Bölüm 20

5.9K 247 3
                                    

           

Derin bir nefes alarak elini uzatıp Demir'in yüzüne dokundu. Hemen sonrasında da pişman olarak hışımla yataktan kalktı. Çünkü o yatakta kalırsa ona dokunmaktan kendini alamayacaktı. Tam odadan çıkacaktı ki adam yataktan fırlayıp onu savurarak duvara yasladı.


Dudakları sadece bir nefes ötedeydi. Mina artık biliyordu. Onu öpecekti dahası bunu istiyordu da. Tamamiyle saçmalamaya başlamıştı.

Aralarına biraz olsun mesafe koyabilse belki de ona karşı koyabilecek gücü kendinde bulabilirdi. Ama bu yakınlıkla bu pek mümkün görünmüyordu.

Demir ise genç kızın gerginliğini iyiden iyiye hissediyordu. Sabrının sonuna gelerek dudaklarına kapandı. Israrlı öpücüklerine daha fazla karşılıksız kalamayan Mina'nın direnci kırılmıştı.

Artık öpüşmeleri ateşli ve sıcacıktı. Mina karşılık vermeye başlayınca Demir onun içindeki açlığı hissetmesi için belinden çekerek kasıklarına yapıştırdı.

Dudaklarının ısrarlı sömürüşleriyle dilleri daha derinlere doğru kaydı. Bunun artık dönüşü yoktu. Mina bunu farkındaydı. Şimdi onu durdurabilir kendinden uzaklaştırabilirdi. Fakat şu an onu öpmek , sıcaklığında kaybolmak son derece doğru görünüyordu.

O içinde kendiyle mücadele ededursun Demir artık kendine hakim olamıyor , dudakları gibi elleri de sınır tanımıyordu.

Mina'nın dudaklarından dökülen inleme ve titremesi Demir'i tamamen alt etti. Kızı kucağına kaldırdığında Mina da bacaklarını beline dolayarak karşılık verdi.

Kızı yatağa yatırıp üzerindeki ince geceliği itiraz bile edemeden çıkardı. Tenleri birbirine değdiği an ise artık birlikte yanmaya başlamışlardı. Demir'in kendinden geçtiğinin bir göstergesi olan yoğun nefes alışları Mina'yı daha çok heyacanlandırıyor , kasıklarında yabancı olduğu titreşimler hissettiriyordu.

Kendi duyduğuğu ihtirasın aynını kızın gözlerinde görmek duygularını daha çok kabarttı. "Emin misin?"diye dudaklarına soludu.

Mina'ya o dudaklardan uzaklaşmak işkence gibi geliyordu. "Seni istememeliyim ama istiyorum" birkaç santim ötesindeki ihtirastan kararmış gözlerden ayrılamıyordu.

"Bunun dönüşü yok sevgilim" dudaklarına küçük ama ıslak bir öpücük bıraktı. Mina'dan ısrarla bir cevap bekliyordu. Kızın cevabı ise onu ensesinden tutup dudaklarını birleştirmek oldu.

Mina'nın vücudu ne kadar yumuşak ve davetkarsa Demir'in ki de aynı zıtlıkla sert ve iriydi. Aralarındaki bu farklara rağmen oldukça uyumlu hissediyorlardı.

Demir dudaklarını kızın dudaklarından boynuna yöneltti. Kokusu öyle mest edici öyle baştan çıkarıcıydı ki kasıklarındaki ağrı artık katlanılmaz hale gelmeye başlamıştı.

Onun ısrarlı dokunuşları Mina'nın daha çok beklentiye kapılmasını sağladı. Demir'in dudakları göğüslerini bulunca parmaklarını saçlarına daldırdı.

Bu adamı istiyordu. Onca yanlışa rağmen istiyordu. Artık bundan kaçışı ya da inkarı mümkün değildi. Hoş mantığı inkar etse bedeni pek de güzel yalanlıyordu onu.

Dudaklarından çıkan her inlemeyle Demir daha da sertleştiğini hissediyordu.

Kısa ama onlara saatler gelen bir sürede üzerindekilerden kurtuldu adam.Ve kadınının son parçasını da çıkarıp odanın bir köşesine fırlattığında yanaklarının kızarması ve bakışlarını kaçırması daha da mest etti adamı.

Bu kız sürekli onu şaşırtmayı başarıyordu. Bir kaç dakika önce şehvetli bir kadın şimdi ise azize.

Her kimliğiyle istiyordu onu. Acelesi olmaksızın ayışığının daha da güzelleştirdiği pürüzsüz teninin her bir köşesini sevecekti.Evet çünkü buna ihtiyacı vardı. Sanki ondan bir an uzaklaşsa kesilecekti nefesi. Gerçi şu an karşısındaki güzellik de nefes almasını güçleştiriyordu.

ESARETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin