thirty

13.6K 1.2K 526
                                    

Attığım 2. bölüm. Önceki bölümü görmeyenler açıp okumayı unutmasın. Vote' lar da unutulmasın. Yavaştan da temeli atalım değil mi?

Medyaya koyduğum şarkıyı mutlaka dinleyin,  inanılmaz! Koyduğum fotoğrafa da bayıldım.

İyi okumalaar. :)

Okul sabahına uyandığımızda her ne kadar gitmemek için inat etsem de, Namjoon' un baskılarına karşı koyamamıştım. 

'' Neden kaçıyorsun? '' diye kızmıştı bana.

Sevme eyleminin bir suç olmadığını, yaptığım her şeyin benim sevgimi ifade ettiğini söylemişti defalarca. Ona göre seven insan yaptıklarının sonucuna katlanmalıymış.

İnsanlar ne söylerse söylesin kaçmam doğru bir seçenek değilmiş, Namjoon' un fikirlerine göre. 

'' Korkuyorum. '' diyebildim sadece. 

'' Ben varken sana kimse zarar veremez. '' diye konuştu gülümserken. Ona sahip olduğum için çok şanslıydım. 

Okulun kapısından içeri girerken dizlerim titriyordu. Bir kaç adım attıktan sonra içimden geri kaçıp gitme isteği geliyordu ama Namjoon' un eli sırtımı buldu ve beni kendine yaklaştırdı. 

'' Korkma, Haru. '' dedi. '' Her şey güzel olacak. '' 

Sınıfa girdiğimde bütün gözler bana çevrildi. Gözlerimi yere indirdikten sonra sırama gidip oturdum. 

Geçip giden dersler boyunca üzerime dikilen gözler, fısıldanan sözler bitmek bilmiyordu. 

Okula gelmek bana hiç iyi gelmemişti. Kendimi bir kaç gün eve kapatıp doya doya depresyon günlerimi yaşamalıydım fakat başımda Namjoon gibi bir abi olduktan sonra bu pek mümkün olmuyordu. 

Sınıftaki bakışlar, fısıldaşmalar o kadar sinir bozucu bir boyuttaydı ki dayanamayıp sınıftan çıktım. 

Hava almak için bahçeye çıktığımda aptallığıma sövmekle yetinmiştim. 

Bahçe sınıftan daha beterdi. 

Bana çevrilen gözler. Sinir bozucuydu. 

Hatta karşımdaki çocuk, en beteriydi. Jungkook karşımda öylece otururken, onarmaya çalıştığım kalbim çarpmaya başlamıştı. 

Aptalın tekiydim. Neden hala ona bu kadar aşıktım?

Beni fark ettiğinde ifadesiz bakışlarını bana çevirdi. Ve öylece baktı. Bir bana, bir de beni izleyen bakışlara çevirdi gözlerini. 

Ve kılını bile kıpırdatmadı. 

Ben öylece dururken arkamdan bir beden bana çarpıp yanımdan geçti gitti. İnsanların ağzından '' Bu kadar gurursuz olduğunu bilmiyordum. '' cümleleri çıkarken istediğim tek şey buradan kaçıp gitmekti. 

Gözlerim Namjoon'u , ya da diğer çocukları aradı ama hiç biri yoktu. Jungkook tek başınaydı. 

Yutkundum, ve gözlerimden bir damla düşmesine engel olmaya çalıştım. 

Kaçıp gitmeye yeltenecekken bir el elimi tuttu, ve sımsıkı sardı. 

Kim olduğuna bakmak için kafamı kaldırıp gözlerimi ona çevirdiğimde, karşımda Jaehyo' yu gördüm. 

Gözleri bana değil de beni izleyen bakışlara çevriliydi. Sımsıkı sardığı eliyle beni kendine çekti. 

'' Sizin başka işiniz yok mu? '' diye konuştu. Fısıldaşan sesler bir anda kesildiğinde kafamı çevirip etrafıma baktım. 

Kızların gözü üzgün bir şekilde Jaehyo' ya çevrilmişti bile. 

'' Bundan böyle Haru' ya tek bir kişi zarar verecek olursa, gözlerinden bir damla yaş akıtırsa onu doğduğuna pişman ederim. '' diye konuştu kendinden emin bir şekilde. '' O yüzden kesin sesinizi. ''

Gözlerim Jungkook' u bulduğunda hala bizi izlediğini gördüm. Bakışları kenetlenmiş olan elimize çevrildi. 

Ve öylece baktı. 

Yanımda duran Jaehyo '' Haydi gidiyoruz. '' diye konuştu. Kafamı çevirip ona baktım. 

'' Nereye? ''

'' Senin kafanı dağıtmaya. '' dedi. 

'' Ama çantam? '' diye sınıfa yönelmeye çalıştığım sırada '' Namjoon' a söyleriz, o çantanı alır. '' diyerek bana engel oldu. 

Sımsıkı tuttuğu elimi bırakmazken beni okulun çıkış kapısına doğru sürükledi. İçimdeki istekle Jungkook' a dönüp baktığımda gözlerimiz birbirini buldu. 

Hala beni izliyordu. Gözünü bile kırpmadan bizi izliyordu. 

Jaehyo beni çekiştirip okul kapısından çıkardığında gözlerimiz ayrılmak zorunda kaldı. 

Acaba diye sordum kendime, bir gün beni sevme ihtimali yok muydu?

lover | jungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin