15.Bölüm "Tazelenmiş Aşklar"

5.3K 184 12
                                    

Herkese merhabalar. Yeni bölüm ne zaman diye diye siz bıktınız bende artık yükleyeyim dedim. İnşallah beğenirsiniz. Üzerimde ki ölü toprağını en kısa zamanda attığımda bölümler daha sık gelecek. Yorum yapmayı unutmayın. Çünkü biliyorsunuz benim için oy vermekten ziyade düşünceleriniz önemli. 

Bu arada arkadaşlar hikaye ile ilgili shop yapmak isterseniz yapın bana gönderin bende bölümlerde yayınlayayım. Çünkü bakıcı hikayesi sizin desteğinizi hak ediyor.

instagram: arife.byndr

facebook grubumuza katılmayı unutmayın lütfen Ponçik Hikayeler

Keyifli okumalar :)

EKİN

Terleyen ellerimi masanın üzerinde bulunan peçeteye tekrar sildim. Önümde ki matematik sorusuna tekrar döndüğümde, cevabı yazmaya başladım. Bugün matematik sınavımız vardı ve öğle arasını ders çalışarak geçiriyorduk. Berk'in bakışları beni o kadar çok utandırıyordu ki sürekli kızarıp, terliyordum. Tabi onun için bir sorun yoktu. Kendisi bir matematik dehasıydı. Bana anlattığı konudan sonra test çözmeye başlamıştık. Kafamı kaldırıp, ona baktım. Ela gözleri gözlerim ile buluştuğunda kaçırmadı. Keskin çene hatlarını büyük bir dikkatle inceledim. Çok öpülesi ve erkeksi bir yüze sahipti. Masumluğu bir yana saf biriydi. Geçmişte yaşananların hiç birini bilmiyordu. Babasını örnek alıyordu. Peki ya annesi? Parmaklarım arasında çevirdiğim kalem birden masanın üzerine düşüvermişti.

"Berk?" sesim mi titremişti benim?

"Söyle güzellik?" diye yanıtladı gözlerimin içine anlam veremediğim bakışlar atarak.

"Annen....Yani ondan hiç söz etmedin." Diye konuşmaya başladım "Biliyorum belki özel bir soru fakat..."

"Tanımıyorum." Sözümün kesilmesiyle nefesimi tuttum "Babam da kim olduğunu bilmiyor. Sadece beni kapının önünde bulduğu ve küçük bir not varmış." Kaşlarımı çattım. Kendimi çok kötü hissetmiştim.

"Ben özür dilerim. Gerçekten..."

"Sorun değil güzellik alıştım artık ben. Umurumda da değil. Babamla mutluyum. O çok dürüst ve güvenilir biridir." Yutkundum.

Ah bir bilsen geçmişte neler yaptığını. Babasına yine bu kadar güvenir miydi? Peki ya ben? Berk'ten böyle bir şeyi saklamam ne kadar doğruydu?

"Sen iyi misin? Rengin bembeyaz oldu."

"İyiyim. Sadece şu matematik sınavı beni geriyor." Zorlukla gülümsemeye çalıştım. Anlayışla başını salladı.

"Merak etme sana kopya veririm."

Hayatım boyunca yapmadığım bir şeydi. Bir kere ben babamın dürüst kızıydım. Kopya çekmeyi de kendini kandırmak olarak görüyordum. Bir insan kendine yalan söylerse, başkalarına da bunu kolaylıkla yapabilirdi.

Berk'e yaptığın gibi....

İç sesime kulak asmamaya çalıştım. Böylesi daha iyiydi. Eğer bütün bunları öğrenirse, hayatta sevdiği ve güvendiği tek kişiyi kaybedecekti. Babasını. Annesi tarafından terk edilen bir çocuğa bunu yapamazdım. Düşüncelerimden uzaklaşmak için boş kütüphanede gözlerimi gezdirdim. Zilin çalmasına beş dakika kalmıştı. Ayağa kalkıp, kitaplarımı toparlamaya başladım. Berk'in elini bileğimde hissettiğimde kalbim hızlanmıştı.

"İyi misin?" yutkundum. Boşta kalan elimle kitaplarımı üst üste koymaya devam ettim. Sorusundan kaçmak en iyisiydi. Masasının etrafından dolaşıp, çantamın fermuarını açarken bileğimi çekmesiyle aramızda yarım metrelik bir mesafe oluşmuştu. Bakışlarımızın buluşmasıyla kendimi bir şey söylememek için sakin olmaya zorladım. Dilimi ısırırken "Benden bir şey mi saklıyorsun?" yutkundum. Ekin asla tek bir kelime söyleme. Her şey berbat olur. Sevdiğin adamı kaybedersin. Beynimde dönüp dolaşan cümlelerin bir çoğuna hak veriyordum. Fakat kalbim cümlelerime büyük bir balta geçiriyordu.

BAKICI- GEÇMİŞİN İZLERİ (ASKIDA)Where stories live. Discover now