Bölüm 35 - Alaşağı

4.8K 294 16
                                    


Ben geldim... 

Hepinize hayırlı iftarlar... Hazır zaman varken bunu da göndereyim içim rahatlasın dedim. Bence iyi yaptım. 

Efenim hazır buradayken ekleyeyim, Kalbi Kor'a bölüm geldi bir bakın derim, bir de Beldar'a son 15 gün diyoruz. Onun içiiiinnnn onunda tanıtımlarına göz atın derim ben. Yani sonuçta ilk bölümünde onlarla karşılaşmak yerine sindire sindire karakterle tanışmak huyuna suyuna geçmek var onların. Yakışıklı yakışıklı misallerini bularak kapı gibi karakterler yazdım, üstelik 15 güncük kaldı ilk bölüme. Oraya da gelin yani. 

Hadi kafa şişirmeden ben gideyim. 

Çok çok çok seviliyorsunuz iyi okumalar... 

NOT: Şarkı dehşet-ül vahşet...

                                  Öyle sevdim ki seni

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

                                  Öyle sevdim ki seni

                                   Öylesine sensin ki!

Kuşlar gibi cıvıldar tattırdığın acılar

                                               -Cemal Süreya

--------------------------------

'Soyadımı aldığında. Tam anlamıyla Kasırga olduğunda bütün korkularının aslında seni hayatta tutacak yegane şeyler olduğunu fark edeceksin. Benim en büyük korkum çoğu ölümden dönüş sebebim.'

'Ne ki en büyük korkun?'

'Seni bir daha görememek.' Alınlarını birleştirdiğinde Doğa'nın hafif bir tebessümüyle dahi kısılan gözlerine bakmıştı usulca. Derin derin boğulsa o gözlerde of demezdi Tibet. Belki de hayat boyu ulaşması en zor olan şey olarak görmüştü onu. Karşısındaki kızın saçlarını okşamayı, gözlerine uzun uzun bakıp sevdasını dillendirmeyi o kadar uzun zaman beklemişti ki şimdi de olaylardan doğru dürüst söyleyecek vakit bulamıyordu.

'Seni seviyorum kedi göz. Seni aklını yitirmiş bir dahi gibi, su yüzüne çıkmış yüzücünün yüzündeki tebessüm gibi seviyorum.'

'Tutkunum, tutukluyum sana.' Aldığı geri dönüşle birlikte Doğa'yı göğsüne çekip sıkıca sarıldığında başak tarlası saçlarının kokusunu da derince içine çekmişti. Ama zaman geçmiyordu ki evden bir normal insan çıksındı. Birkaç saat önce şirkete giden tayfa belli ki eve dönmüş yetmez gibi bunu göstermek için Evrim Tibet'in kapısına dayanmıştı.

Karanlığın Şafağı |Şafak Serisi|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin