forty

14.8K 1.4K 554
                                    

Merhaba kızlaar. Sınır geçmemiş ama yayınlıyorum.

Sınır: 40 vote

Bu sefer kıyamadım ama şimdi 40 vote gelmesini bekleyebilirim.

Okurken vote düğmesine basın ki, dolduğu an yeni bölüm atabileyim. Aynı gün 40 oy gelirse aynı gün bölüm atarım. Umarım beğenirsiniz. :)

Jungkook' un yaptığı şeyden sonra kafamın allak bullak olduğu doğruydu. Cidden, amacı neydi? 

Normal şartlar altında böyle bir davranış kıskançlık olarak nitelendirilirdi, fakat jungkook' a böyle bir davranış konduramıyordum.

Sonuçta bizim çok kötü bir geçmişimiz vardı. Zamanında bana etmediği hakaret kalmamıştı ve şimdi bu konuma gelmek beni şaşırtıyordu.

Ayrıca cidden yanına yakışmıyordum. O mükemmelliğin tanımı olabilirdi, ama ben minik çocuk gibi bir şeydim. Deve cüce gibiydik.

Mesaj atıp hesap sorsam da elime bir şey geçmemişti.

haru: sen ne yapmaya çalışıyorsun

jungkook: anlayamadım?

haru: amacın ne jungkook

haru: neden öptün beni

jungkook: öncelikle haru

jungkook: sadece yanağından öptüm ve bilmeni isterim ki

jungkook: ben bunu öpücükten saymıyorum

jungkook: anlarsın ya

haru: pis sapık

haru: amacının ne olduğunu cidden anlayamıyorum

haru: açık konuş, ne istiyorsun

jungkook: biliyor musun haru

jungkook: bazen senin namjoon ile kardeş olduğuna inanamıyorum

jungkook: hyung çok zeki kafası çalışıyor ama

jungkook: senin algılama problemlerin var galiba

haru: inan seninle uğraşmak istemiyorum

haru: görüşürüz

Daha fazla cevap vermeyerek konuyu kapatmaya karar verdim. Ona hala âşıktım ama bu şekilde devam edemezdim.

Eskiden aramızda bir elektrik yoktu, ona rağmen deli gibi seviyordum onu. Şimdi ise kaç kez kokusunu içime çekmiş, elini tutmuş, sarılmış, yakınlaşmıştım.

Bütün bu olanlardan sonra eski sevgim katlanarak artmıştı. Baş edilemez bir durumdu. Ne yapabilirdim ki?

Çocuk karşıma geçmiş mükemmel gülüşünü sergilerken, kıskanmış rolü keserken ben kendime nasıl engel olabilirdim?

Okula gelmem için seslenen Namjoon' a döndüm.

" Hazırlanmıyor musun? " dediğinde kafamı olumsuz anlamında salladım.

" İyi hissetmiyorum kendimi. " diye cevapladım onu. " Bu gece evde kalıp dinlensem iyi olacak, oppa. "

Tabii ki yalan söylüyordum. Bu durumda Jungkook' un karşısına çıkamazdım. Mümkün değildi.

Söylediğim şey üzerine Namjoon yanıma gelip kollarının arasına aldı beni.

" Peki o halde yat, dinlen. Akşam görüşürüz. "

" Görüşürüz. " deyip gülümsedim, ardından o da ceketini alıp dışarıya çıktı. Üzerimden hiç çıkartmadığım pijamalarımla koltuğa gömülüp üzerime battaniyeyi aldım ve biraz daha uyumaya karar verdim.

Yaklaşık bir buçuk saat sonra kapı zili beni uyandırmaya yetmişti. Muhtemelen Namjoon'du. Abilik duygusu yüzünden çocuğun aklı hep bendeydi.

Terliklerimi giyip kapıya yöneldim. " Oppa ben iyiyim, neden bir daha geri gel- " derken kapıyı açtım ve karşımdaki yüz bir süre şok geçirmemi sağladı.

Jeon Jungkook budalası.

İçeriye girmesine izin vermeden kapıyı kapatmayı denedim ama beyefendinin kaslı kolları buna izin vermedi. İki hamlede kapıyı açtı ve ayağını köşeye dayayarak kapanmasını engelledi.

" Neden buradasın? " diye sorduğumda gülmekle yetindi. Daha sonra konuşmaya başladı.

" Hasta gibi görünmüyorsun. " dedi.

Namjoon. Cidden bu çocuğa haddini bildirmeliydim. Hemen yetiştirmiş miydi yani?

" Dinlendim, iyiyim. Şimdi gider misin? " diyerek kapıyı kapatmaya çalıştım fakat bir hamlede kendini içeriye attı ve arkasından kapıyı kapattı.

Kolundan tutup beni içeriye doğru sürüklemeye başladı. Salona geldiğimizde beni duvara doğru itti, daha sonra o da bana doğru eğildi.

" Ne yapmaya çalışıyorsun, Haru? " diye konuştuğunda onu itmeye çalıştım fakat bu imkansızdı. O vücudun yanında ben çocuk gibi kalıyordum.

İki kolunu da duvara dayadığında duvar ile vücudu arasında sıkıştım kaldım.

" Ne yapıyorsun, oppa? " diye sorduğumda bekletmeden cevabını verdi.

" Asıl sen ne yapıyorsun? " diye sordu karşılık olarak.

" Ne? "

" Benden neden kaçıyorsun? " diye sordu gözlerime bakarak. Gözlerinde o kadar farklı bir anlam vardı ki içimi titretecek cinstendi.

Neden bu kadar güzel bakıyordu?

" Kaçmıyorum. " diye yalan söyledim.

" Eskiden hep benimle ilgilenirdin, Haru. " diye fısıldadı. " Şimdi hep geriye çekiyorsun kendini. "

Gözlerindeki anlamı çözmeye çalışsam da başaramamıştım. (yazardan not: bi kız ancak bu kadar salak olabilirdi)

Dudaklarını boynuma doğru yönlendirdi, ardından nefesini kulağımda hissettim.

" Benden kaçma. " diye fısıldadı kulağıma. " Eskisi gibi yanımda olsan, olmaz mı? "

Nefes almakta zorlanırken bir baskı hissettim boynumda. Cümlesini bitirdikten sonra dudaklarını yavaşça boynuma bastırdı.

Gün geçtikçe daha da dibe batıyordum.

Tek bildiğim, Jungkook bana böyle yaklaşmaya devam ederse kendimi dizginlemem mümkün olmayacaktı.

BÖLÜM SONU

lover | jungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin