ESARET

Bölüm 38

Mina ertesi sabah uyandığında hissettiği ilk şey dün gece adamın dudaklarından dökülen cümlelerin ağırlığıydı.Oğlunun göğsüne yaslanan başını usulca kaldırarak yastığına bıraktı.

Daha mücadeleleri başlamadan kendini oldukça yorgun hissediyordu. Gerçi Demir dün gece ilk kurşunu sıkarak savaşı başlatmıştı.

Kapının hemen ardındaki gerçekle yüzleşmek dahi istemiyordu.Derin bir nefes alarak usulca odadan çıktı.Hemen yan tarafındaki kapının kapalı olmasına şükrederek banyoya girdi.

En azından biraz daha ayılmış olarak karşılaşması çok daha iyi olacaktı.Kilitlediğinden emin olduğu kapıdan uzaklaşarak soyunmaya başladı. " Güzel bir duş ve oğlunla güzel bir kahvaltı.İhtiyacın olan tek şey bu Mina" kendi kendini teselli ederek suya teslim etti bedenini.

"Abi Allah aşkına sen nerdesin?" ısrarla çalan telefonunu kulağına sıkıştırarak ayılmaya çalıştı.

"Noldu?" düşünceler içinde uykusuz gecenin ardından ayılamadığının göstergesi sesi boğukça ulaştı karşı tarafa.

"Ne demek ne oldu abi.Telefonu açmıyorsun.Dün uğradım evde de yoktun.Ali'nin ağzından laf almak ne mümkün!Şantiye ekibiyle toplantıya katılacaksın inşallah!"

"Emir.Sus bi oğlum ya! Sabah sabah ütüledin kafamı.Ayılamadım daha!"yavaşça doğrularak yataktan çıktı.

"Alemlerde olduğunu mu anlamalıyım" keyifli kahkahası yüzünden telefonu kulağından uzaklaştırarak yüzünü büzüştürdü.

"Gevşeme hemen de beni dinle."valizinden rahat bir tshirt ve kot çıkararak yatağın üzerine koydu. " Toplantıyı sen yönet.Biter bitmez de Defne'yle eve geçin beni bekleyin.Reyhan' da söyle öğle saatlarine bilet ayarlayıp haber versin.İzmir'den"

"İzmir mi? Ne alaka abi.Ne işin var orda?"

"Konuşacağız sabret.Dediğimi yap.Kapatıyorum." Emir'in sorgulayıcı cümlelerinin önünü keserek telefonu kapatarak giyinmeye koyulmuştu ki banyoya ihtiyaç duyduğunu düşünerek vazgeçti.Tekrar valizine yönelerek temiz çamaşırlarını çıkarmaya başladı.Acilen düzenine dönmesi gerektiğinin farkındaydı.Daha fazla bu şekilde devam edemezlerdi.

Odadan çıkacağı an Reyhan'ın bilgi maili ile dikkatini telefona yöneltmişti ki aynı anda banyodan çıkan Mina ile burun buruna geldiler. Bornozlu kadın tam olarak bir sabah şoku yaşatmıştı.

"Günaydın" kızaran yanakları ile hemen kendini odasına atarak kilidi çevirmişti Mina.Üst üste yaptığı dikkatsizlikleri için Erim'in duymayacağından emin şekilde kendine saydırarak dolabına yöneldi.

Odanın dışında kendiyle mücadele halinde bir adam bırakarak.

Geçen yıllara rağmen güzelliğinden bir şey kaybetmemişti kadın.Onun bu utangaç hallerini nasıl da özlemişti.Bastırmaya çalıştığı tüm duyguları şu iki günde gün yüzüne çıkmaya başlamıştı. Gece açıkça meydan okumasına rağmen Demir her ikisini de istiyordu hayatında ve sonuçları ne olursa olsun alacaktı da.

Mina'nın oğlundan vazgeçmeyeceği kesindi ve bu durum Demir'in işini oldukça kolaylaştıracak gibiydi.

İlk olarak nüfusuna alacak sonra da uygun bir dille birlikteliği teklif edecekti.Olur da Mina bu teklife yanaşmazsa velayetini alarak onu da gelmeye mecbur bırakacaktı.