16. Biraz Daha

3.7K 297 30
                                    



"Ne?" diye sordu. "Sen bana ne?"

Gözlerini kaçırdı. Ona aşık olmak istemediği halde aşıktı. Onun canının yanmasını isteyecek kadar bencildi. Fakat biliyordu ki Deniz'in canı yanıyorsa onun da yanıyordu. "Hiç, önemli bir şey değil." diyerek hızla ayağa kalktı. Ağzından bir şey kaçırmaktan korkuyordu. Ama en çok da Deniz'in bir kere daha umursamamasından...

Minel giderken Deniz birden ayağa kalktı. "Neden gittiğimi öğrendiğine göre gidiyor musun?"

Geri dönmeden önce derin bir nefes alıp gücünü topladı. Geri dönüp Deniz'e baktığında yüzünden bir şey okunmuyordu. Alaycı bir ifadeyle "Sen söyle, gitmeli miyim?" diye sordu.

Anlaşmalarına göre gitmesi gerekiyordu. Oysa bunun düşüncesi bile kalbinin sıkışmasına neden oluyordu sanki. Minel giderse burada daha fazla kalma isteği kalmayacak, peşinden gitmek isteyecekti. Gidemediği için de acı çekecekti. Ellerini iki yana açtı çaresizce. Eğer gitmek isterse bunda sonuna kadar haklıydı. "Öğrenmeden gitmeyeceğini söylemiştin."

"Doğru." dedi soğuk bir sesle. Deniz bugün pişman olduğunu haykırdığında aralarında yeniden bir şeyler olabileceğini düşünmekle büyük bir hata yapmıştı. Deniz ne yazık ki kendinden ve kariyerinden başka hiçbir şey düşünemiyordu. İnsan ilişkileri ona bir zorunluluk gibi geliyordu belki de. 

"Bu kadar saçma bir nedenle beni yalnız bırakan bir adamın yanında daha fazla kalamam." Neden şaşırıyordu ki? Daha önce de hayal kırıklığı yaşamamış mıydı bu adam yüzünden? Göz göze kaldılar bir süre ve Minel umutla kocasının bir şey söylemesini bekledi. Söylemeyeceğini anlayınca arkasına döndü ve odasına gitti hızla. Lanet adam! Beş para etmezdi. Odadan çantasını ve montunu alıp dış kapıya ilerlediğinde Deniz önüne geçti.

"Bu saatte mi gideceksin?"

Sinirli bakışlarını Deniz'in yüzüne çevirdi. "Daha fazla burada kalamam. Çekil önümden."

"Saçmalama, akşam oldu."

"Saçmalayan hep benim öyle mi?" diye söylendi. "Sen nasıl bir adamsın ya? Gitmem için elinden geleni yapıyorsun. Beni yanında bile istemiyorsun ama giderken akşam olmuşmuş. Aman ne güzel." Bu adam gerçekten sinirlerini bozuyordu. Nasıl bu kadar gamsız olabiliyordu? Acıdan bin parça olduğunu, çaresizliğini görmüyor muydu? Her geçen an daha da ölüyordu bu adam yüzünden.

"İstiyorum ki burada bir bahane için kalma. Gerçekten istediğin için kal."

Gözlerini kırpıştırdı. Yani şimdi bu adam gitmesini mi istiyordu yoksa kalmasını mı? İyi bir şey mi söylüyordu yoksa kötü mü? Sinirden gözleri dönmüştü adeta. O yüzden anlamakta güçlük çekiyordu. "Bu ne demek?" diye sordu şaşkın bir şekilde.

"Bu şu demek ki... Gitme. Ama burada kaldığın sürede kalma nedenin ben olayım."

"Sen!" diye konuşmaya başlayacakken Deniz parmağını Minel'in dudaklarına koyup onu susturdu.

"Kalma nedenin ben olayım. Biz olalım. Geldiğin günden beri kafam allak bullak. Senin yanındayken hiçbir zaman mantıklı olamıyorum. Hiçbir zaman söylemek istediğimi tam olarak söyleyemiyorum ama şu an söylemek istediğim tek şey gitme. Eğer gidersen ben yarım kalacağım. Bir parçam kopup gitmiş gibi hissedeceğim. İlkinde kaçıp kurtulabileceğimi sandım. Oysa şimdi anlıyorum ki öyle bir dünya yok. Nereye gidersem gideyim seni de yanımda götürüyorum."

Şaşkınlıktan gözleri kocaman açılmış bir şekilde Deniz'e bakıyordu. Tüm bunları fark edebilmesi için bu kadar zaman mı geçmesi gerekiyordu? Çok iyi biliyordu ki eğer o buraya gelmeseydi Deniz asla geri dönmezdi. Bir süre rahat rahat yaşar özlemden delirse de gururuna yedirip gelmezdi. Bir süre göz göze kaldıktan sonra usulca geri çekilip çantasını yere bıraktı. "Çekilir misin?"

Minel Aşk-Tamamlandı-Where stories live. Discover now