20. Ah Minel Aşk

3.7K 273 14
                                    


Sevinçle gülümseyerek Minel'i belinden tuttu ve yukarı kaldırdı. Minel "Ne yapıyorsun?" diye çığlık attı. Deniz yavaşça Minel'i aşağı indirdiğinde Minel'in yanakları pembeden kırmızıya doğru renk alıyordu. Bakışlarını kaçırdı. "Ben..." bir şeyler söylemeye çalıştı ama söyleyemeyince sustu.

Deniz gülümsedi karısının bu hali karşısında. Onu mutlu görmeyeli o kadar uzun zaman olmuştu ki kendini fazlasıyla suçlu hissetti. Minel'in elini tuttu. "Biz film izleyelim en iyisi."

Minel başını salladı. "Olur." Birden küçük bir kız çocuğu gibi hissetmesine anlam veremiyordu. Deniz yatağa doğru ilerlediğinde kalbi daha bir hızlanmıştı. Yatağa oturduklarında "Ne izleyeceğiz?" diye sordu Minel. Ortalıkta televizyon da yoktu. Deniz elindeki kumandaya bastığında duvarda beliren ekranla Minel alayla ona baktı. "Bazıları rahatına oldukça düşkün. Ben de seni buraya çalışmaya geldi sanıyordum. Herkesten uzakta rahat rahat..."

Deniz bir süre Minel'e baktı. İç geçirerek "Eskiyi geride bırakamaz mısın?" diye sordu.

"Beni terk ettin sen. Farkında mısın? Şu anki mutluluğumu mahvetmek istemiyorum ama..."

"Ben aslında... o gün sana gelecektim." diye itiraf etti sonunda. Ona karşı olan duygularından kaçamayacağını fark etmişti çünkü. Kaçtığı her gün aralarındaki mesafe büyüyor ve onu fazlasıyla özlüyordu. Tüm gerçekleri söyleyip bu yükten kurtulmak istiyordu. İnsan içindekini söylediğinde kuş gibi hafif hissetmiyor muydu?

"Geldin, gelmedin mi? Gidiyorum dedin ve gittin sonra da." derken sesi fazlasıyla sinirli geliyordu.

Haklıydı. Minel gittiğinde nasıl üzülmüş ve kızmıştı. "Minel bir dinler misin?" diye sordu sakin bir şekilde. Onu anlayabilmek canını yakmıştı. Bu zamana kadar onu bırakmış bir adamken şimdi onun tarafından bakabilen bir adamdı. Ve bu oldukça can sıkıcıydı.

"İyi, dinliyorum anlat." derken sesi fazlasıyla kötü geliyordu. Yüzüne de bakmıyordu. Yaşadıkları aklına gelince yüzüne büyük bir hüzün çökmüştü anlaşılan.

İç geçirdi sıkıntıyla. "Sana geliyordum. Çünkü aramızdaki gerginlikten fazlasıyla sıkılmıştım. Ve seni..."

Minel bakışlarını ona çevirdiğinde bir an durakladı. "Seni çok özlemiştim." diye devam etti Deniz. Aslında bundan çok daha fazlası söz konusuydu. Ama bunu şimdi söylemeye cesaret edemiyordu. Ve evet özlemişti de. Evlendikleri ilk zamanla ayrıldıkları zaman arasında dağlar kadar fark vardı. Birden göklere yükselmişler sonra da kanatlarını kaybedip yere çakılmışlardı sanki.

"Ben evde hep seni bekliyordum." dedi hüzünle. Her kapı çaldığında umutla bakmıştı. Onun gelmeyeceğini bildiği halde evlerinden uzun süre ayrılmamıştı. Hatta Deniz'in odasından. Onun kokusu sinen odayı havalandırmamıştı bile. Kokusu uçup gidecek diye korkuyordu. Ondan başka birinin girmesine de izin vermemişti.

"Biliyorum, işte bu yüzden..." Ofladı. Bunu konuşacaklarını hiç düşünmemişti. Minel buraya gelmeden önce onunla geçmişi konuşacakları aklının ucundan bile geçmemişti. Doğrusu onunla konuşacağı, onu göreceği bile mümkün değildi ona göre. Sonra birden... Ah bu kadın. İyi ki öylece vazgeçmemiş ve gelmişti. Şimdi yeni bir şansları varsa bu tamamen Minel sayesindeydi. Ne olursa olsun bu şansı olabildiğince iyi kullanacaktı. "Aynı evdeydik ve ikimiz de başka odalarda uyuyorduk."

"Odaya gelmeyen..." birden durakladı Minel. Kendini ne kadar değersiz hissettirmişti bu adam böyle. Tüm hayatını ona odaklamıştı sanki. Şimdilerde fark edebiliyordu bunu. Belki de farkında olmadan çok sıkmıştı onu. O yüzden kaçmayı seçmişti.

Minel Aşk-Tamamlandı-Where stories live. Discover now