13.Bölüm "Titreyen Dudaklar"

7.1K 267 39
                                    

İnstagram: arife.byndr

Snapchat: arifebyndr

Facebook: https://www.facebook.com/Arife.bayindir

Umarım beğenirsiniz bu bölümü keyifli okumalar....

YASEMİN

İçimde kopan fırtınalar dinmek bilmiyordu. Soğuk hava ciğerlerimi alt üst etse bile yanıyordum. Kalbimde anlam veremediğim duygular bana nefes aldırmıyordu. O gece onu öpmek istemem ve onun da beni öpmek istemesinden sonra Kaan ile aramda anlam veremediğim bir duygu oluşmuştu. Ben duygularımdan emindim fakat o benden kaçıyordu. Soğuk ellerimi ısınması için birbirine sürtüp kar topu oynayanlara baktım. Burası çok güzeldi. Karşımda ki sıra sıra ağaçlar ve üzerilerine düşmüş kar taneleri tam bir tabloya çizilmiş sanatsal bir resim gibi duruyordu. Derin bir nefes alıp, soğuk havayı içime çektim. Yağmur ve Çağan kayak yapmaya çalışıyordular çünkü Yağmur hiç bir şey bilmiyordu. Dudaklarımda beliren hafif bir tebessüm ile etrafı izlemeye devam ettim. Abrek ve Lily bir kardan adam yapıyordular. Mehmet, Ceren, Irmak, Sinan ve İdil onların yaptığı kardan adama yardım ediyordular. Ekin, Berk, Toprak ve Ezgi teleferiğe binmiştiler. Büyükler ise içeride sıkıcı iş muhabbeti yapıyordular. Buraya gelmemin tek amacı bloğuma ekleyeceğim harika resimler olacaktı.

Tabi canım kesin öyledir....

İç sesimi kışkışlayıp, asıl sebebime baktım. Elleri cebinde etrafına bakınıyordu. Derin bir nefes alıp, yanımda bulunun fotoğraf makinemi elime alıp, Kaan'ın yanına doğru ilerlemeye başladım. Asansörde sarılması aklıma geldikçe yanaklarımın soğuk havaya rağmen kızardığını hissediyordum. Kokusu asla burnumdan gitmiyordu. Her bir adımım da kalp atışlarımı büyük bir gürültü ile kulaklarımı tırmalıyordu. Ona yaklaştığımı görünce kaşlarını çatıp, bana baktı. Belki yine kalbimi kıracaktı fakat ondan uzak duramıyordum.

Çünkü ben aptal bir aşıktım...

"Merhaba." Gülümsemeye çalıştım.

"Ne?" Bir cümle! İki harf! Bir insanın kalbini bu kadar kırabilir miydi? Bozuntuya vermemeye çalışarak, saniyelik yüzümü toparladım.

"Fotoğraf çekeceğim, bir şey yapmadığını görünce benimle gelmek ister mis.."

"Hayır istemiyorum." Cümleler boğazımda dizilmişti. Yutkunup, geri gitmelerimi sağladım. Tekrar kalbim kırılmıştı. Sorun değildi. Alışa bilirdim galiba kim üç buçuk sene boyunca kavga ettiği birine aşık olurdu ki?

Tabi ki de senin gibi aptallar...

İç sesim haklıydı. Benim gibi aptallar. Gözlerim mi dolmuştu yine? Onun karşısında bu şekilde olmaktan nefret ediyordum. Hiç bir şey söylemeden ki söylesemde umurunda olmayacaktı bu yüzden arkamı dönüp, ağaçlara doğru yürümeye başladım. Bütün duygularımı geri plana atıp, önce tepemde dönen teleferiğin fotoğrafını çektim.

Beni gören Ezgi el sallayınca bende ona el salladım. Ardından Toprak'la fotoğraflarını çektim. Fotoğraf makinem profesyonel olunca resimlerim çok daha iyi oluyordu. Arkamda ki güzel manzarıyı çekmek için önüme dönünce, kadrajıma Kaan girmişti. Başı önüne eğik, elleri ceplerindeydi. Bu pozu kaçırmamak için fotoğrafını çektim. Başını benden tarafa çevirince hızla kafamı başka yöne çevirdim.

YAĞMUR

Ellerimi sıkı sıkıya tutan Çağan'a bakıp sırıttım.

"Korkacak bir şey yok." gülümseyerek konuşmasına, gülümseyerek karşılık veremedim.

"Senin için söylemesi basit tabi. Küçüklüğünden beri kayak yapıyorsun." Ağzımdan kaçırdığım cümle ile dudaklarımı birbirine bastırdım.

BAKICI- GEÇMİŞİN İZLERİ (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin