Bölüm 28 - Derin Sızı

4.6K 291 10
                                    


Acayip çok geç kaldım farkındayım ancak şuan zamanım olabildi. Memlekete geleli iki hafta olmuş sanırım ama ben fark edemedim dahi... İlk önce bu sıralar olabilecek aksamalar için lütfen lütfen lütfen kusura bakmayın... 

Lakin BÜT lere kalmadan ilk dönemi tamamlamak için epey uğraştım ve bir tatili hak ettiğim gerçektir. 

Sizleri çok seviyorum. 

Yaşanan gecikme için de özür dilerim... 

Hepinizi çok seviyorum. İyi okumalar...

                                          Üstelik günlüğü yoktur hüznün

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

                                          Üstelik günlüğü yoktur hüznün.
                                   Hiçbir zaman da tutulmayacaktır...

–Ahmet Telli

                        -----------------------------------------------------

'Bundan hiç kimsenin haberi yok daha hiç birinizden çığlık atmayın, biz söylemeden de kimse duymayacak. Anlaşıldı dimi?' Taner'in kaşları havalanarak gözleri hepsinin üzerinde gezdiğinde süzdükleride baş sallayarak mırıldanmalarla onay vermişlerdi ki adam iki avucunun arasında sıkıştırdığı ufak elden bir tanesini çekmişti. Kemikli elleri sakince Ada'nın karnını bulduğunda büyüyen gözlerle gülümsemesini genişletti.

'Abi ciddi misin sen?!' Tibet hızlıca koltuğun ucuna kayarak abisini de yengesini de süzmüş ama ufacık beklediği tepkiyi alamamıştı.

'Ya hamilemisiniz, lan, yani hamile misin yenge? Bir tepki versenize.'

'Baba oluyorum oğlum.'

'Amca oluyorum, yeniden? Bayağı bayağı amca oluyorum, ikinci kez?'

'Ev-vet...' Tibet abisinin gözlerindeki mutluluğa bakarak ayaklandığında ortadaki sehbayı önemsemeden sarılmışlardı birbirlerine. Canından can kopa kopa istediğini biliyordu ve koca bir hayat varken önlerinde ailelerinden bir bireyi kaybetmiş, bir diğerini vermişti.


'Rabbim hem alıyor hem veriyor işte.' Taner kardeşine Derin'in duymayacağı ses tonuyla konuştuğunda Tibet baş sallayarak adamın sırtına bir kaç kez vurmuştu. Ne kadar dik dursalarda omuzlarını düşüren bir yük vardı hepsinde. Sırf Derin toparlansın diye acılarını yerin yedi kat altına Ece'yle gömmüşlerdi.

Hepsinin aklındaki tufan kalplerini yerle bir etse de yüzlerinde mimik oynamadan harekete geçtiler. Öyle veya böyle, bir şekilde toparlanmalıydı Kasırga ailesi, daha önce nasıl yaptılarsa şimdiden sonra da yapıp daha da direnç göstermelilerdi hayata. Sonuçta onlar hiçbir zaman normal ergenlerden olmamışlardı. Bir şekilde düşünerek yaşamayı, hedeflerini daha önceden belirlemeyi kendilerine şart edinmişlerdi. Tibet belini sardığı kızı daha çok kendine çekip saçlarının arasına burnunu yasladığında derince çekti kokusunu içine.

Karanlığın Şafağı |Şafak Serisi|Where stories live. Discover now