2.Minel

6.8K 426 31
                                    

Yıldıza dokunmayı ve yorum yapmayı unutmayın ;)

Sinir küpü olmuş bir şekilde hastane koridorlarında ilerlerken Bilge ve Sezin'i görmesiyle göz yaşlarına boğuldu. İkisi birden ona sarıldığında biraz rahatlamış hissediyordu. Tüm duyguları karışmıştı. Bir yanda babasını kaybetme korkusu bir yanda Deniz'in aptal isteği, bir yanda ona hala aşık olduğu halde Deniz'in umursamazlığı... Hepsi üst üste gelmişti adeta.

"Kolay değil, çok yoruldun." dedi Bilge.

Minel göz yaşlarını silerken başını salladı. "Geldi." dedi sonunda.

"Nasıl yani? Nasıl ikna ettin?" diye sordu Sezin.

"İkna etmekte zorlanmadım aslında ama..."

"Ama ne?" diye sordu Bilge hızla.

"6 ay boyunca onun yanında kalmamı istiyormuş." derken göz yaşları yeniden yanaklarına süzüldü.

Bilge ve Sezin anlamamış bir şekilde bir süre ona baktı. "Nasıl yani?" diye sordu Sezin.

"Dedi ki temizlik, yemek için ona biri lazımmış."

"İyi de bu neden sen olmak zorundasın ki? Bul birini."

"Haklısın, öyle diyeyim." diyerek telefonu eline aldı. Haftalardır telefonunu açmayan kocasını aradı. Bu sefer telefon açıldı. Bir süre bunun şaşkınlığı ile bir şey diyemedi. "Temizlik ve yemek için sana birini bulmaya karar verdim."

"Ben seni uygun görmüştüm bu işe." derken sesinden eğlendiği fazlasıyla belli oluyordu.

"Sen benim yaptığım yemeği yemezsin bile."

"Sen de yemek yapmayı öğrenir ve yenilecek şeyler yaparsın."

"Ben zaten..." Birden sustu. O bilmiyordu ki. Onun hakkında bilmediği bir yığın şeyden biriydi bu da. Bilme gereği görmediği şeylerden biri belki de.

"Evet sen..." diyerek devam etmesini istedi.

"Dediğim gibi biri..." derken sözü kesildi.

"Minel ya sen gelirsin ya da hayatında ilk defa bir sözü tutamadığını itiraf edersin herkese."

"Biz bittik, biliyorsun değil mi?" diye sordu usulca. Bu sefer karşı taraftan ses gelmedi. "Ve seninle gelmem bir şey değiştirmeyecek. Hoş senin bunu barışmak için değil de intikam için yaptığını düşünüyorum ya. Hadi istediğin olsun." diyerek telefonu kapattı. Kızlarla göz göze geldiğinde "Gitmem gerek kızlar." dedi üzgün bir şekilde. Eğer sözünden dönerse kendine olan güveni azalırdı. Bir de içinde bir şey gitmesini söylüyordu.

***

Telefonu kapattığında elinde sımsıkı tuttu bir süre. Gelmeye istekli değildi. Babasını ameliyat ettiği için onu altı ay boyunca yanında tutmak doğru değildi, biliyordu. Ama onunla olamadığı gibi onsuz da olamıyordu. Bu da kaderin cilvesiydi işte. Kendine itiraf bile etmek istemiyordu ama özlemişti. Onu kollarının arasına alıp teselli edemediği için de üzgündü.

"Deniz Bey sizinle konuşabilir miyiz?" sesiyle düşüncelerinden sıyrılıp ona çağıran adama döndü. Baş hekimdi bu. Engin Bey son zamanlardaki durumundan dolayı olsa gerek yerini bu adama bırakmıştı.

"Tabi ki." derken bu tür konuşmalardan yeterince sıkıldığını düşünüyordu. İçinden hızlıca bitmesini diledi.

"Buyrun odama geçelim."

Adam önde o arkada asansöre ilerlediler. Odaya geldiklerinde "Ne içersiniz?" diye sordu adam.

"Fazla zamanım yok aslında."

Minel Aşk-Tamamlandı-Kde žijí příběhy. Začni objevovat