🌙 12 | Maviyi Seven Okyanus

1.9K 368 431
                                    




           

12. B Ö L Ü M: '' Maviyi Seven Okyanus. ''

'' Öylesine muhteşemdi ki bu kelimeyi defalarca, yüzlerce söyleyebilirdim. Her defasında ruhun güzelliğiyle fiziki güzelliğiyle karışmış büyüleyici güzelliği karşısında vücudum, ruhum aciz kalıyordu. ''

  Gözlerimi araladığımda kendimi Deran'ın annesinin odasında buldum. Odaya sızan güneş ışınları gözümü aşırı derece yakıyordu. Güneş ışınları, bazen düşmanım gibi oluyordu. Bazen, gözlerimi gerçekten çok acıtıyordu. Yataktan kalkıp perdeleri kapattım. Nihayetinde odaya çok az ışık sızıyordu. Perdelerin yanındaki aynaya baktım. Dağılan mavi saçlarıma baktım. Berbat haldeydim. En son neler olduğunu hatırlamaya çalıştım.

    '' Mahperi, ben babanı tanıyorum. ''

  Deran'ın bu korkutan sözü kulaklarıma doldu, tekrardan. Gözlerim doldu. O adamın, aşık olduğum kişiyle alakası ne olabilirdi? O sözü söyledikten sonra çok kötü olmuştum. Son zamanlarda bayılmalarım fazlaca artmıştı. Bu konu hakkında bir şeyler yapmalıydım. Ağlamamak için kendimi zor tuttum. Deran'ın gözüne güçlü gözükmek zorundaydım.

  Odanın kapısını açtığımda kapı azıcık gıcırdadı. Ayaklarım, parkenin üzerindeyken ses çıkarıyordu. Ses çıkarmamaya çalışıyordum. Telefonumu bulmam gerekti. Saatin kaç olduğunu bilmem lazımdı. Kapıyı kapattığımda karşı tarafta çantamı gördüm. Gülümsedim. Çantamı aldıktan sonra ses yapmadan gidebilirdim. Burada bulunmak istemiyordum. Burada olmamam lazımdı.

  '' Mahperi? ''

  Sesin geldiği tarafa baktığımda Deran'ı çalışır vaziyette buldum. O güzel gözlüklerini takmıştı. Önünde bir tomar kitap vardı. Doktorumun dediği gibi gerçekten çalışkandı. Gözlerine baktığımda kıpkırmızı olduğunu gördüm.

  '' Nereye gidiyorsun? '' dedi. O güzel ses tonu kulaklarımda yankılandı. Gözlüğünü çıkardı. O ipeksi elleriyle tuttu, gözlüğünü. Okyanus gözlerini benim gözlerime getirdi. Gözlerimiz buluşunca bir kez daha heyecanlandım. Heyecandan konuşamıyordum, bile.

  '' Burada olmamam gerek. Billur'un görmesini istemiyorum. '' dedim. Deran, bana doğru yürüdü. Bir şey demeden ılık elleriyle bedenimi sardı. Tekrardan güzel bir sarılış bağışlamıştı, bana. Gözlerim dolmuştu. Kahretsin, ağlayamazdım. Zaten, güzel biri değildim. En azından Deran'ın gözünde güçlü bir kız olarak görünmek istiyordum. Deran, koluma girip beni yürütmeye çalıştı. Tam öğrenci evi gibiydi, evi. Durumu harika ötesi değildi. Onun hakkında henüz çok şey bilmiyordum.

  Kitaplarla süslenmiş salonuna geçtiğimizde koltuğuna oturdum. Koltuklarına baktığımda mavi renkli gördüm. Tebessüm ettim. Deran ise karşımdaki koltuğa oturdu. Pilot kalemlerin boyasına bulanmış ellerini yüzüne götürdü. Saçlarını düzeltti. Nefesim kesildi, tekrardan.

  '' Mahperi, dün beni gerçekten çok korkuttun. Annene haber verdim. Ben de olduğunu biliyor. '' dediğinde annemde bir terslik olduğunu fark ettim. Normalde hemen izin vermezdi. Kaşlarımı çattım. Onun kiraz gibi dudaklarına bakıp dinlemeye devam ettim.

  '' Deran, o adamı tanıyorsun. Bu... Bu gerçekten çok korkunç. '' derken gözlerimden ufacık bir gözyaşı döküldü. Kahretsin, onun karşısında onun güzelliğinde aciz kalıyordum. Deran'ın hem dışındaki hem içindeki güzelliği vücudumu esir altına alıyordu. Kelimelerimi benden çalıyordu, güzelliği. Aklımı kaçırmama sebep oluyordu, okyanus gözleri. Deran, yanındaki masada bulunan peçete kutusundan bir peçete çıkardı. Ellerime verdi, peçeteyi. Teni tenime değince bir kez daha nefesim kesildi.

SON AY IŞIĞIWhere stories live. Discover now