek kaçtı. Onu döveceğimi mi düşünmüştü? Ona sarılıp, göğüs kafesime çektiğimde, elbisemin yakalarına yapıştı sıkı sıkı.

"Özür dilerim." Burnunu çekti.

"Ağlama. Baban görürse irdeler durur. Öğrenirse ikinizi de öldürür" diyerek saçlarını okşadım. Benden uzaklaşıp, başını olumlu şekilde salladı. Gözlerini silip, bakışlarını dizlerinde ki eline çevirdi.

"Düşündüğün gibi bir şey yapmadık" diye konuştuğunda, yüreğime serpilen su ile derin bir nefes aldım.

"Ne oldu o zaman?" Diyerek merakla ona baktım.

BAKICI- GEÇMİŞİN İZLERİ (ASKIDA)Where stories live. Discover now