19. Hasta

3.7K 281 15
                                    


İç geçirdi. Bir şey söyleyeceği varsa da bu tavırla söylemesinin bir anlamı yoktu. Montu ve çantasına bakındı. Odanın bir köşesine koyulmuştu. Ayağa kalkıp montunu giydi. "Yarın öğle arasında evinden alayım bavulumu. Anahtarın vardı bende. Onu da yemek yediğin yere bırakayım." Aklına gelen şeyle duraksadı. "Bana rapor yazar mısın? Otele dönmek istiyorum."

Deniz masaya ilerleyip daha önce yazdığı raporu getirdi. "Minel, daha önce de bayılmıştın. Bu durum hoşuma gitmedi. Hastaneye gitsen iyi olacak." dedi sıkıntılı bir şekilde. Onun hasta olduğunda bunu çok da önemsemediğini biliyordu. Bu da canını sıkıyordu.

"Evimdeyken gitmiştim. Bir sorun yok. Senden başka sorun yok etrafımda."

"O kadar yol mu gideceksin gerçekten?" diye sordu sıkıntılı bir şekilde.

Minel kaşlarını kaldırdı. "Ne var bunda?" diye sordu sinirle. Bu adam hiçbir zaman ona saygı duymamıştı.

"Minel bir sorun var. Yolda bir şey olursa ne olacak? En azından bu gece bende kalsan olmaz mı?"

Başını iki yana salladı. Bir arada olmak onlara iyi gelmiyordu. Şimdi iyiliği için bile olsa onunla kalamazdı. "Beni düşünmek için bu kadar geç kalman ne kadar ironik, değil mi?"

"Bizim konumuz hep sendin zaten Minel. Başka bir şey düşünmeye fırsatım olmadı ki hiç."

Gözlerini devirdi sinirle. "İyi işte, rahat rahat düşün."

Minel kapıya ilerleyince Deniz de kapıya ilerledi ve eliyle kapıyı tuttu. "Sen böyle kızgınken ben rahat olamıyorum ki."

"Hayatından çıkıyorum. Benimle ilgili hiçbir şey umrunda olmaz artık. Hoş değildi ya."

"Değil miydi?" diye sordu usulca. İç geçirerek karısına doğru eğildi. "Ayağın burkuldu diye seni sırtımda taşımıştım. Canın Roma'ya gitmek istedi diye 36 saat tuttuğum nöbetten sonra seninle İtalya'ya gitmiştik. Senin için yazın ortasında kar yağdırdım."

Tüm bu anılar gözünün önüne gelince gözleri doldu. Ne değişmişti? Neden birden Deniz böyle olmuştu? Aralarındaki mesafe her an her dakika biraz daha açılmıştı. Şimdi de kopuyorlardı. Güçlükle yutkundu Deniz'e bakamayarak. "Bunların hepsi evlendiğimiz aydı. Sonrasında beni istemediğini fark ettin."

"Seni istemediğim gibi bir durum asla olmadı."

Güçlükle bakışlarını Deniz'e çevirdi. "Konu Kaan mı? Onunla..." Gerisini getiremedi. Bunu nasıl düşünebilirdi ki? Kaan'ı sevse onunla evlenmez miydi?

"Sen söyle, onu seviyor musun? Evlenme teklifini kabul etseydi onunla evlenmeyecek miydin?"

Şaşkınlıkla gözleri kocaman açıldı. "Sen bunu nasıl bilebilirsin?"

"Nasıl bildiğimi boş ver. Bana cevap ver."

Gözleri doldu. "Bunu bana nasıl sorabilirsin?" Tüm gücüyle Deniz'i itekleyip kapıyı açtı ve koşar adım oradan uzaklaştı.

Minel'in arkasından iç geçirdi Deniz. "Bu hala sevdiğin anlamına gelmez mi? Bir hayır bile diyemiyorsun." diye mırıldandı. Sinirle elini saçlarının arasından geçirdi. "Belki de seni özgür bırakmalıyım."

***

Otele geldiğinde ilk yaptığı şey Bilge ve Sezin'i aramak oldu. Telefon açıldığında sinirle "Bunu bana nasıl yaparsınız?" diye bağırdı. "Kaan'a evlenme teklifi ettiğimi siz ve Kaan'dan başka kimse bilmiyordu. Ve bunu en son öğrenmesi gereken kişi biliyor. Deniz biliyor."

"Sakin ol." dedi Bilge onu yatıştırmaya çalışarak. "Belki Kaan söylemiştir."

Telefonda sessizlik olunca Minel "Sezin sensin. Ozan'a söyledin." diye tısladı.

Minel Aşk-Tamamlandı-Donde viven las historias. Descúbrelo ahora