26. İtiraf

4.4K 306 46
                                    


Odaya gittiğinde sinirle yatağı tekmeledi. Bu kadar önemli bir şeyi nasıl saklardı? Ve lanet olsun ki böyle bir şeyi söylemek isteyen kadına nasıl fırsat vermezdi? Kıskançlıktan gözü dönmüş ve Minel'i hiçe saymıştı. O da bunu bahane ederek gerçekleri saklamıştı. İkisi de ak kaşık değildi. Sinirle pencereye yürüyüp derin derin nefesler aldı. Acıyla gözlerini kapattığında gözünün önüne Kaan ve Minel'in sarılışı ve ardından evi terk edişi canlanıyordu. Ona ulaşmak için Minel'in uğraştığını biliyordu. Nefes alamıyordu sanki. Kalbi sıkışıyordu. Hızla banyoya ilerleyip soğuk suyun altına girdi. Onu başka bir şey kendine getiremezdi.

***

Boş boş masada oturdu öylece. Tüm kötü anılar beynine hücum ediyordu sanki. Aylardır hiç aklına gelmeyen şeyler birden gün yüzüne çıkmıştı. Deniz'i bu duruma alıştıracağını düşünmüştü. Oysa şimdi pat diye ona olanları anlatmıştı. Eli karnına gitti birden. En çok da bebeğini kaybetmiş olmasına canı yanıyordu. Kanser olması ya da o kadar süre tedavi görmesi bile canını bu kadar acıtmamıştı. Sevdiği adamın bir parçası olan bebeğini koruyamamıştı. İyice sakinleştiğinde Deniz'in yanına gitmek istedi. Ona sarılmak ve tüm acılarını onunla paylaşmak. Sinirliydi biliyordu. O yüzden telefonunu alıp mesaj attı.

Sinirin geçtiğinde lütfen konuşalım.

Mesaj sesiyle şaşırdı. Onun telefonundan gelmiyordu bu ses. Etrafına bakındığında Deniz'in oturduğu sandalyenin yanındaki sandalyede onun telefonunun olduğunu gördü. Telefona ne olarak kayıtlı olduğunu merak ederek baktığında 'Minel Aşk' olarak kayıtlı olduğunu gördü. Minel aşk, aşkın elinden demekti. Aşkın tüm sitemini, hüznünü, göz yaşını barındırıyordu sanki bu söz öbeği. Öylesine derin ve öylesine anlamlı... Sanki tüm kalp kırıklığı hançer olup kalbine geri dönmüştü bunu görmesiyle.

Ayakları yere yapışmış gibi bir süre yerinde durdu ve bu acıya daha fazla katlanamayacağını düşünerek hızla odaya gitti ve çantasını aldı. Bir an sadece bir anlığına belki Deniz aşağı iner umuduyla merdivenlere baktı ama yoktu. İç geçirerek kapıya ilerlemişken bir an durdu. Mutfağa gidip evin anahtarını çıkardı ve masaya koydu. Bu kadardı işte. Acısını gördüğünde onu sarıp sarmalaması gereken adam tüm öfkesini kusmuştu yine. Zaten ondan beklenilen tepki de bu değil miydi? Yanlış yolda yürümekle hata yapıyordu. Deniz konusunda doğru olan tek bir şey vardı. O da ona tutunup lanet kanseri yenmesiydi. Deniz'İn hayatına girme nedeni buydu belki de.

Hızla dışarı çıkıp arabasına bindiğinde bir süre bekledi. Başını kaldırıp Deniz'in odasının penceresine baktığında göz göze geldiler. Onun için hiçbir şey yapmayacaktı artık. Allah ona bir şans daha vermişti yaşaması için. Ve o yeniden doğmuştu adeta. Yeni hayatında mutsuzluğa ve hüzne yer yoktu. Görünüşe göre Deniz'e de yer yoktu. Bakışlarını kaçırıp arabayı çalıştırdı ve arkasına bakmadan gitti.

***

Dış kapının sesiyle banyodan çıktığında Minel'i arabasına binerken gördü. Ne tuhaftı. Sabah onun için bekleyeceğini söyleyen kadın şimdi gidiyordu. Sanki onun düşüncelerini hissetmiş gibi Minel yukarı baktığında göz göze geldiler. İçinden bir ses ne olursa olsun barışacaklarını biliyordu. Minel gitse de dönüp dolaşıp birlikte olacaklarını biliyordu. Her ne kadar acısını onunla paylaşacak kadar ona değer vermiyor olsa da... Minel giderken iç geçirerek aşağı indi. Sakinleşmiş ve konuşmak için kendini hazırlamıştı. Minel ise bunu bekleyemeden gitmişti. Su içmek için mutfağa girdiğinde masada gördüğü anahtarla gözlerini devirdi. Ah bu kadın... Sonrasında anahtarın yanındaki telefona takıldı gözleri. Mesaj gelmişti. Minel'den olduğunu görünce ofladı. Bir süre onu arayıp aramamak konusunda kararsız kaldıktan sonra aradı. Ve tahmin ettiği gibi telefon açılmadı.

Minel Aşk-Tamamlandı-Where stories live. Discover now