Fight For Nullity (Zayn Malik|Fan Fiction)

26.Bölüm"Zayn kaç!"

Arkadaslar size kötü haberim var ki üç bölüm silindi. Cidden Watpad hatası yüzünden gitti. Ki ben bir paragraf silindi diye sinir krizi geçirip yazmayı bırakan biri olarak yazıp yazmıyacağımı samimi olarak bilmiyorum. Kızmayın çünkü bende kızgınım, ama yine de üzgünüm. Bu bölümü de söyle bir yerlere koyup gideyim dedim.

Yorum yapmayı unutmayın he

***

***Zayn'in ağzından***

Soğuk havada ilerledim. Hera evde güvenle uyuyordu, uykusunda gitmeden önce beni tutmaya ve gitmememi sağlamak için uğraşmasına rağmen buradayım. Onu yalnız bırakmak istemiyordum ama üzerimdeki yükler her geçen saniye, her onların nefes alışında artıyordu.

Kulağıma götürdüğüm telefonun mikrofonuna konuştum.

"Buldunuz mu?"

"Evet efendim. İkisi bir bardan bulundu, şarhoş oldukları için ilgi çekmeden getirdik."

"Ya diğeri?"

"Onu da bulduk, şu an yolda. Bir balıkçı teknesine biniyordu, kaçmaya çalışmış. Ama-"

"İkisini ayıltın, ben yoldayım. Üçünü de görmek istiyorum yoksa onların mezar yerine, sizi gömerim."

Telefonu kapatmadan önce nefesimi verdim. Kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum ama her zaman başarısız olurdum, oldum. Sinirle önümdeki çöp bidonuna tekme attım, artıklar yola saçıldı. Botlarım ile onların üzerinden geçerken aklıma minyonuncu kez Hera geldi.

Hayatımda gördüğüm en değişik, en inatçı, en dişli, en gıcık ve en en kızdı. Onun etrafında bir fino gibi dolanmak iğrençti. Ama kendime hakim olamıyordum, her onun yanında olmadığımda değişik hissediyordum. İşime odaklanamıyorum, aklım her zaman ona kayıyor. Ve bu fino olmaktan, daha iğrenç.

Tanıştığımız gece, lanet olası adı bilmem ne başıma dert açmasaydı olmayacaktı. Her ne kadar tehlikeye düşmüş olsam da o adam olmasaydı Hera ile karşılaşamazdım. Tanışmasam daha mı iyi olurdu derseniz emin değilim. Bütün düzenimi ve beni alt üst eden kız her zamana kötü değildi. Tek sorun bir insanın beni bu kadar etkilemesi, ve beni bu kadar etkileyebilecek birinin beni bırakabilme ihtimaliydi.

Şükürler olsun ki Hera fazla meraklıydı, merakı beni ilgi çekici yapmıştı. Bütün sırlarımı ona anlatma konusunda emin değildim ama bana bir şey sorduğunda yalan söylemek imkansız gibiydi. Belki de gizemimi çözünce benden sıkılacaktı, ilgi çekici olmayacaktım onun için. Muhtemelen beni çekme nedeni de buydu, kapalı kutu açılınca pek matak olmayacaktı. Eminim ki o zaman beni hayatında istemezdi, haklı olarak.

Baştan kaybetmiştim zaten, sabah olunca beni yanında görmediğine mutlu olacaktı. Bir daha onu aramamam ve ondan uzak durmam konusunda bir mesaj yazacak, ve beni tamamiyle bırakacaktı. Tehtit olayı en başından saçmaydı, o sikik şarhoşun fikrini neden dinlediğimi bile bilmiyorum.

'Ona sınırlar koy evlat, kadınlar sınır koyan erkeklerden hoşlanır. Sert ve duygusuz olman gerekiyor ve zaman kazanmak için bir şeyler bulman lazım. Acımasız olursan kazanırsın, doğada da böyle. En iyi dövüşçü su aygırları her zaman kazanır dişileri, dinle beni.'

Ben su aygırı mıyım? O adamı dinlemem tamamiyle şaçmalıktı.

Aklıma bende kaldığı ilk gece geldi, aslında tek gece. Saat gece yarısında odama gelmiş ve yanıma yatmıştı, yanıma. Aynı yataktaydık. Ve o kendi isteği ile gelmişti. Yani, yani olmuştu. Gece uyuyamamış, dikkatimin çoğunu ona vermiştim. Hafif ışıklı lambam süliyetini belli ederken birisi ile beraber yatmayalı seneler olduğunu fark ettim o gece. Birisine gülümsemeyeli, gerçekten mutlu olmayalı baya olmuştu. Belki de Hera ile bu yüzden ilgileniyorumdur, şarhoş ve bir bar kızı olmadan benimle kendi isteği konuşan tek bayan olduğu için. Ve aynı kız için üç adamı öldürmeye gidiyorum. Ah, her şey çok karışık.