Bölüm 15 - Sevmeler

7.3K 327 34
                                    

Millet ben geldim... Yorucu iki günün sonunda aranızdayım. 

Konumuz Kastamonu/Devrekani... Beni Kastamonu'dan okuyan var mı bilmem ama biraz şok geçirdim. İnsanlarına lafım yok, ilk kez Kastamonu'ya gidiyorum ve merkezi gezme şansım maalesef ki olamadı, bir gece Devrekani'de konakladım ve psikolojim alt üst oldu. Çünkü bundan sonra size Devrekani'den yazacağım. Biliyorum büyükşehir vasfına henüz girmemiş bir şehir ancak bu denli başıboş bırakılması, değer görmemiş olması çok üzdü beni. Ben tüm Karadeniz kıyılarına hayran bir insanım oysa ki, aynı şekilde insanlarına da ama gel gelelim ki Kayseri'nin yağmurundan kaçarken Devrekani'nin dolusunu bırakın karına tutuldum.

Saat on buçukta hayat biten bir ilçeden bahsediyorum, lütfen beni yanlış anlamayın. Siz de biliyorsunuz ki gece yarısına, hatta sabahın üçlerine kadar sosyal hayatı olan, sürekli çalışan, hatta ofisde sabahlayan bir insanken Devrekani gibi bir ilçede eğitim hayatımın devamını geçirecek olmak sarsıntının dibine kadar sürükledi. 

Yalana gerek yok, dediğim gibi çok çok samimi insanları var, fazlasıyla güler yüzlüler ve her daim yardıma açıklar, biraz garipsiyor olsalar da erkekleri anlatıldığı kadar yobaz da değil, görmemişte değil, ancak saat on buçukta bir restorantı dahi açık olmayan bir beldeden bahsediyorum. Belki ön yargılıyımdır, bu yüzden eğer ki Kastamonu'da veya Devrekani'de yaşayan varsa bana lütfen ulaşıp ön yargılarımı kırmakta yardımcı olsun. 

Bu zamana kadar Kayseri'de ne var ki, hiç bir şey gelişmedi Kayseri'de, demiş bir insanım ama oradan geldiğimde gözüme her şey güzel göründü. Bizim en azından sosyal hayatımız vardı, yarım saat öncesinden bahsedecek olursam sokaklarda insan vardı, parkta oturup muhabbet edenler, sabahlara kadar açık olan kafeler... Daha da önemlisi saat bire kadar süren ulaşım rahatlığım vardı. Çok kafam karışık, zaten ailemden ayrı olmak sarsmışken bir de ulaşım problemi çıktı ortaya. Beni yadırgayabilirsiniz, madem öyle yazmasaydın, sevmeyeceksen neden tercih ettin gibi ama inanın bilmiyordum. Çok lüks yerlerde tatil yapmam veya iş gereği olmadığı sürece otelde dahi konaklamam anlayacağınız olağan üstü lüks benim tarzım zaten değildir, imkanım olmasına rağmen ev tutmayıp çadırda kalmışlığım vardır ancak iki senemi geçireceğim bir yerde sıkıntıdan ölmek istemiyorum. Ki ben sıkıntıdan ölürsem iki sene boyunca sizi de öldürürüm o sıkıntıyla.

Lütfen, lütfen, lütfen, beni oralardan okuyanlar varsa ulaşsınlar. İnanın insan olarak ön yargım yok ancak şehire olan ön yargımı kırmam gerek. Yoksa çok ağlayacağım garantidir...

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

'Git ve babamdan özür dile. Onunla adam akıllı konuş, ister bağır, ister çağır ama konuş.' Taner'in telkin edici cümlesiyle Tibet yatakdan kalkıp yarasını tutarak odanın kapısına yönelmişti ki Doğa'nın sesini duydu.

Karanlığın Şafağı |Şafak Serisi|Where stories live. Discover now