🌙 30 | Paramparça Mavi

1.5K 156 120
                                    

YENİ BİR BÖLÜM PAYLAŞARAK UYARIYI PAYLAŞMAK İSTEMEDİM. YENİ BÖLÜM ZANNEDERSİNİZ DİYE.^^^ O yüzden böyle yaptım. Bildiriminiz için özür dilerim.

Şimdi tıp okuduğumdan derslerim gerçekten fazlasıyla ağır. Ben dönem başında kitabıma devam edebileceğimi düşünürken maalesef öyle olmadı. Sandığımdan daha zor. Ama bir sınavım daha kaldı. Sonra yaz tatiline giriyorum. Ama bu sınava kadar vakit bulursam yeni bölümü atmayı düşünüyorum. *-* 

Sizleri seviyorum. *-*

Umarım hâlâ bizimlesinizdir. Sizi çok beklettim, kusura bakmayın. 

Uzun bir aradan sonra merhaba, ay ışıkları! Okumaya başlamadan emeğe saygı için oylarımızı unutmayalım. Sizleri seviyorum. Bölümle ilgili yorumlarınızı okumaya sabırsızlanıyorum.





30. Bölüm: Paramparça Mavi

'' Yanımdaki insanların gelip geçici olduğu gerçeği her seferinde beni korkutuyordu. Sevdiklerimi her kaybedişimde hayata karşı umudum kesiliyordu.  ''

✩✩

  Hayatımdaki en zorlu bekleyiş o 2 haftayı beklemekti. Sonunda hayallerime kavuşmaya az kalmıştı. Hollanda'daki Van Gogh Müzesi'ni artık hayallerimde canlandırmaktan sıkılmıştım. O müzeyi canlı olarak göreceğim gerçeği çok güzeldi. Tüm hazırlıklarım tamamlanmıştı. İçim içime sığmıyordu.

  Bu 2 hafta içerisinde yeni ilaçlara başlamıştım. Sonunda keçi gibi inatçı olmaktan vazgeçmiştim. Henüz şimdilik ilaçların etkisini hissetmiyordum. Ama doktorumun söylediğine göre gerçekten ağır ilaçlarmış. Artık iyileşmem gerektiğini tüm iliklerimde hissediyordum. Ve bunun için savaşacaktım. Deran ne olursa olsun yanımda duruyordu, aramız daha iyiydi.

  Annemden ayrılmak çok zor olmuştu. Uçağa binene kadar ağlamıştım. İlk defa annemden ayrı bir ülkeye gidecektim. Açıkçası benim için değişik bir tecrübe olacaktı. Uçağa binince cam kenarına ben oturmuştum. Sol taraflarıma ise Yamaner ile sevdiğim oturmuştu.

  '' Hâlâ rüyada olduğumu düşünüyorum. '' diye Deran'ın kulağına fısıldadım. Eskisi kadar uzun olmayan saçlarını geriye savurarak gözlerini gözlerime getirdi.

  '' Sen her şeyin en iyisini hak ediyorsun, Mahperi. '' dedi. Ağlamaktan kızarmış olan gözlerimi üstünde olduğumuz bulutlara çevirdim. Kalbim yerinden çıkacak gibiydi. Ellerimin arasında sımsıkıca tuttuğum kağıda baktım. Birincilik konuşmamın çok güzel olmasını istiyordum. Konuşmamı Türkçe ile hazırlamıştım, Deran ise İngilizce'ye çevirmişti. Konferansta İngilizce konuşmam gerekiyordu. Ne yazık ki dilim çok iyi değildi.

  '' Yamaner ile eskisi gibi değilsiniz. '' Deran'ın sesi tüm düşüncelerimi bozmuştu. Gözlerimi Yamaner'e çevirdiğimde Yamaner'in uyuduğunu gördüm. Elbette Deran'a Yamaner ile aramızdaki tuhaf şeyleri anlatmayacaktım. Deran'ı kaybetme riskini göze alamazdım.

  '' Bu sıralar kabuğuma çekildim, ondandır. '' dedim. Yalan söylediğim belli olmasın diye yüzümü ellerimle saklamaya çalıştım. Daha fazla konuşmak istemediğimden yorgun olduğumu söyledim. Sevdiğim anlayışla karşılamıştı. Uçak yolculuğumuz yaklaşık üç buçuk saat sürecekti. Gözlerime hafifçe çöken ağırlığa teslim oldum.

☽☽

  '' Mahperi? '' Gözlerimi araladığım karşımdakine baktım. Damarlarımdaki nefretim birdenbire parladı. Yıldıray karşımda duruyordu.

  '' Beni dinle, lütfen. '' Gözleri dolmuştu. Bu aşağılık adamın burada olmasına imkan yoktu. Gözlerimi ovuşturdum. En son uçaktaydım.

SON AY IŞIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin