3.Bölüm "Bunca yıl sonra ?"

10K 387 34
                                    

Biliyorum bana kızgın olabilirsiniz. İki hafta önce mağaza açılışı yaptık. Hazırlanması biraz zor olmuştu.  Çok yoğun ve yorulduğum için yazamadım. Hepinizden özür diliyorum. Umarım beklediğinize değer.

Keyifli okumalar...

Ve media da LİLY :)

LİLY

Üniversiteli olmak bir başka güzeldi. Babam her ne kadar işletme bölümü istesede ben Hukuk okumaya karar vermiştim. Ece'nin söylediğine göre bana sadece avukatlık yakışırmış. Kendi kenme gülümseyip, kütüphaneye girdim.

Okulun ilk günleri olmasına rağmen kütüphane kalabalıktı. Genelde hukuk fakültesinin kütüphanesi hep kalabalıktı. Kol çantamı omuzuma doğru atıp, kitaplıklar arasında yürümeye başladım. Raflar arasında gözlerimi gezdirip, aradığım kitabı bulmaya çalıştım. Aşağı eğilip, alt rafta ki kitapları gözden geçirip, dudak büzdüm. Sanırım bu kitabı bulmak biraz zor olacaktı. Elimin biri dizimde diğeri ile çantamı kucağımda tutuyordum. Bir kitap gözüme ilişince iyice yaklaşıp, kitabın adını okumaya çalıştım. Aradığım kitap olmadığını görünce, gözlerimi devirip, kafamı kaldırmam ile üst rafa çarptım.

"Kahretsin!" elimi kafama götürüp ovaladım. Bir gülme sesi duyunca kafamı kaldırdım. Gördüğüm şey bir kas yığınıydı. Cidden! Babamın da kasları vardı fakat bu çocuk genç yaşında olmasına rağmen aşırı yapılıydı. Olduğum yerde doğrulup "Komik mi?" diye sinirle soludum. Omuzunu yasladığı ahşap kitaplıktan çekip "Valla çok komikti." deyip sırıttı.

"Koca ağızlı!" sinirle konuşmamın ardından, yüzünde ki sırıtış aniden kayboldu. Aslında ağzı kocaman değildi. Büyük gibi gözüksede ona çok yakışıyordu.

Ne diyordum ben yahu! Sinirle kafamı iki yana sallayıp, arkamı döndüm.

"Bekle hey!" arkamdan seslenince duraksayıp kafamı çevirdim.

"Ne vardı?" Yüzünde anlam veremediğim bir ifade belirdi. Bu ifadeden o kadar çok ürkmüştüm ki, yutkunmak zorunda kalmıştım.

"Bu koca ağızı bir gün öpmek için yalvaracaksın!" Söylediği şey o kadar çok komiğime gitmişti ki, bir kahkaha patlattım. Karnımı tutup gülerken, görevli bayanı görünce sustum.

"Burası bir kütüphane lütfen sessiz olur musunuz?" başımı olumlu anlamda sallayıp "Affedersiniz." diyerek kütüphane çıkışına yöneldim.

Kütüphaneden çıktığımda hala kendi kendime gülüyordum. Öpmek için yalvaracakmışım?

"Vıyvıy." deyip ağzımı büzüp onu taklit ettiğimde gülmeye devam ediyordum. Koridorda ki öğrenciler bana tuhaf tuhaf bakıyordu. Onları umursamayıp, sınıfa doğru yürümeye başladım.

EKİN

Sırama çantamı koyup, Yağmur'un yanına oturduğumda "Günaydın." deyip sırıttı.

"Günaydın." deyip bende ona sırttım. Yağmur bana uzunca bir bakış attıktan sonra "Neyin var senin." dedi.

Neyim mi vardı? Aslında gayet mutluydum. Cuma günü kardeşlerimle birlikte dışarıya çıkmıştık. Ve gece klüplerinde alemlere akmıştık. Toprak'la aramız düzeldi gibi bir şeydi. Beni sevdiğini çok iyi anlamıştım çünkü bana asılan bir çocuğu dövmek zorunda kalmıştı. Bu da yetmiyormuş gibi bana da mini etekler giyiyorum diye kızmıştı. Gerçi okul eteğime sürekli laf söylemelerine alışmıştım. Toprak'ın sınıfa girmesiyle kafamı ona çevirdim. Hemen arka sıramızda oturuyordu. Yanımızdan geçip gitmesini beklerken, sıraya doğru eğilip "Kalk!" deyip ayağı ile ayağıma vurdu. Kaşlarımı çatmış ona bakarken, Yağmur ağzı açık erkek kardeşimi süzüyordu.

BAKICI- GEÇMİŞİN İZLERİ (ASKIDA)Where stories live. Discover now