12.Bölüm "Yastık Savaşı!"

7.9K 293 76
                                    

Umarım beğenirsiniz Keyfili okumalar :)

TOPRAK

Kar savaşı son hız devam ederken, nefes nefes elimde ki kar topunu Çağan'a fırlattım. Kar topu Çağan'ın suratının ortasına gelirken, bana öfkeli bakışlar atıp, atış yapmak için elini haya kaldırdığında arkamı dönüp koşmaya başladım. Çağan'ın atışları çok sert olduğıu için ne kadar uzaklaşırsam o kadar kardı benim için. Koşmaya devam ederken arkama baktığımda geldiğini peşimde olduğunu görünce var gücümle kaçmaya devam ettim. Seyrek ağaçların arasında zikzak çizerken kafamda hissettiğim acı ile duraksadım. Elimi kafama atıp "Hayvan mısın lan?" diye bağırarak ona döndüm. Yüzünde ki adi bir sırıtış ile "Bulaşmasaydın." dedi ve arkasını dönüp yürümeye başladı. Sinirim tepemi aşarken tam bir adım atmıştım ki onun sesini duydum.

"Toprak?" Kafamı sağ çevirince üç dört ağacın arasında Ezgi'yi gördüm. Kalp atışlarım hızlanırken, yüzümde ki sinirlilik hali gitti ve bir sırıtış dudaklarıma kondu.

"Ezgi?" Yüzüne yayılan gülümseme ile bulunduğum yere bir kar misali eridiğimi hissettim.

Bacaklarıma verdiğim komut ile sarsak adımlarla yanına yürüdüm. Ezgi, bir ağaca sırıtını yaslayınca bende boy farkımızdan yararlanıp, kolumu başının üstüne dayadım. Aramızda ki mesefa yok denilecek kadar azdı.

"Sana mesaj attım ama görmedin sanırım." Kaşlarımı çatıp, başımı iki yana salladım.

"Neden mesaj attın ki?" Elleri ile montumun ipleriyle oynamaya başlayınca, heyecanlanıp aramızda ki mesafeyi biraz daha kapattım.

"Şey çok üşümüştüm." Dudaklarını büzünce bakışlarım otomatik olarak dudaklarına kaydı.

Boşta kalan elimin işaret parmağı ile dudaklarını göstererek "Evet, görebiliyorum. Dudakların biraz morarmış gibi" dedim.

Alt dudağını ısırırken bayılacağımı hissettim. Vücudumun her bir yerinde ayrı bir alarm çalıyordu. Parmak uçlarında yükselip, yüzlerimizi aynı hizaya getirerek "Dudaklarımı ısıt o zaman." deyip tekrar alt dudağını ısırdığında, kaşlarımı çatıp "Ciddi misin?" diye şaşkınca sordum.

Başını aşağı yukarı sallarken "Sence de öpücüğün geçikmedi mi?" diye konuştuğunda kolumu ağaçtan çekip, hızla eldivenlerimi çıkarttım. Ellerimle yanaklarını kavradığımda yanaklarının buz gibi olduğunu hissettim. Tamam, benim ellerim soğuktu fakat onun yanakları benim ellerimden daha fazla soğuktu. Soğuk nefeslerimizi hissedebiliyordum. Arkadan gelen boğuk bir müzik sesi ile kaşlarımı çattım. Bu anı bozmamam gerekti. Gözlerimi kapatıp, Ezgi'nin dudaklarını dudaklarım ile buluşturduğumda arkadan gelen müziği daha net duymaya başlamıştım.

Mahmut Tuncer mi?

Kalalıyam kalalı bir yar sevdim belalı

Eriyip gitti canım le sana aşık olalı

Ay gördüm Allah Amentü billah

Ne günahım varsa afeyle Allah

Karı gördüm kaydım kaymaz olaydım

Sana bir söz vermiştim

Ben o sözden caydım

Öpüşmemiz başlamadan biterken, ayağımın kayması ile yere yapıştım.

İrkilerek uyandığımda yatakta olduğumu fark ettim. Başımı iki yana sallayıp, Mahmut Tuncer'i duyduğumu fark ettim. Yataktan kalkıp, oturma odasına geçerken, Kaan ve Çağan'ı Flash TV de son ses çalan halay eşliğinde halay çekerken buldum.

BAKICI- GEÇMİŞİN İZLERİ (ASKIDA)Where stories live. Discover now