minnoşlara özel bölüm

8.5K 488 116
                                    

MERHABAAAA

Şimdi diyeceksiniz ki, '' bu ne böyle? '' 

Kaç kişinin kütüphanesinde duruyordur bilmiyorum ama kütüphanesinde bir köşede tutan arkadaşlar umarım beğenir, bu yazdığım bölümü. Hikayemiz 185bin okunmayı aştı, 200bine gidiyor  ve benim içimden bir şeyler yazmak geldi. Hikayenin bu kadar yayılmasının bir teşekkürü olarak düşünün. Ya da, ufak bir sürpriz. O zamaaan, haydi iyi okumalar.


'' Hyung, sen cidden çok olmaya başlıyorsun. '' diye konuşan Jungkook' a bakıp gülmeden edemiyordum. Yoongi onu o kadar çok zorluyordu ki artık Jeon Jungkook beyefendimizin dayanılacak bir hali yok gibiydi. Ben mi? Benim çok hoşuma gidiyordu.

Kıkırdamalarımı duyduğu an gözlerini bana çevirdiğinde ben de ona baktım. Tam yanımda oturuyordu. 

'' Ne o? '' diye sordu, tavırlı bir ses tonu ve bakışla birlikte. '' Hoşuna mı gitti, küçük hanım? '' 

'' Evet. '' derken kıkırdamalarıma devam ediyordum. '' Bu halinle çok tatlı görünüyorsun. '' 

Evlilik hayatından sonra Namjoon ve arkadaşlarından biraz olsun bile kopamamış, aksine daha da yakın olmuş gibi hissediyorduk. Çoğu zaman soluğu bizim evimizde alıyor ve burada yatıp kalkıyorlardı.

Sanki evlilik hayatı yaşamıyor da eski hayatıma devam ediyor gibiydim. Tek fark, bir çocuğumun olmasıydı.

 '' Senin yüzünden kızın gözü önünde ne hale düştüm, hyung. '' diyordu yanımda duran Jeon Jungkook budalası. Çok tatlı görünüyordu. '' Eski günlerin konusunu açmana gerek var mıydı? '' 

'' Neden olmasın? '' dedi, Yoongi. '' Haru bunları daha önce öğrenmeliydi, değil mi? '' 

Bir dakika, neden bahsediyorlardı?

'' Siz neden bahsediyorsunuz, oppa? '' diye sorduğumda Yoongi bana bakarak sırıtıyordu ve Jungkook' un tehdit edercesine bakan gözlerini umursuyormuş gibi bir hali yoktu. 

'' İstersen anlatayım hemen. '' dedi, gülerek.

flashback

'' Bırak artık şu çocukları dikizlemeyi, Jungkook. '' diye konuştu hyungu Min Yoongi. Canı sıkılmaya başlamıştı bile. '' Sus otur yerinde. '' 

Ama jungkook' un onu dinleyecek hali yoktu. Kafasında bazı düşüncelerin ters gittiğini hissedebiliyordu fakat bunu nedeni hakkında en ufak bir fikri dahi yoktu.

'' Namjoon yeterince karışıyor, Haruya. '' dedi, Yoongi. '' Sana ne oluyor, anlamıyorum. '' 

'' Yanındaki çocuğun ne kadar samimi davrandığını görüyor musun, hyung? Neredeyse kızın içerisine düşecek. '' 

Hayır, bu ufak kıskançlıklar tüm o olaylardan çok önceydi. Jungkook' un sevgilisinden bile önceydi. Gizli mesajlar, hoseok ile aldatan o sevgiliden çok önce yaşanan ufak bir kıskançlıktı bu. Jungkook sebebini bilmiyordu.

Anlayamıyordu.

'' Bana bak. '' diye bir ses yükseldi,  kenarda oturan Kim Taehyung' dan. '' Sen yoksa bu kızı kıskanıyor musun? '' 

'' Saçmalama hyung. '' diye konuşurken Jungkook kendisine anlam veremiyordu, yani neden kekelememek için kendisini zor tutmuştu ki?

'' Mantıklı konuştuğumun herkes farkında, Jungkookie. '' dedi, Taehyung. '' Şuan söylediklerinin en ufak bir açıklaması bile yok. '' 

Dalga geçen arkadaşlarına takılmadan gözlerini tekrar Haruya çevirdi. Haru ve yanında duran o çocuğa. Sinirlerinin bozulmasına engel olamıyordu. Böyle bir şey ilk defa oluyordu, belki de bu yüzden tuhaf hissediyordu Jungkook.

lover | jungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin