6. Yanlış Zaman

4.6K 369 18
                                    

Multideki şarkıyı mutlaka dinleyin. Deniz ve Minel için yazılmış sanki...

Pahalı koltuğunda oturmuş ayaklarını sallıyordu. Kapı çaldığında toparlanarak "Girin." dedi.

Bilge kumral saçlarını savurarak içeri girdi. Bu kızın saçları günden güne parlıyor muydu ona mı öyle geliyordu? Arkadaşı bal rengi gözlerini ona odakladığında Minel gözlerini kaçırma gereği duydu birden. Bu kıza bahane uydurmak fazlasıyla zordu. Ne dese mantıklı bir cevap verip onu susturmayı başarıyordu. Sonunda konuşması gerektiğini fark ederek "Hoş geldin." dedi.

"Bir haftadır ev ve bu oda dışında gidip gelmekten başka bir şey yapmadığının farkında mısın?" diye sordu azarlayan bir ses tonuyla.

Minel omuz silkti. Buraya geliyor olması da bir şeydi sonuçta değil mi? Çalışıyordu. Gözlerini devirdi sıkkın bir şekilde. Odanın duvarlarını sarıya boyatırken onu mutlu edeceğini düşünmüştü. Oysa o sarı duvarlar şimdi üstüne üstüne geliyordu. Elindeki kalemi masaya koyup bakışlarını arkadaşının bakışlarına odakladı. "Çok güzel kar yağıyor, değil mi Bilge?"

"Yaa sorma, hava da buz gibi. Ben yaz çocuğuyum. Bu havalar beni hasta ediyor."

Bakışları dışarıya kaydı. Bir zamanlar Deniz'in o pencere önünde duruşunu anımsadı. Bir süre dışarıyı seyredip ona dönmüştü. "Buradan sokak resim gibi. İnsanların koşturmasını saatlerce izleyebilirim." demişti. Bu ofisi ilk alırken o da aynı şeyleri hissetmişti. Bazen Deniz öyle bir şey söylüyordu ki zaman duruyordu. Minel'in hislerini sanki o da hissetmiş gibi güzel tarif ediyordu.

Ayağa kalkıp yere kadar uzanan pencereye ilerledi. Elini uzatsa teni karla buluşacaktı sanki. Çok yapmak istese de bunu yapmadı. Bir süre insanları izledi. Sonunda Bilge'nin odada oluşunu hatırlayarak ona döndü.

"Sahi sen neden gelmiştin?"

"Seni merak ettim." dedi dürüst bir şekilde. Deniz'in yanından geleli iki hafta olmuştu. Kasım bitmek üzereydi artık. Sezin sevgilisiyle kasım ayının tadını çıkarırken birinin Minel'e göz kulak olması gerekiyordu.

Omuz silkti. İyi olduğunu söylese ne faydaydı? Bir daha iyi olmayacağını biliyordu. Deniz'i içinden atabilmek için hücrelerine kadar bölünmesi Deniz geçen her şeyi atıp yeniden toparlanması gerekiyordu. Tabi geriye bir şey kalırsa. "İyiyim." dedi her zamanki gibi. Belki yüksek sesle söylerse gerçek olurdu.

"O zaman dışarı çıkalım mı? Bu havada kahve içmek güzel olur."

Başını iki yana salladı. Canı bir şey yapmak istemiyordu. "Bilge... sen de âşık olmalısın. Kasım bitmeden birini bulabilsen keşke..." Bir an aralarında sessizlik oldu. Bunu söylemek için ne güzel örnekti. Canı fazlasıyla yanan bir aşık için. Artık ondan kurtulması gerekiyordu. Önce hayaletinden. Telefonuna ilerleyip bir numarayı tuşladı.

"Ozan... Karar verdim. Davayı açalım." dedi kesin bir sesle. Haftalardır beklemiş olması da kendisine hakaretti sonuçta. Artık bitmeliydi. Gerekirse kanata kanata sökecekti o adamı içinden.

Karşı taraftan bir süre ses gelmedi. "Bu konuyu önce Deniz'e söylemen gerekmiyor mu Minel?" diye sordu sıkıntılı bir sesle.

Bir an durakladı. Deniz ile konuşup konuşmadığını nereden biliyordu bu adam? Deniz ile yakın zamanda mı konuşmuştu? Deniz ve onun bu konuda konuşması... İhtimal vermiyordu. Adam zaten ondan vazgeçmişti. Hem... "Deniz ile konuşup konuşmadığımı nereden biliyorsun?" diye sordu merakına yenik düşerek. Bir süre daha sessizlik oldu telefonda. Sonunda bir fısıldama duyar gibi oldu. "Ozan orada mısın?" diye sordu.

Minel Aşk-Tamamlandı-Where stories live. Discover now