Kelebeğin Rüyası (Düzenleniyor)

K-R-19 Bilinirlik

Son kez aynaya bakıp okul için yola çıktım. Teyzem erkenden şirket işleri için toplantıya gitmişti. Bu aralar çok sık şirketle ilgileniyordu. Gizlediği birşeyler var hissediyorum ama beni uzak tutmaya çalışıyor. Düşüncelerimden sıyrılıp okulun içine girdim. Etrafta göz gezdirdiğimde herzamanki sakinlik vardı. Batuyu gördüğümde el sallıyıp yanına gittim "selam" dedim gülümseyerek. Oda gülümseyip "selam" dedi. Asyayı merak edip etrafa bakındığımda yoktu "asya nerde" dedim merakla batuya. Batu "bugün dinlenicek" dedi. Gülümseyip yerime geçtim. Telefonu cebimden çıkartıp oynamaya başladığımda yanıma biri oturdu. Başımı çevirdiğimde ekinle göz göze geldim. "Konuşmamız lazım" dedi ekin. Merakla ona baktım "konuşalım" dedim. Ekin gözlerini devirip ayağı kalktı "burda olmaz çantanı al gel, seni arabada bekliyorum" diyip gitti. Sinirle çantamı toplıyıp aşşağıya indim. Etrafa bakındığımda ekinin arabasını gördüm. İlerleyip arabaya bindim sinirle. "Ders başlıcak ekin ne oldu" dedim merakla. Ekin kemerini takıp arabayı çalıştırdığında derse girmiceğimizi anladım. "Sadece sus. Gidince konuşucaz" dedi ekin. Başımla onaylayıp gözlerimi kapattım.

***

Araba durduğunda gözlerimi açtım. Ekin arabadan inince arkasından bende indim. Beraber bi cafeye girip boş bir yerde oturduk. Merakla ekinin gözlerine baktım "ee konuşçakmısın" dedim. Ekin gözlerini benden ayırıp masadaki menüye baktı "açken konuşamam rüya" dedi sakince. Gözlerini menüden ayırmadan "şu menüye bakıcakmısın artık" dedi. Önümdeki menüyü elime alıp inceledim. Evde kahvaltı yaptığım için karnım pek aç değildi. Ekin eliyle garsonu çağırdığında kendi isteklerini söyledi. Garson bana dönüp "siz ne alırsınız" dedi. "Çay" dedim. Garson gidince ekin bana dönüp "kuru kemik" dedi. Ekinin masadaki elini cimcikleyip "ayı boğan" dedim. Ekin gülüp sırt çantasından bi kaç kağıt çıkardı. Merakla "bunlar ne" dedim. Garson siparişleri getirince konuşma yarım kaldı. Ekin gelen tostundan kocaman ısırıp içeceğini içti. Bende çayımı içmeye başladım. Bi kaç dakika sonra ekinin tostu bitmişti. Ona bakıp güldüm "neye gülüyon" dedi. "Yanağında ketçap kalmış" dedim. Ekin masadan peçeteyi alıp çok alakasız yerleri sildi yüzünde. Önümdeki peçeteyi alıp ekine yaklaştım. Gözlerimin içine baktığı için biraz kızarmış olabilirim. Elimdeki peçeteyle dikkatlice ekinin yanağını temizledim. İşlem bitince arkama yaslandım. "Ee anlatıcakmısın artık" dedim. Ekin çıkarttığı kağıtları bana uzattı. Elinden aldığımda merakla bakındım ama bir şey anlamadım. "Anlamıyorum ekin" dedim. Yanıma oturup bi sayfa açtı ve bi yer gösterdi oraya baktığımda bizim şirketin ortaklarını gördüm. Ortak dediğim ben teyzem ve bir isim. "Bu kim" dedim ekine merakla. Ekinde dosyayı kapatıp "ne zamandır teyzenle bunu araştırıyoruz. Baban vasiyetinde mirası üç kişiye bölmüş. Sen teyzen ve doğukan. Ama doğukan öldüğü için o payın silinmesi lazım. İşte burda olaylar karışıyor. İsimsiz biri yurt dışından sizin hesaplarınıza ortak." dedi. Bu doğukan olabilirdi dimi olabilirdi. Gözlerimim yanmasıyla birlikte göz yaşları yanağımdan yavas yavaş aktı. Ekine dönüp heycanla "yaşıyo dimi" dedim. Ekin eliyle göz yaşlarımı silip "gidip bakıcam tamam mı. Eğer yaşıyorsa onu buraya getiricem, ağlama" dedi. Heycanla kollarımı ekinin boynuna sardım "teşekkür ederim. İyiki varsın" dedim. Ellerimli iyice sardım "birazdaha sıkarsan ölücem rüya" dedi. Gülümseyip kollarımı serbest bıraktım. "Bende gelicem" dedim. Ekin kaşlarını çatıp "gelmiceksin" dedi. Aynı şekilde bende kaşlarımı çatıp "gelicem" dedim. Yavru kedi bakışları gönderdiğimde gülümsedi "sırf bu çirkin ifadeyi görmemek için izin veriyorum. Ama bak kendini herşeye hazırla. O olmayabilir" dedi. Ben ümidimi kırmak istemiyorum. Doğukan yaşıyor biliyorum bunu. "Ne zaman gidicez" dedim merakla. Ekin suyundan bir yudum alıp "daha yerini tespit edemedik bi kaç işlem lazım. Bu arada pasaportunu felan hazırla bi hafta içinde gidebiliriz" dedi. Sevinçle ona tekrardan sarıldım. Ona minettardım. "Çoook Teşekkür ederim" diyip ayrıldım. Ekinin yüzünde anlamsız bir gülümseme vardı.