1.Köle

14.8K 546 52
                                    

Selaaam :) Öncelikle sayfama, profilime, hikayeme hoş geldin :)) Umarım hikayemi beğenir, yıldıza dokunup oy verir ve çok çok yorum yaparsın. Son olarak profilimdeki linkten instagram profilime bakmayı ve beni takip etmeyi unutma :) Çünkü hikayelerle ve benimle ilgili her şeyi orada duyuracağım. 

Yıldıza dokunmayı ve yorum yapmayı unutmayın :)))

Zuhal masanın diğer tarafında oturan adamı dikkatle izliyordu. Odanın bir kenarında oturmuş sessizce elindeki anahtarı çevirip duran adama bakıyordu birkaç dakikadır. Onun anahtarı çevirme sesinden başka tek bir ses bile yoktu odada. Bu sahneye defalarca şahit olmuştu. Deniz bu anahtarı cebinde taşır zaman zaman çıkarıp böyle düşünceli şekilde oynardı. Bu anahtarın evinin anahtarından çok daha fazlası olduğunu hissediyordu nedense. Yoksa onunla oynarken böyle düşüncelere dalıp gitmezdi.

Telefon çalarak odadaki sessizliği bozduğunda istemsizce Deniz'in telefonuna baktı. 'Minel Aşk' yazıyordu. Bir aydır burada çalışmasına rağmen bu adam hakkında çok az şey bildiğini düşündü bir kere daha. Parmağında yüzük olmadığına göre evli değildi. Gün içinde telefonla çok fazla konuşmadığı ve mesaj atmadığı için bir sevgilisi olmadığını düşünmüştü. Oysa şimdi bir kadını sevdiğini anlıyordu. Öyle bir sevgiydi ki onu bu kadar özel bir şekilde kaydetmişti telefonuna. Minel Aşk... Aşkın elinden demekti. Belki de bu aşk onun için bir yaraydı. O yüzden böyle kaydetmişti. İşte şimdi merak duygusu daha da kabarmıştı. Kimdi o kadın? Ve aralarında Deniz'i buradan alıp başka yerlere götürecek kadar ne yaşanmıştı?

Telefon uzun uzun çaldığı halde açmadı adam. Zuhal ayaklanarak "Ben çıkayım da rahat rahat konuşun." dedi rahatsız bir şekilde. Gitmek istemiyordu aslında. Bu adamın yanında durduğu anlarda garip bir huzur buluyordu. Ve o huzur anının biraz daha uzaması için elinden geleni yapıyordu çoğu zaman.

"Telefonu açmayacağım Zuhal, oturabilirsin." Sesi kesindi. Telefonu açmayacağı halde sessize ya da meşgule almadı. Gözlerini kapatıp çalan müziği dinledi bir süre. Başka birisi aradığında bu şarkı çalmıyordu. Bundan kesinlikle emindi. O kadına özel olmalıydı bu şarkı. Belki de aralarında büyük bir anlam taşıyordu. Merak duygusu telefonun çaldığı her an biraz daha artıyordu.

Kararsız bir şekilde yerine geri oturdu. Telefon kapandıktan bir süre sonra mesaj geldi. Adam ona da bakmamıştı. Hem bu kadar özel bir kadın olup hem de adamda gram merak uyandırmaması bir şeylerin bittiğini düşündürüyordu. Çok yaralayıcı bir şekilde bitmiş olmalıydı. O an adama gidip sarılmak istedi. Sanki ona sarılsa acısı dinecekti. Ama yapamazdı. Uygun olmazdı.

Birkaç dakika sonra telefon yeniden çaldı. Müzik farklıydı. Şimdi o kadının ne kadar özel olduğunu daha iyi anlıyordu. Deniz telefonu eline alarak "Çıkabilir misin?" diye sordu karşısındaki kadına. Zuhal usulca başını salladı. Mesai saati bitmek üzereydi, bu saatte gelen olmazdı acil durumlar dışında. "Yarın görüşürüz." diyerek odadan çıktı. Aklı yol boyunca o kadının kim olduğu konusunda sınırsız teori üretecekti.

***

Odada yalnız kaldığında telefonu açtı genç adam. "Efendim Ozan." derken sesi sıkıntılı çıkmıştı. Zaten o aradığında, onu düşündüğünde hep canı sıkılmıyor muydu?

"Tebrik etmek için aradım." derken sesi fazlasıyla sinirli geliyordu. "Biraz önce Minel aradı. Evliliğiniz artık bitiyor."

Gözlerini kapattı acıyla. Daha ne zaman evlenmişti ki? Bu kadar kısa zaman sonra ayrılacaklar mıydı? Telefonda uzun bir sessizlik oldu. "Buraya gelirken bittiğini söylemişti zaten." diyebildi sonunda güçlükle.

"Bir aydır seni arayıp, mesaj atıyor ve sen bunların hiçbirine cevap vermiyorsun. Hiç mi merak etmiyorsun ne konuşmak istediğini?"

"Etmiyorum Ozan. Boşanma dilekçesini bana gönderirsin, ben de imzalar geri gönderirim. Her şeyin sorunsuzca bitmesini istiyorum."

"Bu kadar duygusuz olduğuna inanamıyorum." diyerek telefonu yüzüne kapattı.

Minel Aşk-Tamamlandı-Where stories live. Discover now