22.Bölüm "Sıfırları tüketmek"

2.3K 111 7
                                    

Geç geldi ama uzun geldi

Yorum ve vote sınırı vardır arkadaşlar yb atarı yapmadan bunları yapmayı unutmayın lütfen ◕‿◕

***


Derin bir nefes aldım, gözlerimi açmadan önce. Bakışlarım dış dünyaya döner dönmez sıradan odama odaklandım. Etrafa tembel gözler ile bakarken başımda ağrı ya da sızı benzeri olmayan bir his vardı. Sanki orada hep bir şey vardı da kalktı, rahatmanın verdiği garip duygu bıraktı arkasında. Gözlerimin altı küçük sızılar yolluyordu bana, ama asıl ilgimi çeken bel altımdaki acılardı. Diz kapağım acıyordu, ayaklarımın altı ateşe basıyormuşum gibi bir yakıcılık barındırıyordu ki bileğim konusunda konuşamıyordum. Doktorun üzerine çok güç uygulamaman konusundaki bütün öğütlerini kelimenin tam anlamıyla sikip atmıştım. Bileğim ile beraber.

Vücudumdaki her eklem yattığım yerde dikelmeme ayrı isyan ederken onları önemsemedim. Üzerimde siyah bir esofman ve saçma sapan bir tişört vardı.

Yerimde dönerek ayaklarımı yataktan çıkardım ve küçük püsküllü halıma koydum. Yerle temas eden tenimin üzerinde garip bir kayganlık vardı. Sağ ayağımı hafif kaldırarak altına bakmaya çalışacaktım ki bir ses böldü beni.

"Krem sürdüm, ayakkabısız koşarken yara olmuş."

Bakışlarım anında sağıma giderken Zayn'in tam yanımda oturduğunu fark ettim. Gözleri hangi duyguyu barındırıyordu bilmiyorum ama hâlâ çok güzellerdi. Yeşil, kahverengi ve sarı. O kadar orantılı karıştırılmıştı ki bu üç renk, içinde kaybolmak değil içinde yok olmak istersiniz. Ama şu an ben o gözleri yok etmek istiyordum.

Ona ne bir teşekkür ne de tepki verdim. Zaten bu olanlar onun yüzündendi, yara olan tek yer ayaklarım değildi hem. Kabuk bağlamaya başlamış yaramı çok güzel deşmişti.

İki gün. Tanrı'nın bana verdiği bu iki gün, bu derece iğrenç olabilirdi galiba. Dün ve bugün olan her şey bir haftaya bile sığmayacak yoğunluktaydı. Hatta belki bir ay, bilmiyorum. Tek bildiğim şey Zayn'in çok piç olması. Ah evet bakın o konuda eminim.

"Hera."

Ona yüzümü bile çevirmedim. Bir hareketlenme hissedince bakışlarımı alttan bana uzattığı eline yoğunlaştırdım. Koluma değmek üzereyken çok hafifçe tenimi ondan uzağa çektim. Havada kalan elini bir süre orada tuttu sonra ise çaresizce yumruk yaparak geri çekti.

"Hera, bana ne olduğunu anlatmayacak mısın?"

"Neyden bahsediyorsun sen?"

Sinirlerime hakîm olamayarak konuştum, ne saçmalıyordu anlamıyorum.

"Dediklerin, bayılmadan önce. O.. dediğin şey."

Kafamın daha da karıştığını hissetim, bayılmadan önce son hatırladığım kelimler yankılandı beynimde. 'O dediğim' diye hitap ettiği şey o gece mi?

Bunun nesini anlatmamı bekliyor?

Ayağa kalkmak için bir harekette bulundum ama Zayn bu sefer terdütsüz hızla koluma yapıştı.

"Sana bir soru sordum."

Sert çıkan sesi daha çok bozuyordu sinirlerimi. Kolumu aynı onun tutuşu gibi hızla çektim ve ayağa kalktım.

Hiçbir cevap vermedim, vermeyeceğim.

"Ne halt yapıyorsun, bana cevap ver!"

Yüksek ses bütün oda duvarlarıyla çarpıştı kulağıma girmeden önce. Aynı desibel ile ben de bağırdım.

Fight For Nullity (Zayn Malik|Fan Fiction)Where stories live. Discover now