Bölüm 48

4.3K 236 13
                                    




"Sakın benim sana olan sevgimi , anlayışımı sınama Defne!"

Son sözleriydi abisinin odasından ayrılırken.

Gözlerini açar açmaz karşında dikilen öfkeli ama bir o kadar kırgın adamı görünce dudaklarından kopan küçük çığlığına engel olamadı.

Açıklama yapasına fırsat dahi tanınmadan , ezici bir azar yedi genç kız.Belki de hayatında ilk defa.

Tamam ilk olmayabilir!Benzer muameleye lisede arkadaşlarıyla gizli saklı gittiği cluptan çıkarılırken de maruz kalmıştı. Ya da onu öpmek isteyen laftan anlamaz çocuğun burnunu kırıp okuldan uyarı aldığında da.Gerçi daha sonra abilerinin 'Aferin' diyen bakışları teselli etmişti onu.Fakat hiç biri şimdiki kadar kötü hissettirmemişti.



Güç bela kendini toparlayıp hazırlandıktan sonra kahvaltıya indiğinde , abisininkine benzer iki çift bakış daha eklenince işinin bu kez daha zor olduğunu anladı.

"Günaydın" diye yerine geçerken sesi fısıltıdan ibaretti.

Yavaşça çayını yudumladığı an ilk taş annesinden gelmişti bile. " Ne yapmaya çalışıyorsun kızım?"

"Hiçbirşey anne."

"Emin misin?" artık Emir de katılmıştı annesine.

"..."

"Neden böyle yapıyorsun kızım?" dedi annesi.Demir ise tüm öfkesine rağmen olabildiğine sessiz onları izliyordu.

"Neden mi?" yavaşça çatalını tabağının kenarına koydu. " Siz hepiniz hafızanızı falan mı kaybettiniz?" hepsinin aynı anda üzerine gelmesiyle mahcubiyeti yerini çocukça bir öfkeye bırakmıştı bile.

"Haddini aşma istersen abicim!" Emir onun kendince haklı olduğunu düşünse de sınırı aştığı konusunda diğerleriyle hem fikirdi.Bu tavırlar kesinlikle Defne'nin takınacağı türden değildi.Abisini bu denli zor duruma bırakmasını hiç ama hiç yakıştıramıyordu.Hele ki aynı ortamda Erim varken!

"Haklısınız dün gece yaptığımı savunamam.Yani en azından Erim'i böyle bir duruma sokmamalıydım.Ama dün siz abimle akşam yemeğine çıkacaklarını konuşurken duyunca , başbaşa olacaklarını düşünmüştüm."

"Bu konuşmadan pişman olmadığını mı anlamalıyız annecim?" cevabından korksa da dile getirdi kadın.

"Anne!Abimin o kadınla birlikte olmasına rızam yok!"

"O kadın! Sözlerine dikkat et" ilk kez dahil oldu konuşmaya Demir. " O kadın dediğin benim çocuğumun annesi."

"Sadece öyle kalmasını ümit ediyorum ben de..." abinin çıkışından ürkmesine rağmen , cesaretinin son kalıntılarına sarılarak geri adım atmadı.

"Seni tanıyamıyorum.Küçük kardeşimize ne yaptın?Nerde onun iyi niyetli naif karakteri.Benim masum meleğime ne yaptın?" son cümlesi güçlü bir haykırışla yükseldi.

"Ben tüm iyi niyetlerimi sen gün gün erirken , elimden hiçbirşey gelmezken kaybettim." Yanağından süzülen bir damlaya engel olamadı.

O an hepsi kızın içinde kopan fırtınalara şahitlik ettiler çaresizce.

Demir tüm heybeti ile yerinden kalkarak Defne'nin yanındaki sandalyeye oturdu ve gözlerini tabağa dikmiş kardeşinin çenesinden tutarak , dolu gözlerinin kendisine yönelmesini sağladı.

"Abicim.Meleğim...Sen kendin söylemiyor musun eridiğimi.Onsuz kaldığımda düştüğüm durumu.Görmüyor musun sevgimi?"

"Abi" küçük fısıltısı dudaklarından döküldü.

ESARETWhere stories live. Discover now