6.Bölüm "Araba. Zayn. Siktir."

5.4K 192 20
                                    

Hey! Ben geldim! nasılsınız güzellikler? Bu bölüm ne kadar hızlı yazılabilirse o kadar, bu hızla yazılarak ne kadar güzel olduysa o kadar oldu. Uzunluğu konuşunda hiçbir fikrim yok çünkü ben bile tam olarak nasıl yazdığımın farkında değilim. Sadece okullar açılmadan bir bölüm daha paylaşmak istedim ^^ Yazım hataları varsa beni affedin yayınladıktan sonra tekrar okuyup düzenlemeleri yapacam. Her neyse hadi siz alta geçin :D

Vote ve yorum yapmayı unutmayın! *kızgın gibi görünmeye çalışarak parmağını salladı*

Love u xx

Bir sağa bir sola.

Sağ.

Sol.

Sağ.

Sol.

Anlamadınız değil mi? Merak etmeyin bende anlamadım. Yani önümde sinirle bir sağa bir sola yürüyen Zayn'den bahsediyorum. Gerçekten bende anlamadım.

Ah siz son olanları bilmiyorsunuz. Baştan başlamak gerekirse Zayn'e beni evime bırakmasını isteyince tam da tahmin ettiğim şey oldu. Hayal, kırıklığı. Tamamen gözlerini kaplamış olan bu iki kelimelik duygu bana da arkasında bir şey bıraktı, suçluluk. Zayn bu isteğimi söyledikten sonra kızıp bir yerleri dağıtmamıştı. Sadece 'peki' diyerek ayağa kalkmış, üstümü değiştirmemi bile istemeden elime elbisemi tutuşturup kapıdan çıkmıştı. Tabi bende arkasından. Ve bu olaydan sonra, evimin adresini sormak dışında, tek kelime etmemişti. Hatta ona teşekkür ettiğimde bile sadece başını sallamakla yetinmişti. Bana bakmadan hemde. Tamam benim tahmimime göre iyi bir tepki vermişti ama fiziksel olarak. Sinirlenip bir yerlere zarar vermesini beklerken o benim içime zarar vermişti. Ruhsal olarak böyle bir geri dönüş almak beni iğrenç bir varlık olduğumu düşündürtüyordu. Gereksiz bir fazlalık gibi hissettirmişti. Son üç gündür hissetiğim gibi yani.

Ama ben en iyisi size bir yarım saat önceki zamandan başlayayım anlatmaya.

***

Yavaş hareketlerle kalçamı Andrew'a sürttüm. Tam arkamda, sırtım göğsüne yaslanmış bir pozisyondaken ellerimi havaya kaldırdım ve arkamdaki Andrew'ın ensesini tuttum. Ellerim arkadan Andrew'ın ensesini tutarken uygun hareketlerle kalçamı sürterek aşağı indim yavaşça. Sürtünerek inerken aşağı kaydıkça bacaklarımı kırarak iki yana açıyordum. Yavaş hareketlerle indiğim pozisyondan hızla yukarı çıktım ve şarkının ritminin hızlanmasını keyifle onayladım içimden.

Anlamadıysanız size söyle açıklayayım. Şu an sevgili partnerimle sahnenin ortasındaydık. Dans. Dans ediyorduk. Burda dans edebilmek, edebilme hakkını kazanmak inanılmaz bir şeydi. Önemli bir festivalin sahnesinde, sadece bize özel bir seansımız vardı. Tabi bizden önce yedi partner daha dans etmişti ama, tanrım kapanışı yapıyorduk. Daha geçen yıl şurdaki koltuklardan birine oturmuş sahnedeki dansçılara imrenerek bakarken, burdaydım. Tam olarak olmak istediğim yerdeydim. Sahnedeydim.

Andrew ile kıyafetlerimiz aynıydı. İkimizinde üstünde mat siyah bir gömlek, altımızdaysa da yine aynı matlıkta bir siyah pantolon bulunuyordu. Kafamızda klasik bir siyah flört şapka vardı. Ama takılma şekli onu sıradanlıktan kurtarıyordu. Şapka gözlerimi kapatacak bir eğiklikle konulmuştu kafamıza. Burun kemerimin altını açık bırakacak eğik pozisyonuna gelmesi için sahne arkasında kaç tane tel toka harcandı bende bilmiyorum. Yirmiden sonrasında saymayı bıraktım. Aslında gözlerimin kapalı olması benim açımdan inanılmaz bir ayrıcalıktı. Burda bir şevişme sahnesinin dansını yaparken seyircilerle göz göze gelmek tam bir utanç abidesiydi. Tabi dans açısından bakarsak gözlerimizin kapalı olması partnerimize olan güvenin bir simgesiymiş. Ah şaçma.

Fight For Nullity (Zayn Malik|Fan Fiction)Onde as histórias ganham vida. Descobre agora