Bölüm 13 - Panik

7.2K 348 24
                                    

 Selam millet... Akşam başıma gelecekleri ve yoğun programımı bildiğim için bölümü şimdiden atayım dedim... Bu gün beni doğum günüm... Hem kırgınlıkları hem de kahkahaları geride bıraktığım, bazen eksik kalan yanlarıma dahi gülümsediğim, bazende gülerken ağladığım 22 yılı geride bıraktım... Daha da önemlisi sizleri tanıdım... İyi ki varsınız...

Bu arada Whatsapp grubuna katılmak isteyenler bana özelden numaralarını atabilirler ayrıca, biceruvar adlı instagram hesabından da iletişime geçebilirler... Neyse uzatmadan hikayeye geçelim...

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Ve umutlar sonsuzdur,

Çünkü en büyük yaslar,

En büyük ölümlerden sonra tutulur...

                                     -Edip Cansever

                               ---------------------------------------------------------

'Kedi göz, yaran var mı?'

'Y-yo-ok' adamın yüzünde istem dışı bir gülümseme olduğunda bacaklarının daha fazla kendini taşımayacağını anlayarak bedenini bırakmıştı. İşte o an anladı Doğa, o an kendine gelebildi ancak. Herkes birbirini kontrol ederken kızın kulakları sağır eden bağrışı ile bütün gözler onlara dönmüştü.

'TİBET!' adamın yanına dizleri üzerinde çöktüğünde onun yumruğuyla yerden destek aldığını fark etti.

'Tibet, Tibet bana bak. İyi misin? Tibet ne olur cevap ver.' gözlerinden sicim gibi dökülen gözyaşlarına rağmen adamın yüzünü avuçları arasına aldığında tek şey fark etti kız. Yıllardır tanıdığı adamın gözlerinde her zaman olan güç yoktu. Resmen bitiyor gibi bakıyordu. Tükeniyor gibi. Başını tuttuğu adam kollarına doğru devrildiğinde ise etrafdaki kargaşa sesi umurunda değildi.

'Tibet sakın kapatma gözlerini, sakın kapatma. Beni bu halde yanlız bırakamazsın, ben ağlarken sen gidemezsin, bırakma.'

'Abi! Abi bizimle kal. Bırakma kendini!' Güneş'in yerde diz çökmüş hali çevredeki onca insanın ilgisini çekse de Emir'in çabasına baktılar. Doğa ise gitme dercesine yalvarırcasına başını sağa sola sallamaya başladığında Tibet'in yüzündeki donukluğa dahi bir şey yapamıyordu. Olan o an olmuştu zaten. Tibet zorlukla yutkunurken sert fren sesleri yankılanmış Ateş uçar gibi indiği arabadan adamın yanına gelerek kaldırmaya çabalasa da ağlamamak için kendini zor tutan Emir'in durdurması ile kalmıştı.

'İlk müdahaleyi yapayım dur!' adam bağırarak üzerindeki tşhirtü çıkardığında hala kanayan yaraya basıp Doğa'nın elini üzerine yerleştirmişti.

Karanlığın Şafağı |Şafak Serisi|Where stories live. Discover now