forty one

14K 1.3K 410
                                    


6K olmanın şerefine bölüm yayınlıyorum! Ayrıca duyuru:

Her gün bölüm atıyorum. Okurken yıldız butonuna basın ki çabucak sınır dolsun, ben de hızla bölüm atayım.

Sınır: 40 vote (bu sefer dolsun artık)

Bu arada yeni bir  fice başlamayı düşünüyorum. Bu fic gibi sık sık bölüm atabileceğim bir şey olacak, ama hangi üyeye yazmalıyım bilmiyorum. Önerilere açığım kızlar. 

Desteğiniz için teşekkürler öpüldünüz! (SINIR DOLDUĞU ZAMAN BÖLÜM GELİR)

 Kolumdan çekiştire çekiştire bahçe kapısından içeriye sokmaya çalışan Jungkook' a içimden sövmekle meşguldüm. Bu çocuğu anlamak çok zordu. 

Eskiden beni ezmeye çalışan çocuk nereye gitmişti? Kolumu çekmeye çalışarak ''bırak beni'' diye bağırmaya çalıştım ama izin vermedi. 

Çocukta öyle bir cüsse vardı ki imkanı yok kurtulamıyordunuz. Verdiğim çabalara karşılık alayla kahkaha attı aptal. 

'' Minicik halinle bana karşı koymaya çalışma, Haru. '' diye seslendi yürümeye devam ederken. '' Beceremezsin. ''

Cevap vermeyip beni bahçede sürüklemesine izin verdim. Evde yaptığı şeyden sonra bir süre kendime gelememiştim. 

Evet, öpücük. 

Ondan sonra tekrar dudağımdan öpmeye yeltenmişti ama ben yine kaçıp odama saklanmıştım. Arkamdan gelen kahkaha sesleri, ve daha sonrasında '' hazırlan, okula gidiyoruz '' diye gelen bir emir vardı. 

Reddetsem de bu defa odaya girip zor kullanarak götürürdü, biliyordum. Şimdi de bu durumdaydık işte. 

Bahçede yürürken üzerimizde toplanan bakışları hissedebiliyordum. '' İnsanlar bize bakıyor. '' diye uyardığımda elimi tutan elini bırakmaya niyeti yok gibiydi. 

'' Umurumda değil. '' diye konuştu. 

Yürümeye devam ederken karşımızda Jaehyo belirince, ikimiz de durmak zorunda kaldı. 

'' Merhaba. '' diyerek gülümsedi. '' Nasılsın? '' 

Benimle bu kadar rahat konuşabiliyor olması kafamı karıştırıyordu. Ben Jungkook' un karşısına çıkacak cesareti kendimde bulamıyordum, ama bu çocuğun sülalesi rahat gibiydi. 

'' İyiyim, se- '' diye konuşacakken konuşmamızı biri kesti. Kim olabilir ki?

Jungkook. 

'' Müsade edersen eğer, işimiz var.  '' dedi elimi tutmaya devam ederken. 

'' Ne işi? '' diye bir soru çıktı, hem Jaehyo' nun, hem de benim ağzımdan. Ne yapmaya çalışıyordu?

Bir süre düşündü. Sanırım bahane bulmaya çalışıyordu, salak. Aniden;

'' Bana ders anlatacak. '' diye konuştu. Bu biraz, saçma değil miydi? 

'' İyi de, sen ondan üst konumdasın. Haru' nun aldığı dersleri geçen sene alıp geçtin. Ne dersi bu? '' 

Al işte. Bu çocuğun düşünme kapasitesi bu kadardı. Beni Jaehyo' dan uzaklaştırmak için daha mantıklı bir sebep yok muydu? 

'' Şey- '' diye konuşmaya başlayacaktım ama bu çocuk benim konuşmamı kesmeye programlı gibiydi. '' Orası seni ilgilendirmez, anlarsın ya. '' diye konuşurken birbirine geçmiş ellerimizi işaret etti. 

Bizim karşımızda bankta oturan Namjoon bize doğru bir bakış attı, daha sonra Jungkook' a ''aferin koçum'' anlamında bir hareket yolladı. Bunlar hep birbirinden gaz alıyordu ve ben gittikçe sinirlenmeye başlıyordum. 

Jaehyo' nun daha fazla konuşmasına izin vermeyen Jungkook elimi tutarak beni okulun içerisine soktu. Biz yürümeye devam ederken '' elimi ne zaman bırakmayı düşünüyorsun? '' diye sorduğumda, gülümsedi. 

'' Sınıfın kapısına geldiğimizde. '' dedi. 

Sınıfımın kapısına geldiğimizde içeriye girmeden önce kapıda durdu. 

'' Çıkışta sakın eve kaçma. '' diye uyardı. '' Çünkü benimlesin. '' 

İtiraz etmek için açtığım ağzımı parmağıyla susturdu. Dudağını kulağıma doğru eğdikten sonra; 

'' Benden uzaklaşmana izin vermeyeceğim, Haru. '' diye konuştu. Sonra etrafında bizi izleyen gözlere kısa bir bakış attıktan sonra bir sonraki hamlesini yaptı. 

Yanağımdan öptü beni. 

Öptü. 

Bu sanırım 3. öpücüktü, ve ben salak gibi bu çocuğun ne yapmaya çalıştığını sormuyordum. 

Bana sarılıyordu, elimi tutuyordu, istediği gibi öpüyordu ama ben ağzımı açıp '' bunu neden yapıyorsun '' diye sormuyordum bile. 

Belki de zamanı şu andı. 

'' Jungkook, bunu neden yapıyorsun? '' diye sorduğumda gözlerini gözlerime kilitledi. İçimde uçuşan kelebeklere rağmen zor zoruna cümleme devam ettim. 

'' Seni sevdiğimi, biliyorsun. '' diye konuştum duraksayarak. '' Böyle yaparak bana yardımcı olmuyorsun. '' 

Yüzünü tekrar yüzüme doğru yaklaştırdı usulca. Bunu yaparken gözleri gözlerimden inatla ayrılmıyordu. 

Dudaklarını dudaklarımla aynı hizaya getirdiğinde nefeslerimiz birbirine karışıyordu ve cidden, insanlar bizi izliyordu. 

Ama ben bunu düşünecek kafada değildim. Mantığım devreden çıkmıştı bile. 

Nefesini dudaklarıma verirken '' Cidden, nedenini anlayamıyor musun? '' diye konuştu. '' Senin benden uzaklaşmanı istemiyorum. '' diye fısıldadı. 

O konuşurken gözleri gözlerimden bir an olsun ayrılmamıştı ve kalbimin üzerinde dans ediliyor gibiydi. O an boynuna atlamak istedim, ama yapamıyordum. O cesaret bende yoktu. 

Eğer beni seviyorsa, en azından bir şeyler hissediyorsa çoktan söylemesi gerekiyordu. Ama bir yaptığı diğerini tutmuyordu. 

İnsanların bizi izlediğini bildiğinden, yanağıma bir öpücük daha kondurduktan sonra benden uzaklaştı, ve yürürken bana yüzünü dönerek '' çıkışta bir yere kaçma '' diye bağırdı. 

İçimden bir şeyler yakında her şeyin karışacağını söylüyordu.

BÖLÜM SONU

NOT: BİR SONRAKİ BÖLÜMDE AĞIR FEELS GEÇİRECEĞİNİZDEN EMİNİM ÇÜNKÜ DÜŞÜNÜRKEN BEN DE FENA OLUYORUM SHDKGDK

HADİ BYES

lover | jungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin