Bölüm 11

6.2K 245 7
                                    

Aynanın karşısında kendini süzüyordu genç kız. Karşısındakini tanımak istercesine dikkatli bir şekilde. Bu ben miyim? Burda ne işim var? Bu gelinliğin içinde ne halt ediyorum? Sayısız soru dönüyordu aklında. Huzursuzca bakışlarını bahçeye çevirip , etraftaki hummalı çalışmaya göz gezdirdi.

Ruhunun incindiğini , hayallerine ve hayatına ihanet ettiğini düşünmeye başlamıştı.

"Tatlım. Ayy sen çok güzel olmuşsun" Melis ellerini çırparak övgülerini dile getiriyordu. "Evet güzelim gerçekten şahane görünüyorsun" Aslı da ona katılmıştı.

Mina ise tüm kanı çekilmiş gibi ruhsuz hissediyordu. Anne ve babası geldiğinde daha da kötü hissetti kendini. Ağlamak istemiyordu.Bu gün kuyruğunu dik tutmaya niyetliydi. Artık aciz görünmek istemiyordu.

Etrafında kuaförler son dokunuşlarını yaparken , dışarıdaki kalabalık artmaya başlamıştı çoktan. Tüm bu şamatadan daha şimdiden sıkılmıştı.

Odada yalnız kaldığında tekrar pencerenin önüne yöneldi. Kulaklarını okşayan müzik , giydirilmiş bembeyaz masalar ve üzerindeki mavi çiçekler. Ne kadar da masalsı görünüyordu burdan. Bu şartlar altında olmasaydı belki de onu çok mutlu edecek bir organizasyondu.

Kapı tıklatılınca yavaşça arkasına dönüp gelenin kim olduğuna baktı.

Küçük bir şaşkınlık yaşadı çünkü Defne'yi beklediği söylenemezdi.

"Güzel görünüyorsun "ses tonu üşümemesine sebep oldu.

"Teşekkür ederim. Sen de öyle" aynı abisinde görmeye alıştığı çapraz soğuk bir gülümseme gördü.

"Birşeye ihtiyacın olup olmadığını sormamı istedi annem" çok da istekli görünmüyordu.

"Hayır teşekkürler" neden bu kadar sertti?

Tam odadan çıkacakken birşey unutmuş gibi duraksayıp arkasına döndü" sana inanmadığımı bilmeni istiyorum. En azından aramızdaki gerginliğin adı koyulmuş olsun!"

Ona doğru birkaç adım artı Mina "Tam olarak neden bahsediyoruz?"

Tekrar kapıya yöneldi be çıkmadan hemen önce " Senin ona bakışlarını gördüm.  Ve o gözlerde bir damla aşk yok. " 

Ne diyebilirdi ki Mina. Kız haklıydı sonuçta. En azından bunu anlayabilecek kadar zeki olmasını taktir bile etti.

Çok geçmemişti ki kapı tekrar çaldı. Demir içeriye girdiği an memnuniyetle süzdü kızı. "Sen eşsizsin "

Kız başıyla teşekkür sundu. Aslında adam da oldukça yakışıklı görünüyordu. Mina tekrar kendine ihanet etmiş gibi hissetti. Bakışlarını kaçıracaktı ki adam tam önünde durup elini tuttu. Cebinden çıkardığı bir kutuyu açıp içindeki alyansları çıkardı.

Genç kızın elini kaldırıp öptü ve alyansını parmağına takıp bir kez daha öptü. Ardından kendi alyansını takıp cebinden bir kutu daha çıkardı. Eşsiz güzellikte bir tektaş alyansının hemen yanında yerini aldı. Bu kez eğilip kızın alnından öptü.

"Hazır mısın?" Mina sadece baş onayı verebildi. Şu an içinde bulunduğu an o kadar gerçek dışıydı ki tepki veremiyordu.

Adamın kolunda konukların karşısına çıktıklarından müziğin sesi biraz daha yükselip , etraftan alkışlar yükselmeye başladı. Genç kızın kulaklarındaki uğultu öyle yüksekti ki hiçbirşey duyamıyordu.
Nikah memurunun konuşmalarını bile anlayamıyordu. Başı dönmeye başlamıştı şimdi de. Demir elini tutunca biraz olsun sıyrılır gibi oldu kargaşasından.

ESARETOnde histórias criam vida. Descubra agora