23.BÖLÜM "SORUMLULUK"

5.7K 188 93
                                    

Herkese merhaba. Arkadaşlar biliyorum bölümler çok geç geliyor. Ben kendimi çok iyi toparladım fakat çalıştığım için yazamıyorum. Bazen inanın oturuyorum yazmak için aklıma bir şey gelmiyor. Sanki fikirlerim tükenmiş gibi hissediyorum tabi ama pes etmiyorum.
Geçtiğimiz cumartesi bir talihsizlik yaşadım. Ayağımı burktum ve bileğimde çatlak varmış. Allahın hikmeti işte iki hafta ayağım alçıda pazartesiden beri size şu bölümü tamamlamaya çalışıyordum. Umarım beğenirsiniz. Keyifli okumalar.

İnstagram: arife.byndr  

TANER

Yaptığım hataların, bana dönüşü olacağını hiç düşünmemiştim. Karşım da ki kadın ne diyeceği konusunda bir hayli bocalıyordu. Betül'e geçmişimle ilgili her şeyi anlatmıştım. Neler yaptığımı ve sonrasın da ne kadar pişman olduğumu da defalarca söylemiştim. Gözlerinde ki duyguyu anlayamıyordum. Tek bildiğim biraz korkmuş olduğuydu. Bunu da titreyen ellerinden anlamıştım. Belki de üşümüştü ben yanlış anlıyordum. Soğuğa yüz çevirmiş kahvemden bir yudum aldım. Konuşmak istiyordum fakat konuşamıyordum. Her bir cümlem boğazımda düğüm haline gelmişti. Kahve bardağını masaya koyarken "Özür dilerim" dedi Betül o içimi gıdıklayan sesiyle.

"Ben özür dilerim." Dedim hızlıca ve devam ettim onun konuşmasına engel olarak "Hakkım da bazı şeyleri gizleyerek.." duraksadım. Ne diyeceğimi bilemedim.

Betül'den hoşlanıyordum. Hatta onunda rızası olursa evlenmek bile istiyordum. Hayatım da her şeyi düzene sokmak istiyordum. Gelip geçici bir heves değil, bir ömür benimle kalsın istiyordum. Yeterince hata yapmıştım. Hata üstüne hata yapmak istemiyordum. Bu sefer olamazdı. Sanki karşım da ki kadın son şansım gibiydi.

"Taner bu anlattıkların gerçekten çok kötü" ellerini nereye koyacağını bilemiyordu. Sürekli parmaklarını oynatmıştı.

"Biliyorum ve çok aptalcaydı. Yaptığım her şeyden köpekler gibi pişmanım"

"Eric'in seni affetmesi ve Ece'nin bu kadar sağduyulu olması ne kadar iyi insan olduklarını gösteriyor. Ben onların yerinde olsaydım, bunları yapamazdım."

Her bir cümlesine katıldığım için başımı aşağı yukarı sallıyordum. Tabi o bunu göremiyordu. Bu yüzden "Haklısın" dedim.

Alnı kırıştı. Biçimli kaşlarını çattı. Derin bir nefes aldı ve soğumaya yüz tutmuş çayından bir yudum aldı.

"Kalkalım mı?" Diye konuştuğunda duraksadım. Böyle bir şey söylemesini beklemiyordum. Ne söyleyeceğimi bilemediğim için susmuştum. Çantasını koluna taktı. Ayağa kalktığında, bende kalktım. Masanın kenarına dokunarak yürümeye başladığında, paltomu alıp, üzerime geçirdim. O an; Her şey saniyelik oldu. Arkası dönük garsan, ahşap zemine takılmış, dikkat et diyemeden ellerimi Betül'e uzattım. Sırt sırta çarpışmalarına saliseler kala, hızla onu belinden tutup, kendime çektim. Garson yere düşerken Betül ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Yan masada ki adam garsona kalkması için yardım ederken, gözlerimi kollarım arasında ki kadına çevirdim. Ona her baktığım da kalbim eriyordu sanki. Ruhum mutlulukla harmanlanıyordu.

"Neler oluyor?" Diye konuştu korkuyla.
"İyi misin?" Diye sordum. Başını olumlu şekilde salladım.

Garsona döndüm "İyi misiniz?" Dediğim "Kusura bakmayın" diyerek yere düşen kırık parçaları toparlıyordu.

"Önemli değil" diyerek tebessüm ettim.

"Hadi gidelim" diyerek Betül'ü yönlendirdim. Elim hala belindeydi ve heyecanlanmama sebep oluyordu.

"Garson mu düştü?" Konuşmasıyla başımı aşağı yukarı salladım. Beni görmediğini sürekli unutuyordum. Bu yüzden "Seni çekmeseydim muhtemelen üzerine düşecekti" dedim.

BAKICI- GEÇMİŞİN İZLERİ (ASKIDA)On viuen les histories. Descobreix ara