7.Bölüm "Özür Dilerim"

8.4K 324 17
                                    

LİLY

Oda da hızlı adımlarla volta atarken, bu gece dışarıya çıkmak için kafamda planlar kuruyordum. Sorun şuydu ki, Ekin olmadan planım yürümezdi. Dağınık saçlarımı sağ taraftan sol tarafa atarken, odanın kapısı hızlıca açıldı.

"Abla?" Ekin'in telaşlı halini görünce, kaşlarımı çattım

"Neyin var senin?" "Neyin var senin?" Aynı an da konuşunca güldük.

"Önce sen?" Deyip onu gösterdim. Çantasını yatağının üzerine atıp, okul formasını çıkartırken "Şu çocuk. Bahsettiğim." dediğinde "Babamın uzak dur dediği mi?" dedim.

Duraksadı. Dolabın kapaklarını açıp eteğini çıkarmadan eşofman altını giydi. Ardından eteğini çıkartırken "Evet." diye soludu.

"Ne olmuş ona?" deyip yatağa oturdum.

"Sorun şu ki birbirimizden uzak kalamıyoruz. Bana numarasını verdi. Mesajlaşıyoruz. Bu akşam kaçak göçek buluşmamız gerek." Devam etmesi için ona baktım.

"Bana yardım eder misin?" Yanıma gelip, ellerimi tutup yavru köpek bakışlarını attı.

"Tamam zaten benim de sana anlatacaklarım var." diyerek sırıttım.

"Bekle şu gömlekten kurtulayım, seni dinleyeceğim." deyip koşturarak dolabın yanına gitti. Gömleğini çıkarttıktan sonra, eline gelen ilk tişörtü üzerine geçirdi. Yanıma gelip oturduğunda "Anlat dinliyorum." Dedi heyecanla. Nereden başlayacağımı bilemediğim için alt dudağımı ısırıp en başından başladım.

Elinde ki minderi kafama geçirince "Pislik!" diyerek surat astı.

"Ya valla bak anlatacaktım." dediğimde omuz silkip, yatağına geçti,

"Ekin yapma böyle, her şey çok hızlı gelişti zaten." deyip parmağımla kalçasını dürttüm. Tepki vermeyince "İyi surat as sen. Akşama ne yapacağımızı düşünmek yerine böyle surat as." deyip kendi yatağıma geçip, arkamı ona dönerek yattım. Bir kaç hareketlenmeden sonra, kalçama parmağını dokundurup "Ne yapacağız?" diye fısıldadığın da, ona dönüp "Bilmiyorum." dedim.

"Kız kıza gezeceğimizi söylesek?" Uzunca ona baktım.

"Babam inanır mı ki? Yalan söylediğimiz de hemen anlıyor." diyerek yüzümü buruşturdum.

"Buldum." Deyip parmağını şıklatınca "Ne?" deyip hızla ona döndüm.

"Benim moralimin bozuk olduğunu biliyor. Kafamın dağılması için kız kıza dışarı çıkacağımızı söyleriz?" Büyük bir sırıtışla ona baktım.

"Doğru. Bak hem bu yalan da değil." Kafasını olumlu şekilde salladı. Saate baktım. Babam ve Ece'nin gelmesine yarım saat kalmıştı.

ERİC

Giriş bölümünde Ece'yi beklerken, Kerem'le birlikte konuşarak merdivenden iniyorlardı. Siyah kalem eteği bütün kalçasını sarmıştı. Beyaz gömleği eteğinin içinde olduğu için hiçte altı çocuk annesi gibi durmuyordu. Dört tane çocuk doğurmasına rağmen, hala aynı zayıflıktaydı. Belki biraz göğüsleri büyümüştü. Biraz da kalçaları çıksa da, gözüme hala manken gibi geliyordu.

"Canım?" Sesiyle bütün rüyam alt üst olurken, bana gülümseyerek bakan gözlerinde huzur buldum.

"Canımın içi?" Deyip tek kolumla onu kendime çektim.

"Kerem diyor ki, bu hafta sonu hep birlikte kampa gitmeliymişiz." Kerem'e baktım "O nereden çıktı?"

Omuz silkip "Abi bunaldım vallahi. Değişiklik olur. Çocuklar falan orman havası iyi olmaz mı?" Aslında doğru söylüyordu. İyi olabilirdi.

BAKICI- GEÇMİŞİN İZLERİ (ASKIDA)Where stories live. Discover now